1902 Priştine doğumlu olan Hikmet Kıvılcımlı, 1920 yılından itibaren komünist hareket içinde etkin bir biçimde yerini alır.
1925 yılında gerçekleşen TKP 2. Kongresinde (Akaretler) Merkez Komitesi’ne seçilir.
1925 yılından hayatının sonuna kadar sürekli olarak kovuşturmalara, işkencelere maruz kalır ve toplam 22.5 yıl hapis yatar. Ağır işkencelere rağmen her seferinde poliste tam bir direniş sergiler.
İlk olarak 1925 Mayıs’ında tutuklanır, 10 yıl ceza alır. Bir yıl sonra af yasası ile çıkar.
1927 Tevkifatı’nda üç ay hapse mahkum olur. Bu tevkifatının ardından yeniden oluşturulan MK’da yer alır.
1929 Tevkifatı’nda İzmir’de yargılanır. Dört buçuk yıla mahkum olur. Düşünsel yönden son derece verimli bir biçimde kullandığı zindan yaşamı, cezasının bitimine az bir süre kala, Cumhuriyetin 10. yılı dolayısıyla çıkartılan afla, 1933 yılı Ekimi’nde sone erer.
Bunu izleyen dönemde “Marksizm Bibliyoteği” yayınevini kurar. Bu yayın faaliyetleri ile bir yandan marksist klasikleri Türkçe’ye kazandırırken, öte yanda ülke sorunlarına ilişkin kendi çalışmalarını yayınlar.
1934-1937 yılları arasında da yayın ve yeraltı faaliyetlerinden dolayı işkence ve kısa süreli tutuklamalar yaşar. Bu yıllardaki yayın faaliyetleri özellikle ordu ve bahriye içindeki genç kuşakları etkiler. Bundan hareketle 1938’de Harp Okulu ve Donanma davaları olarak bilinen tutuklamalar gerçekleşir. Kıvılcımlı Donanma davasından 15 yıla mahkûm olur.
1950’de çıkan afla 12 yıl süren uzun süreli hapisliği sona erer. Hapislik sürecinde Tarih Tezi, Osmanlı Toplum Yapısı ve İslam Tarihi üzerine çalışmalar yapar.
Hapishane sonrası dönemde kendi tercihiyle o günkü TKP yönetiminde uzak duran Dr. Hikmet Kıvılcımlı, 1951 Tevkifatını izleyen yıllarda (1954) kendi çizgisinde Vatan Partisi’ni kurar. Vatan Partisi 1957 yılında kapatılır. Tutuklanan Kıvılcımlı bu kez 25 yıl hapis cezası alsa da daha sonra beraat eder.
1965 yılında Tarihsel Maddecilik Yayınları’nı kurar ve Tarih, Devrim, Sosyalizm kitabını yayınlar. Bu kitap, uzun hapislik yıllarında Doğu toplumları ve İslam tarihi üzerine yaptığı özgün çalışmaların ürünüdür ve Kıvılcımlı’nın ünlü “tarih tezi”nin asıl kaynağıdır.
1970 yılında, dönemin sorunlarına yönelik olarak Oportünizm Nedir?, Halk Savaşının Planları, Devrim Zorlaması Demokratik Zortlama vb. kitaplarını yayınlar.
Hikmet Kıvılcımlı 1971 yılında, hastalığının ağırlaşması üzerine yoldaşları tarafından tedavi için yurtdışına çıkarılır. Alanya’dan başlayan Suriye üzerinden Bulgaristan ve Doğu Almanya’ya geçen Dr. Hikmet Kıvılcımlı, tedavi edilmek bir yana her iki ülkeden de çıkarılır. Bu utanç verici tutumun gerisinde İsmail Bilen’in özel referansları olduğunu artık biliyoruz. Nihayet Yugoslavya’ya kabul edilir ve çok geçmeden, 11 Ekim 1971’de, Belgrad’da hayatını kaybeder.
Anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.