Emperyalizme ve sömürüye karşı olmayan her savaşın faturası işçilere ve emekçilere kesilir!

Rafinerileri işletebiliyorsak, madenlerden değer yaratabiliyorsak, yolları, köprüleri inşa edebiliyorsak… 26 milyon kişilik bir işçi sınıfı ordusu olarak, kendi bağımsız örgütlülüğümüzü yaratacak, iktidarı alıp bu saltanata son verebilecek güç kendi ellerimizdedir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Temmuz 2019
  • 22:22

Türkiye son bir yılda Rus silah tekellerine 4 milyar dolar, ABD silah tekellerine 40 milyar dolar para yatırdı. Rusya’dan S400’ler, ABD’den F35 uçakları için...

Gerekçe? Vatan-millet savunması!

Suriye’de son 8 yılda 2 milyon insan öldü, Irak’ta 5 senede 1 milyon insan… Bu iki ülkede de halen sürüyor halklara yönelik katliamlar. Suudi Arabistan 1 yıla yakındır ABD patentli silahlarla Yemen’de bir halkı çocuklarıyla beraber katlediyor.

Irak’ta Saddam Hüseyin, ABD patentli silahları alırken, bunu ülke güvenliği için yaptığını söylüyordu. Suudi’ler yine aynı şeye sığındılar. Sonuç Irak’ta katliamlar, yoksulluk ve emperyalizme hizmette kusur etmeyen cihatçı örgütler... Suudi Arabistan’da Arap halkına yoksulluk ve mazlum halklara karşı katliamlar…

Emperyalizme ekonomik ve siyasal anlamda bağımlıysanız, politikalarınız da bu bağlamda şekillenmek zorundadır. Libya NATO savaş örgütü tarafından kuşatıldığında Türkiye merkez üs görevi üstlendi. Suriye’de işlenen politika ABD-İsrail ortak yapımı olmasına rağmen Türk devleti aktif taşeronluğa soyundu. İsrail’in NATO üyesi olmasını sağlayan yine Türk sermaye devletinin onayıydı. Ortadoğu katili İsrail’le son 10 senede milyonlarca dolarlık ticaret yapıldı.

Herkesin malumudur ki silah tekellerine kazandırılan 44 milyar dolar paranın tüm faturası biz işçi ve emekçilere yansıtılacaktır. Bu yük bize “vatan-millet” hamasetiyle kabul ettirilmeye çalışılacaktır.

Oysa bu silahlarla korunan tek şey, emperyalistlerin Ortadoğu’daki çıkarları olacaktır. Türk sermaye devleti emperyalizme göbekten bağlı haliyle, asla biz işçi ve emekçiler için bir kurtuluş olmayacak, aksine bizlere savaş ve yoksulluk faturaları dayatmaya devam edecektir

İnsanca bir yaşam işçi sınıfının mücadelesiyle mümkündür!

Emekle üreten, fabrikalarda, madenlerde, rafinerilerde can veren bizleriz. Ülkenin tüm zengin ve bürokratlarını vergilerimizle ayakta tutan, lüks içinde yaşatan bizleriz.

Rafinerileri işletebiliyorsak, madenlerden değer yaratabiliyorsak, yolları, köprüleri inşa edebiliyorsak… 26 milyon kişilik bir işçi sınıfı ordusu olarak, kendi bağımsız örgütlülüğümüzü yaratacak, iktidarı alıp bu saltanata son verebilecek güç kendi ellerimizdedir.

Savaşları durduracak, zulme son verecek güç yine bizim ellerimizdedir.

Sahte diplomalarla yönetenlerin, rüşvetle yaşayanların, iftira ve yolsuzlukla anılanların iktidarı yönettiği bu düzende, insanca bir yaşama kavuşturacak ve insanın insanı sömürmediği bir düzeni inşa edecek güç ve irade örgütlü hareket etmemizdedir.

Sınıf bilinçli bir işçi