Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilişinin 20. yılında Murat Yıldız için eylemdeydi. Bugün saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda “Failleri belli, kayıplar nerede?” pankartı açılan eylemde kızıl karanfiller ve gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının yanında Berfo Ana’nın da fotoğrafı taşındı.
Gözaltında kaybedenlere iki tavuk parası ceza!
Eylem Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın oğlunun İzmir’de gözaltında kaybedildiği karakolun önünde hesap soracağı duyurusuyla başladı. Ardından davanın avukatı olan Av. Erhan Tekçe’ye söz verildi. Tekçe, polis şiddetine maruz kalmalarına rağmen meydandan ayrılmayan annelerle birlikte, inatla davayı takip ettiklerini ve ilk kez polislere ceza verildiğini söyledi. Fakat verilen cezanın iki tavuk parası kadar olduğunu ifade eden Tekçe, hakimin anaya “ne yapalım yasalar böyle” dediğini aktardı.
Berfo Ana’nın ölüm yıldönümü nedeniyle kızı Fatma Kırbayır da eylemdeydi. Kırbayır, iki yıl önce Galatasaray Meydanı’ndaki cenazeden de Erdoğan’a seslendiklerini hatırlatarak söz verenlerin caydığını ifade etti. “Adalet istiyoruz, adalet bizden uzaklaşıyor” sözlerine devam eden Kırbayır, “Benim öfkem bitmez” dedi. Erdoğan’la birlikte söz veren CHP milletvekilleri Erhan Söğüt ve Gürsel Tekin’e de seslenerek Cemil’i unutmamalarını, sözlerinin gereğini yapmalarını istedi.
Ardından Hanife Yıldız’ın 20 yıllık eylem dostu Hanım Tosun’na söz bırakıldı. Tosun, Dünya Anadil Günü nedeniyle konuşmasını Zazaca yaptı. Hanife Yıldız’a desteğini ifade ederek kayıpların akıbetinin açıklanmasını istedi. Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ise “Bu ülkenin GBT’si bozuk” diyerek, ülkenin fıtratında gözaltında kayıp, cezaevinde katliam, kadın cinayeti olduğunu söyledi. “Bu sistemin, iktidarların fıtratında bu var” diyen Bilgin, işçilerin, kadınların, gençlerin hedefinin bundan dolayı ortak olması gerektiğini söyledi.
Polis beyanı esas
Bu haftanın açıklamasını Mukaddes Şamiloğlu okudu. “Adalet sağlansın” diyen Şamiloğlu, şunları ifade etti: “Türkiye’de kaybetme suçunda savcıların ve yargıçların mağdur yakınlarının sunduğu delilleri ve tanıkları değil, şüpheli yada sanık durumunda olan güvenlik güçlerinin hiçbir somut veriye dayanmayan inkarlarını esas almaları, sürecin cezasızlıkla sonuçlanmasına neden oluyor. Evrensel hukuka uygun yapılmayan soruşturmalar ve yargılamalar sonucunda kayıpların akıbetleri karanlıkta kalmaya, failleri cezadan muaf olmaya devam ediyor.”
Şamiloğlu, Hanife Yıldız’ın 23 Şubat 1995’te avukatı ve yeğeni ile birlikte Murat’ı İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne teslim ettiğini ifade ederek annenin “kendi isteğiyle teslim oldu niye kaçsın?” sorusunu hatırlattı.
Şamiloğlu, polislere 1.18 kuruş para cezası verilmesine, 2002’de cezanın 5 yıl ertelenmesine, 2007’deyse davanın bütün sonuçlarıyla kaldırılmasına dair alınan kararları aktardı.
Şamiloğlu “Cezasızlığa son, adalet istiyoruz” diyerek açıklamayı bitirdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul