"Uzaktan Eğitim İzleme ve Değerlendirme Raporu"

Eşit, parasız, bilimsel, nitelikli ve ulaşılabilir eğitim için mücadeleye!

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 13 Şubat 2021
  • 09:55

Salgın sürecinin en tartışmalı ve sorunlu alanlarından biri eğitimdir. Mart 2020 tarihinden bu yana uzun bir süre geçmesine rağmen milyonlarca öğrenci sorunlar yaşamaya ve eğitim hakkından mahrum kalmaya devam ediyor. Sunulan veriler, yapılan araştırmalar salgın sürecinde verilen uzaktan eğitimde sermaye devletinin eğitim politikasının çöktüğünü gösteriyor.

Bunun son göstergelerinden biri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Küresel Salgın Döneminde Uzaktan Eğitim İzleme ve Değerlendirme Raporu” oldu. Raporun hazırlaması için yapılan araştırmaya Türkiye genelinde 41 bin 430 öğrenci, 25 bin 667 öğretmen, 24 bin 289 veli ve 2 bin 197 okul yöneticisi katılım sağladı. Rapor, uzaktan eğitim döneminde yaşanan eşitsizliği bir kez daha gözler önüne serdi.

Raporda sunulan bilgilere göre, öğrencilerin yüzde 1,5’i televizyonu ve interneti olmadığı için ders anlatımlarını takip edemedi. Öğrencilerin yüzde 7,1’i de internete erişimi olmadığı için canlı derslere katılım sağlayamadı. Öğrencilerin yüzde 4,4’ü canlı ders yapılmadığını belirtti ve derslere katılım sağlayamayan öğrencilerin toplamı yüzde 13’ü buldu.

Ayrıca raporda öğrencilerin ve öğretmenlerin verilen eğitimi yeterli bulmadığına dair veriler de sunuldu. Öğrencilerin yüzde 38’i, öğretmenlerin yüzde 25’i ders içeriklerini yeterli bulmadı. Araştırma çalışması kapsamında öğrencilerin yüzde 24’ü canlı derse katılamadığını belirtti.

MEB’in yapmış olduğu araştırmadan yansıyanlar ve her gün haberlere konu olan uzaktan eğitime ulaşamama/erişememe durumu eğitim hakkının her geçen gün daha da fazla gasp edildiğini gösteriyor.

Milli Eğitim Bakanı’nın söylediklerinden ve söz konusu çalışmadan yola çıkılarak, öğrencilerin uzaktan eğitime ulaşabilmesi için gerekli imkanların sunulması “büyük bir önem arz etmektedir”, denilmektedir. Yapılan önem sıralamasında ise sermaye devletinin çıkarları ve kazancının daha da büyük bir önem arz ettiği birçok somut örnek üzerinden görülmektedir. Bakan Ziya Selçuk da sermayenin demir yumruğu olan Tayyip Erdoğan da uzaktan eğitimde yaşanan sorunlara dair sahte vaatler sunmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Sunulan sahte vaatlerle örtülmek istenen alt yapı ve teknik ekipman eksikliği yoluyla öğrencilerin eğitim hakkı gasp edilmektedir.

Gençlik olarak, sermaye devletinin sahte vaatlerine kanmamalıyız. Eşit, parasız, bilimsel, nitelikli ve ulaşılabilir bir eğitim için örgütlü mücadeleye atılmalı, eğitim hakkımızın gasp edilmesine geçit vermemeliyiz.

K. Sönmez