Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan akademisyenler saat 12.00’de rektörlük binasına sırtlarını dönerek nöbete devam ettiler. Alkışlarla gerçekleşen nöbetin ardından öğrencilerin programı başladı. Aylin Vartanyan Hoca ile “community healing” etkinliği yapıldı. Bugünkü forumda ‘nefret söylemiyle nasıl mücadele edilir’ tartışması yapıldı.
Ardından Hrant Dink anması gerçekleştirildi. Online düzenlenen anmaya kampüslerinden katılan Boğaziçililer alana Kürtçe, Ermenice ve Türkçe pankartlar astı. Güney Kampüs Meydanı’ndan Güney Kampüs kapısına sessiz yürüyerek burada Türkçe ve Ermenice açıklama okundu. Açıklamada baskı ve saldırılara karşı birlik olma vurusuyla şu ifadeler kullanıldı:
“Erklerin meşruiyetini sorgulamanın ihraçlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla cezalandırıldığı; özerk ve özgür olması gereken akademiye atanan kayyımlarla zapturapt altında tutulmaya çalışıldığı, temel insan haklarının hiçe sayıldığı bugünlerde birlik ve dayanışma içindeyiz. Üniversitemize atanan kayyıma, kayyımcı zihniyete ve arkadaşlarımıza uygulanan zihniyete karşı Hrant’ın da yapacağı gibi sesimizi yükseltmek üzere birlikteyiz.”
Hrant’ın 1997 yazmış olduğu sözlere atıfta bulunularak “dokunulmaz sanılan konuların üzerine gitmeli ve dokunulmamış hiçbir şeyi tabusal karanlığında bırakmamalıyız” vurgusu yapılan açıklamada, “Bunun ne denli zor bir uğraş olduğunun bilincindeyiz, biliyoruz ki eleştiri alışkanlığı bile olmayan bir topluma böyle bir geleneği yerleştirmek zor. Ama bu çabamızı sonuna kadar sürdüreceğiz” denildi.
Her türlü nefret söyleminin kınandığı açıklamada “Biz yıkılmadık, usanmadık, bir arada durmaya ve hakkımızı aramaya devam edeceğiz” denildi. “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yi!” , “Biz bitti demeden bu dava bitmez!” sloganları atıldı ve mumlar yakılarak anma sona erdi.