Üçüncü kez açılan Gezi Davası’nın 6. Duruşması İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme sonucunda Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verildi. Osman Kavala’ya hükümeti kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, casusluk suçlamasından beraat ve tahliyesine karar verildi.
***
Duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada Taksim Dayanışması tarafından “Akıl ve hukuk dışı bu dava derhal geri çekilmeli, Osman Kavala serbest bırakılmalıdır” çağrısı yapıldı.
Açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Arkadaşlarımızla birlikte ülkedeki tüm yurttaşlar yargılanıyor. Milyonlarca insanın hak ve adalet için verdiği mücadeleyi yargılamanıza izin vermeyeceğiz. Akıl ve hukuk dışı bu dava derhal geri çekilmeli, Osman Kavala serbest bırakılmalıdır. Ülke tarihinde bir onur sayfası olan Gezi Direnişi’ni karalama çabasından derhal vazgeçin. Herkesi Gezi'nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte baskılara direnmenin yolu Gezi'nin gerçek tarihine sahip çıkmaktır. Gezi yargılanamaz.”
Açıklamanın ardından duruşmaya geçildi.
“Toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir dava”
22 Nisan’da görülmeye başlanan duruşmaya devam edildi. Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekci ve sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Osman Kavala ise duruşmaya cezaevinden SEGBİS ile bağlandı. Duruşmada ilk olarak söz alan Mine Özerden'in avukatı Tuğçe Duygu Köksal oldu. Köksal “Beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020'den beri bu dosyada hiçbir ilerleme yok derhal beraat kararı verilmesi gerekir” diye belirtti.
Ardından Yiğit Ali Ekmekçi'nin avukatı Emel Ataktürk söz aldı. Bu davanın insan hakları için çalışanlar ve sivil alanın yok edilmesine yönelik olduğunu dile getiren Ataktürk, “Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır” ifadesini kullandı.
Ataktürk şöyle devam etti:
“Gezi ve Çarşı davaları yüksek mahkemelerde incelenirken siyasi otoriteler Gezi davası hakkında yorum yapmayı sürdürdü. Gezi ve Çarşı davaları yerel mahkemeye döndüğünde de müdahaleler sürdü. 30. ACM dosyaya daha hakimdi, beraat kararı verilmişti ama dosya tefrik aşamasına geldiğinde dosya hızla karara çıkarılmak için 30. ACM'ye değil mahkemenize verildi.”
Üye hâkim AKP’den aday
Avukat Evren İşler şunları söyledi:
“Zaten ne dediğimle ilgilenmiyorsunuz. Biriniz sağa, biriniz sola bakıyor, biriniz dosya karıştırıyor. Olsun ben konuşayım yine de. Bu dosyada çok fazla hukuksuzluk var. Hepsini saysak bir saate sığmaz, Tora Pekin'in sözünü kestiniz. Yaptığınız baştan sona hukuka aykırı, savunma hakkını ihlal ettiniz.” Pekin'in Cuma günü tamamlatılmayan savunmasını okudu. İşler, Google'den yaptığı araştırma sonucu, şu anda üye hâkim olan Murat Bircan'ın daha önce Samsun'da AKP'den milletvekili aday adayı olduğunu paylaştı. Avukatların heyetin dosyadan çekilme talebi “davayı uzatma girişimi” denilerek kabul görmedi.
Çok sayıda avukat söz aldı. Avukatlar davanın siyasi boyutuna dikkat çekerek dava ile yargılanmak istenenin demokratik hak ve eylemler olduğunu vurguladı ve hukuksuzlukları sıraladı. Avukat beyanlarının ardından son sözler alındı ve karar için ara verildi.
Kavala’ya müebbet, 7 kişiye tutuklama kararı!
Mahkeme sonucunda Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verildi. Osman Kavala’ya hükümeti kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, casusluk suçlamasından beraat ve casusluk suçlamasından tahliyesine karar verildi.
