İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Kırbayır ailesi, Cemil Kırbayır dosyasındaki gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak üzere bir açıklama yaptı.
AKP şefinin “sözü”
Erdoğan’ın Başbakanken Cumartesi Anneleri ile 2011 Nisan’ında yaptığı görüşmede Berfo Kırbayır da vardı. Berfo Anne’ye verdiği sözün hatırlatıldığı açıklamada mecliste gözaltında kaybedilenleri araştırma komisyonunun 13 Eylül 1980 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın akıbetini araştırdığı ifade edildi.
Komisyonun döneme ait belgelere ulaştığı belirtilen açıklamada “Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanık ve sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporun sonuç bölümünde ‘Komisyonumuz; Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence gördüğüne, bu işkence sonucunda hayatını kaybettiğine ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır.’ yazıldı” denildi.
İlk takipsizlik kararı aileye dahi bildirilmedi
Komisyonun araştırması sonrasında açılan Kırbayır dosyası hakkında şunlar söylendi:
“Komisyon, Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence ile öldürüldüğü iddiası ile ilgili olarak; sorgulamayı yapan üç birim olan Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığının o dönemdeki görevlileri ve yetkilileri ile dönemin sıkıyönetim komutanı hakkında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak elindeki tüm bilgi, beyan ve belgeleri Adalet Bakanlığı aracılığı ile Savcılığa gönderdi.
“Bunun üzerine Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011/899 nolu yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında arşivde 2002/911 nolu takipsizlik kararı bulundu.
“Anlaşıldı ki; Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilmesinden 6 yıl sonra, Kars Savcılığı bir soruşturma başlatmış (1986/1279 no) ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı vermişti. Söz konusu 2002/911 nolu takipsizlik kararı ise aileye tebliğ dahi edilmemiş dosya böylece kapatılmıştı.
“Bu karar 2014 yılında aileye tebliğ edildi. Aile hemen Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak söz konusu takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı.”
Bakanlığın zamanaşımı başvurusu Yargıtay’da
Takipsizlik kaldırıldıktan sonra aradan 9 yıl geçtiği halde soruşturmayı sonuçlandırmayan, davayı açmayan Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, dosyayı 14 Kasım 2019 tarihinde “kanun yararına bozma” talebiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü’ne gönderdiği belirtildi. açıklamada Cumhuriyet Savcılığınca 2002 yılında zamanaşımı nedeniyle verilmiş olan takipsizlik kararını kaldıran Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014 tarihli kararının kaldırılmasını istediği ifade edilerek “Bakanlık, 25 Şubat 2020 tarihinde Yargıtay’a başvurarak dosyada zamanaşımı bakımından ‘kanun yararına bozma’ kararı verilmesini talep etti. Dosya halen Yargıtay 8. Ceza Dairesi’inde inceleme aşamasında bulunuyor. Yargıtay’ın ‘kanun yararına bozma’ kararı vermesi halinde dosyanın zamanaşımından kapatılması mümkün hale gelecek” denildi.
Zorla kaybetme suçunda zamanaşımı olmaz
Zorla kaybetme suçunda zamanaşımından söz edilemeyeceğinin altı çizilen açıklamada, yazılı yasalara dayanılarak şunlar ifade edildi:
“Bu suç, ilk olarak, bir insanlığa karşı suç olması nedeniyle zamanaşımına tabi tutulamaz. İkinci olarak suçun devamlılık arz eden özgün niteliği gereği zamanaşımının ne zaman başladığı belirlenemediğinden otomatik olarak zamanaşımı işletilemez. Nitekim iç hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanmadığı durumlarda, bu suçun kişinin gözaltına alınması ile başladığı iddia edilse de, bu suç kaybedilen kişinin akıbeti ortaya çıkarılana, kemikleri bulunana kadar devam eder. Kayıp halinin ne zaman başladığı tam olarak belirlenemediğinden, kaybedilenin akıbetine ilişkin belirsizlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin her gün yeniden başladığı var sayılır ve teknik olarak zamanaşımı süresinin dolduğu söylenemez.”
Yargıtay’ın görevini yerine getirmeye çağırıldığı açıklamanın devamında “Baroları, aydınları, vicdan sahibi yurttaşları ve tüm demokrasi güçlerini Cemil Kırbayır dosyasında 40 yıldır süren bu hukuksuzluğun son bulması için, gerçek adaletin tecelli etmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz” denildi.