Cumhurbaşkanlığı himayesinde 20. MEB Şura’sı gerçekleşti. Şura’da yapılan tartışmalar ve alınan kararlar, başından sonuna eğitimde piyasalaşmanın tam gaz devam edeceğini, gerici eğitimin 3-6 yaş arasına ineceğini, eğitimin niteliksizleştirilmesin uzun süre daha devam edeceğini gösteriyor. Gösterdiği bir şey daha var: “Eğitimin kalitesi öğretmenden geçer.” denilerek, bütün sorumluluk öğretmenlerin üzerine atılıyor.
İktidarı boyunca yandaş, eş-dost-akraba kim varsa kamu kadrolarına yerleştiren AKP uzun süredir mülakatla öğretmen atamaları gerçekleştiriyor. Kendinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen ya da ona biat etmeyen kimseyi öğretmen yapmazken, sözleşmeli, ücretli, kadrolu öğretmen ayrımı yaratmış bulunuyor. Bu yetmezmiş gibi bir de öğretmenleri sınava ya da puanlamaya tabi tutarak başöğretmen, uzman vb. gibi yeni ayrımlar oluşturacak. İktidara biat etmeyeni işsizlik bırakmakla ya da kadroya almamakla tehdit edecek. Öğretmenler arasında yaratılacak bu ayrım okullarda öğrenci ve veliler arasında da bölünmelere neden olacak.
AKP-Erdoğan iktidarı tüm sorumluluğu öğretmenlere yüklerken şunları düşünmüyor. Sayısı yetersiz okullarda, kalabalık sınıflarda, bazen saatlerce yol giderek eğitime ulaşabiliyoruz. O da ancak şanslı olanlarımız... Derslerin boş geçmesi, eğitimcilerin sürekli değişmesi gibi nedenlerle eğitimde süreklilik sağlanamıyor. Öğretmen yetersizliği bahane edilerek pek çok seçmeli derste dini eğitime zorlanıyoruz. Parası olanlar özel okul, kolej gibi eğitim kurumlarında öğrenimine devam ederken binlercemiz okulu bırakmak zorunda kalıyoruz. Pandemi döneminde bu daha da arttı. Milyonlarca öğrenci yarış atı gibi elemeci sınavlarda yarışıyor, sıra arkadaşımızı rakip olarak görüyoruz.
Biz kendimizi bildik bileli AKP ve onun uygulamaları dışında bir şey görmedik. Eğitim alanı yandaşlığa dayalı bu çarpık sistemin aynası oldu. Yapılan son Şura’da alınan kararlar bizleri, yani 18 milyon öğrenci, 1 milyona yakın öğretmen ve aileleriyle birlikte tüm toplumu etkileyecek. Yıllarca öğrenciler, emekçiler, işçiler arasında rekabeti körükleyerek düzeninizi devam ettirdiğiniz yetmezmiş gibi, öğretmenlerimiz arasında ayrım yaratarak, seçmece öğretmenler ve sınıflar yaratarak gerici, niteliksiz eğitim-öğretime devam etme derdindesiniz.
Eğitim en temel hakkımızdır. Bu hakkımıza sahip çıkmalıyız. MEB 20. Şura’sı üzerinden yapılacak tüm gerici dayatmalara karşı mücadele etmeliyiz.
Devrimci Liseliler Birliği