Karar salonda “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganıyla protesto edildi.
Karar adliye önünde protesto edildi
Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi tutuklanarak hapishaneye götürüldü. Karar sonrası adliye önünde eylem gerçekleştirildi. Eylemde konuşan CHP’li Özgür Özel şunları söyledi: “Bugün burada sonlanan davada hukukun ve adaletin gereği yapılmadı sadece Türkiye’yi yöneten tek adamın dediği yapıldı”. Mahkemenin bağımsız olmadığını vurgulayan Özel, “Bu karar yaşanan her toplumsal olaydan kendine mağduriyet çıkaran paranoyak bir yönetim anlayışının kararıdır” dedi. Özel konuşmasını “And olsun ki Recep Tayyip Erdoğan tarih önünde mahkûm olacaktır, hesap verecektir” diyerek sonlandırdı.
Ardından davanın avukatı Akçay Taşçı yaptığı konuşmada “Gezi’ye giden herkes defteri önüne koysun, düşünsün. Bu hüküm yalnızca buradakileri yatırıyor olsa da esas olarak Gezi’ye giden herkesin bu arkadaşların üzerinde sorumluluğu vardır” dedi. Taşçı, mücadelenin Gezi’den bu yana devam ettiğini ve edeceğini vurguladı.
Şık: İtiraz etmeyen herkes kararın sorumlusudur
TİP Milletvekili Ahmet Şık da şunları söyledi: “Suç örgütü diyoruz. 14 yaşında gençler iktidarı mafya diye tanımlar iken tabi ki farklı hareket etmeyecekler”. Çetelerle işbirliği yapanların bu kararları direnmeyenlerden, ses çıkarmayanlardan aldıkları cesaretle aldıklarının altını çizen Şık, “Bugün burayı bu meydanı doldurabilseydiniz o kadar rahat karar veremeyeceklerdi” dedi. “İktidar zaten haysiyetsiz” vurgusu yapan Şık, mücadele etmeyen muhaliflerin de haysiyetini kaybedeceğini söyledi. Şık, “İtiraz etmeyen herkes ama herkes bu kararın sorumlusudur. Bugünden sonra da yaşanacak her ihlalin sorumlusu bu sessizlik sarmalına teslim olmuş kendine muhalif diyenlerdir” dedi.
“Yol ayrımında karar verme zamanıdır”
HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, çok öfkeli olduğunu ancak iktidara ya da Erdoğan'a öfkesinin olmadığını belirtti. "Türkiye halklarına seslenmek istiyorum" diyen Kerestecioğlu, şöyle devam etti:
“Şimdi bütün muhalefeti aynı şekilde ‘terörle' ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu yol ayrımında karar verme zamanıdır; demokratik, özgür bir Türkiye mi istiyoruz yorsa biat eden yargısıyla, başını kaldırmayan göz teması bile mahkemede kuramayan yargıçlarıyla yargılanmaya devam etmek mi istiyoruz. Biz bunu hak etmiyoruz, Türkiye halkları bunu hak etmiyor. Her alanda her cenahta siyasi tutsaklara özgürlüğü sağlayacak. Bugün alınan arkadaşlarımız canlarımızdır, suçları Gezi parkının Gezi parkı olarak kalmasıdır.”
“Kararı tanımıyoruz”
Taksim Dayanışması adına söz alan Akif Burak Atlar, ortada suçun unsurlarına dair herhangi bir kanıt bulunmamasına rağmen tutuklamalara tepki gösterdi. Atlar, “Bizler adalete inanan, demokrasiye inanan, hukukun üstünlüğüne inanan bu memleketin demokrasi güçleri olarak bu kararı reddediyoruz” dedi. Kararın siyasi olduğunun altını çizen Atlar, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” sloganına devam edeceklerini dile getirdi.
“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Her yer Taksim her yer direniş!” sloganları atıldı.