Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995’ten bu yana sürdürdükleri mücadelenin 1000. haftasında Galatasaray Meydanı’nda eylem yapıldı.
Gözaltında kaybedilen ve katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankart karanfillerle donatıldı.
Eylem alanına kadar iki yerde polis arama noktaları kurdu. Galatasaray Meydanı da bariyerlerle kapatıldı. Eyleme aralarında BDSP ve DGB’lilerin de olduğu siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ile milletvekilleri katıldı.
“Kayıplarımızı istiyoruz”
Sessiz oturma eyleminde ilk olarak Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın metni okundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“27 Mayıs 1995’ten beri, her hafta saat 12:00’de Galatasaray Meydanı’nda toplandık. Galatasaray bizim ve kayıplarımızın sesi oldu. Kimi zaman engellendik, kimi zaman yasaklandık. Şiddetle, zorla dağıtıldık kimi zaman. Gözaltına alındık, yargılandık. Ama ısrarımızdan bir an için bile olsa vazgeçmedik. Nasıl vazgeçelim; onlar bizim gözbebeğimizdi!”
Açıklamanın devamında “Cumartesi Anneleri”nin direncine vurgu yapılarak şunlar belirtildi:
“Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize dokunamıyoruz ama her cumartesi onların resimlerini gururla taşıyoruz. Mezarlarına çiçek koyamıyoruz, ama her cumartesi onlar için Galatasaray Meydanı’na bir karanfil bırakıyoruz.
Bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılarak sürüp gidecek. Galatasaray Meydanı’na bakan her göz, o meydandaki her taş, devletin bu büyük utancının ve Cumartesi Anneleri’nin direncinin tanığıdır!
1000. haftamızda kamuoyunun karşısına tek bir taleple çıkıyoruz; kayıplarımızı istiyoruz.
Karanfillerimizi Galatasaray’a değil, sevdiklerimizin gerçek mezarlarına bırakmak istiyoruz.
Doğdukları, yaşadıkları topraklarda bir izleri, bir mekanları olsun istiyoruz.
1000. haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz: Sevdiklerimizi bulana kadar onları aramaktan vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”
“Adalet aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”
Ardından yakınlarını kaybeden Cumartesi İnsanları söz aldı.
Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, Yusuf Erişti’nin yakını, Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, gözaltında 42 yıl önce kaybettirilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Murat Aslan'ın kardeşi, Kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, gözaltında kaybettirilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, gözaltında kaybedilen İbrahim Demir’in kızı Deniz Demir, Kasım Aksoy’un eşi Erdoğan Aksoy, katledilen Savaş Buldan’ın eşi DEM Parti Milletvekili Pervin Buldan, İbrahim Çelik’in torunu Şevin Çelik, Abdullah Canan’ın oğlu Vahap Canan, Kenan Bilgin’in yakını konuşma yaptı.
Yapılan konuşmalarda kaybedilme süreçleri aktarılarak faillerine dikkat çekildi. Mehmet Ağar, Tansu Çiller, Meral Akşener’in gözaltında kaybetmelerinde rolüne değinilen konuşmalarda “Adalet aramaktan vazgeçmeyeceğiz!” denildi.
Eylemde Sri Lanka kayıp yakınlarının yolladığı mesaj okundu ve şunlar denildi:
"Türkiye'nin Cumartesi Anneleri de 1980'ler ve 1990'lar gibi zorla kaybedilmelerin mağduru olan anneleridir. Bizim gibi onlar da kapı kapı dolaşıyorlar... Dünyada bize hakikati ve adaleti inkar etmeye devam edenler, gerçeği iktidara karşı konuşmamızı istemiyorlar. Bizi susturmak istiyorlar. Ama biz susmayacağız" Konuşmaların ardından eylem sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak/ İstanbul