Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemlerinde 12 Eylül döneminde kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sorarak, katillerin belli olmasına rağmen cezalandırılmadıklarına dikkat çekti.
Saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda başlayan 651. hafta eyleminde ilk olarak kayıp yakınlarının avukatı ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu konuştu. Tanrıkulu, Erdoğan’ın, başbakanlığı döneminde Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana’ya söz verdiği ancak sözünü tutmadığına dikkat çekti.
12 Eylül döneminde kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, 12 Eylül’ün üzerinden geçen 37, Cumartesi Anneleri’nin ilk eyleminden bu yana geçen 22 yıla karşın kayıpların bulunmadığına ve katillerin yargılanmadığına dikkat çekti.
Asker “Buradaki gençlerin hepsini öldürüyorlar” demişti
Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır, kardeşi gözaltındayken askerlere durumunu sorduğunu, askerin ise “Buradaki gençlerin hepsini öldürüyorlar” dediğini aktardı. Cemil Kırbayır’ın bir devrimci olarak öldüğünü ifade eden Fatma Kırbayır, kayıplarını istedi.
“12 Eylül zihniyeti yaşamın her alanında”
Cemil Kırbayır’ın diğer kardeşi Mikail Kırbayır ise “37 yıl önce bugün Cemil Kırbayır hayattaydı. Bu ülkenin yurttaşı olarak onun da yaşamaya hakkı vardı” dedi. “Bir mezar yeri de çok görüldü” diyen Kırbayır, meclisteki araştırma komisyonunun da Cemil Kırbayır’ın devlet görevlilerince işkencede katledildiğini belgelediğini söyledi. Buna karşın 6 yıldır iddianame bile hazırlanmadığını söyleyen Kırbayır “12 Eylül zihniyeti devam ediyor, suçlular korunuyor. Bu zihniyet yaşamın her alanında hüküm sürüyor” ifadelerini kullandı. Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine saldırıyı da kınayan Kırbayır, mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
“12 Eylül’cüleri koruyanlar darbelerle hesaplaşamaz”
Konuşmaların ardından Nur Sürer tarafından okunan açıklama, “12 Eylül’ün sıkıyönetimi bugünün OHAL’i ile sürüyor” ifadeleriyle başladı. “12 Eylül darbecilerini cezasızlıkla ödüllendiren, onların her türlü devlet olanağından faydalanmalarını sağlayan ve öldüklerinde devlet töreni düzenleyenler, darbelerle ve darbecilerle hesaplaşamazlar” denilen açıklamada hak ve özgürlük talep etmenin suç sayıldığına dikkat çekildi.
“Meclis işkenceyi ve katilleri tespit etti ancak ceza yok”
Açıklamanın devamında Ardahan'ın Göle ilçesinin Okçu Köyü’nde yaşayan ve Kars Eğitim Enstitüsü’nde öğrenci olan Cemil Kırbayır’ın 13 Eylül 1980’de gözaltına alınarak katledilmesi şöyle anlatıldı: “Cemil, önce Göle’ye, oradan da Kars Askeri Gözetimevi’ne getirildi. İşkencehaneye dönüştürülen Eğitim Enstitüsü’nde sorgulandı. Onu işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık vardı ama ailesine ‘Firar etti, bir daha bize sormayın’ denildi ve Cemil’den bir daha haber alınamadı.”
2011 yılında Kırbayır’ın işkencede katledildiğinin meclisteki araştırma komisyonunca da kabul edildiği ifade edilen açıklamada, onu kaybeden polis, asker ve MİT görevlilerinin açık kimliklerinin de yer aldığı aktarıldı. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ise hâlâ dava açmadığına değinilen açıklamada davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığı ifade edildi. Türk sermaye devletinin ise AİHM’ye gönderdiği savunmada, “Anne Berfo Kırbayır’ın ölümünün ardından varislerinin davayı sürdürme niyeti olduğunu gösteren bir bilgi ya da belge yoktur” diyerek davayı kapatmaya çalıştığına dikkat çekildi. 105 yaşında oğlunun kemiklerini bulamadan yaşamını yitiren Berfo Kırbayır’ın mücadelesinin sürdürüleceği belirtilen açıklama, kayıpların akıbetinin açıklanması ve katillerin cezalandırılması istenerek sonlandırıldı.
Eylemde Cizre ve Yüksekova'daki kayıp yakınlarının hâlâ bir araya gelemedikleri, kayıp yakınlarının avukatı Tahir Elçi'nin katledilmesinin üzerinden de 95 hafta geçtiği hatırlatıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul