Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP’li Melih Bulu’nun atanmasına karşı 4 Ocak gününde üniversite önünde eylemler gerçekleşmiş, devam eden günlerde ise ev baskınları ile 40’a yakın öğrenci işkence ile gözaltına alınmıştı.
Gözaltı süresi boyunca öğrenciler çıplak arama başta olmak üzere birçok saldırıya maruz kalmıştı. Daha sonraki günlerde Ankara’daki üniversite öğrencileri de Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile dayanışmak için eylem yapmak istemiş, ancak devletin gözaltı saldırısına maruz kalmıştı. Ankara’da da işkenceye maruz kalan öğrenciler gözaltı süresi boyunca darp edilmişti. Bir öğrencinin bacağı kırılırken, diğer bir öğrencinin kolu sakatlanmıştı.
Yaşanan gözaltı terörüne karşı Boğaziçi dosyası avukatları bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunmak için bir araya geldiler. Avukatlar savcılığa suç duyurusu yaptıktan sonra İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı. Eylemde “Öğrencileri ve özgürlükleri savunuyoruz-Boğaziçi dosyası avukatları” ve “Baskılar bizi yıldıramaz! Üniversiteler size kalmaz- Üniversite Öğrencileri” ozalitleri açıldı.
Eylemde ilk olarak Boğaziçi dosyasını takip eden bir avukat söz aldı ve Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım atanmasıyla birlikte öğrencilerin gerçekleştirdikleri eylemleri ve sonrasında yaşanan gözaltı terörünü anlattı. Devamında ise İstanbul Üniversitesi’nden bir öğrenci söz alarak üniversitelere ve belediyelere atanan kayyımlardan bahsetti. Boğaziçi Üniversitesi önünde yapılan eylemin birilerini korkuttuğunu ifade etti. Ardından gözaltına alınma sürecini anlattı. Üniversitelerin bilimin üretildiği, özgür olduğu bir ortam olması gerektiğini vurguladı. Bugün birçok üniversitede dayanışmaların kurulduğunu ifade etti. Baskılara, şiddete boyun eğilmeyeceğini belirtti.
Devamında ise başka bir üniversite öğrencisi söz alarak ev baskınlarıyla yapılan gözaltı terörünü ve yapılan işkenceleri anlattı. Ardından HDP Milletvekili Musa Piroğlu söz aldı. Piroğlu, kayyım rektör atamasının, öğrencilerin eylemlerine yönelik saldırıların ve gözaltı terörünün devletin çıplak bir saldırısı olduğunu vurguladı. Boğaziçi sürecinde yaşananların, işkence ve çıplak arama uygulamasının bu ülkede genel bir uygulama haline getirildiğini gösterdiğini belirtti. Piroğlu sözlerinin devamında iktidarın işçilere, emekçilere ve muhalif tüm kesime yönelik gerçekleştirdiği saldırıları anlattı.
Daha sonra Boğaziçi dosyası avukatları adına basın metni okundu. Metinde Boğaziçi Üniversitesi önünde gerçekleşen eylemler ve ardından ev baskınları ile yapılan gözaltı terörü anlatıldı. Açıklamada hem İstanbul’da hem de Ankara’da öğrencilere yapılan işkencelerden bahsedildi. Gözaltı boyunca yaşanan hukuksuzluklar anlatıldı.
Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Bizler avukatlar olarak tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu kamuoyuna bildirerek, bu anti-demokratik uygulamalara karşı hukuk mücadelesini büyütecek ve sorumlular hukuk önünde hesap verinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi yineliyoruz.”
Eylem boyunca “Üniversiteyi savunmak suç değildir!”,” Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul