Ege Bölgesi Hapishanelerinde 2020- Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarında yaşanan hak ihlalleri, İHD İzmir Şube Hapishane Komisyonu tarafından raporlaştırıldı.
Yazılı olarak kamuoyuyla paylaşılan açıklamada, raporun İzmir 1 Nolu F Tipi (Kırıklar), Buca, İzmir Kadın Kapalı (Şakran), İzmir 1, 2, 3, ve 4 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir Çocuk Kapalı (Şakran), Ödemiş T Tipi, Menemen R Tipi hapishanelerden gelen mektuplar, mahpus yakınlarının ve avukatlarının başvuruları esas alınarak hazırlandığı belirtildi.
İnfaz yasası düzenlemesiyle özellikle politik mahpusların ölüme terkedildiği belirtilen raporda bu yılın ilk 4 ayında hapishanelerde mahpuslara karşı pek çok hak ihlalinin gerçekleştirildiği belirtildi.
Hapishanelerde salgın
Buca Hapishanesi’nde toplam 65 mahpusun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı açıklaması hatırlatılan raporda, ilerleyen günlerde hem mahpus, hem gardiyan pozitif vaka sayısının arttığı belirtilerek şu ifadelerle devam edildi:
“Hapishaneler mahpusların bir arada ve kalabalık, küçük ve hijyenik olmayan koğuşlarda yaşadıkları göz önüne alındığında hijyenin sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir ve önlemlerin alınmasının neredeyse imkansız olduğu söylenebilir. Koğuşlardaki yoğunluk ve hapishanelerdeki hareketlilik de göz önüne alındığında salgın hastalığın hapishanelerde ne kadar hızlı yayılabileceği ortadadır. Raporumuzda yer alan ailelerden ve mahpuslardan gelen bilgilere de bakılacak olunursa hapishanelerde gereken önlemlerin alınmadığı, uygulamalarda keyfiliğin sağlık hizmetlerinde de yetersizlik olduğu ve hak ihlallerinin gittikçe arttığı görülmektedir.”
Salgın sürecinde olduğu gibi genel olarak da mahpusların yaşam haklarının korunması devletin sorumluluğunda olduğu vurgulanan raporda “İnsan haklarının başat unsurunu oluşturan yaşam hakkı kutsaldır. Hapishanelerde giderek artan tecrit uygulamalarının kaldırılması ile işkence ve kötü muamele yasağına aykırı eylemlerin önlenerek sorumlular hakkında etkili soruşturma yöntemlerine başvurulması gerekmektedir” denildi.
Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelerin aksine hapishanelerin ikinci cezalandırma aracına dönüştürüldüğü belirtilen raporda “Ülkemizde mahpusların tedaviye ulaşma hakları, sağlıklı bir hapishanede yaşama hakları, sağlıklı beslenme hakları ve yasalarda yer alan, hasta olduğunda, tedavisini dışarıda yapması için cezasını erteleme veya serbest bırakılma hakları engellenmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Hapishanelerde hak ihlallerine karşı İHD’nin talepleri
İHD Hapishane Merkezi Komisyonu’nun güncellediği hasta mahpus listesinde 590’ı ağır olmak üzere 1.564 hasta mahpus bulunduğu belirtilen raporda hasta mahpusların tedavi haklarının engellendiği ifade edildi. Ardından yapılması gerekenler sıralandı:
“*Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalı.
*Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikayetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidir.
*Hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalı.
*Mahpusların aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemelidir.
*Mahpuslar uluslararası ve ulusal mevzuatın emrettiği şekilde ailelerine ve avukatlarına mümkün olduğunca yakın hapishanelere sevk edilmelidir.
*Gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması vb. gibi çağ dışı yaklaşımlar terk edilmelidir.
*Anadilde görüşme, yazışma ve savunma hakları yasal güvence altına alınmalı, keyfi engellemeler kaldırılmalı.
*Mekan ve üst aramaları insan onuruna aykırı olmamalıdır.
*Adeta mahpusları sindirme araçları haline gelen, disiplin cezalarında insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı, pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir.
*Mahpuslara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir.
*Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, "bağımsız" ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır.
*Hapishane hekimi ve tıbbi personelinin İstanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır.
*Mahpuslara üzerindeki tecrit uygulamaları derhal kaldırılmalıdır.
*Mahpusların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
*Mahpuslarla ilgili olarak “ayrımcılık yasağına” aykırı düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
*Başta yaşam hakkı göz önüne alınarak sağlığa ve tedaviye erişim haklarının önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
*Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bu alanda çalışan kurum ve kuruluşların önerileri dikkate alınarak bu uyarılara uygun önlem ve tedbirler alınıp, düzenli olarak kontrolleri sağlanmalıdır.
*Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılarak, incelemeye açılması sağlanmalıdır.”
Kızıl Bayrak / İzmir