Hüseyin Aykol’un Yeni Yaşam gazetesinde yer alan haberine göre, salgın sürecinde hapishanelerde gerekli önlemler alınmadığı gibi, tutsakların en temel ihtiyaçları bile yeterince karşılanmıyor.
Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde bulunan Veysel Özçoban, mektubunda kendisine yönelik özel uygulamalara geçmeden önce, hapishanenin koronavirüs salgını sonrasındaki halinden bahsediyor:
“Tüm hapishanelerde olduğu gibi, izolasyon gerekçesiyle görüşler ve hapishane içindeki her türlü etkinlik yasaklandı. İdarenin vermesi gereken yemekler azaldı. Odadaki üç kişiye üç tabak yemek ve üç kişiye bir portakal veriliyor mesela. Kantinden alınmak istenen her şey her gün daha pahalı hale geliyor…”
Antalya L Tipi Hapishanesi’nde bulunan Burhan Çeliker ise Ocak ayında yazdığı mektubunda şöyle diyor:
“Yaklaşık dört ay önce göz rahatsızlığından dolayı Göz Hastanesi’ne sevk talep ettim. Aynı koğuştaki arkadaşlardan Yıldırım Temel de sekiz ay kadar önce göz rahatsızlığından dolayı hastaneye gitmek istemişti. İkimizin de hastaneye sevki 13 Ocak 2020 günü çıktı. Ancak askerin talebi doğrultusunda doktorun kelepçelerimizin açılmadan muayene etmek istemesi üzerine “Kelepçelerimizi açtırın, üçlü protokole uyun” dedik; kelepçelerimizin açılmaması üzerine de muayeneyi kabul etmedik ve muayene olamadan cezaevine geri dönmek zorunda kaldık”.
Bolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Caner Koç’un 4 Nisan 2020 tarihli mektubunda bulunduğu hapishanede yaşadıkları hak ihlallerini şöyle yazıyor: “Süleyman Matur, Emrah Değer, İlhan Kaya, Ayberk Demirdöğen, Caner Koç ve Musa Kurt’un aldığı çeşitli disiplin cezaları devam ediyor. Mektup ve fakslar geciktirilerek ya da sansürlenerek veriliyor. Revir ve diş doktoruna çıkma talepleri koronavirüs bahanesiyle reddediliyor...”
Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanes’nde bulunan Ergin Doğru, koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirleri şöyle sıralıyor:
“Sohbet ve benzeri etkinliklerle birlikte görüş de yok. Böylece tam bir tecrit halindeyiz. Odamız bir kez dezenfekte edildi. Bir kez maske verildi. Tedbir olarak başka bir şey görmedik. Kendimizi virüsten korumak için kantinden alabilecek şey olarak sadece kolonyalı mendil var.”
İzmir-Kırıklar 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Muharrem Cengiz, tarihsiz ama Mustafa Koçak’ın ölüm orucunda yaşamını yitirmesinden önce yazıldığı anlaşılan mektubunda, Mustafa Koçak’a zorla müdahale edilmesi üzerine cezaevinde yaşananlara değinmiş. Mektubunda özetle şöyle diyor:
“Grup Yorum ve Mustafa Koçak’a zorla müdahalenin sona ermesi için hücresini yakan Güven Usta’ya 13 gün hücre cezası verildi. Muharrem Cengiz’e daha önce verilen 21 gün hücre cezası uygulandı. Rıza Özçolak ve Güven Usta’ya verilen çeşitli disiplin cezaları ise sürüyor. Mart ayı içinde Bekir Şimşek, Hacı Demir, Remzi Uçucu, Muharrem Cengiz, Rıza Özçolak, Güven Usta, Bayraklı’daki mahkemeye jandarma tarafından götürülmediler. Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek açık-kapalı ziyaretlerimiz, avukatla görüşme hakkımız Adalet Bakanlığı tarafından gasp edilmiştir.”