Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), “Kamu Emekçilerinin Yoksullaşması Araştırması” raporunu Tüm Bel-Sen Genel Merkez’de basın toplantısıyla açıkladı. 18 Kasım-23 Aralık 2021 tarihleri arasında 3 bin 225 kamu emekçisinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmayı KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil sundu. Yeşil, TÜİK tarafından dün açıklanan enflasyon verilerinden sonra toplanan kabineden 6 milyon kamu emekçisine ve emeklisine “ek zam, refah payı” adı altında çıka çıka yüzde 2,5’luk “sadaka zammı” çıktığını belirtti ve şu şekilde devam etti:
“Ortada büyük bir aldatmaca vardır. Ocak ayında yapılacak olan yüzde 5’lik toplu sözleşme zammı yüzde 7,5’a çıkarılarak yapılan yüzde 2,5’luk artışın refah payı, ek zam olarak gösterilmektedir. Oysa yapılan sadece mevcut ekonomik koşullarda 2022’nin ilk altı ayında ortaya çıkması kaçınılmaz olan enflasyon farkının öne çekilmesinden ibarettir. Aylardır hayat pahalılığı karşısında gittikçe buharlaşan maaşlarına ek zam yapılmasını talep eden kamu emekçileri ve emeklilerle açıkça dalga geçmekten ibaret bu dayatmayı kabul etmek mümkün değildir.”
Tablodan yalnız iktidarın değil yandaş sendikacılığının da suçlu olduğuna dikkat çeken Yeşil “Geldiğimiz noktada ek protokol de, ek zam da yalan olmuştur. Haftalardır devam eden bu oyalama sürecinde zam yağmuru zam kasırgasına dönüşmüş, 2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem 'toplu sözleşme' henüz yürürlüğe girmeden hükümsüz hale gelmiştir” dedi.
Yeşil 6 milyon kamu emekçisinin ve emeklisinin önünde iki yol olduğunu belirterek “Ya ülkeyi yönetenlerin bizi kapı kulu olarak gören anlayışının ürünü dayatmaları, sadaka zamlarını kabul edip köşemize çekileceğiz. Ya da biz kapı kulu değil, emekçiyiz, hakkımız olanı istiyoruz diyerek ayağa kalkacağız” dedi.
Temel sorun: Ekonomik geçim sıkıntısı
Kamu emekçilerinin ağır geçim sıkıntısı ile mücadele ettiği ve çalışma koşullarının ağırlaştığı vurgulanan araştırma raporunda sonuçlardan bazıları şu şekilde aktarıldı:
“- Kadın ve erkekler arasında ücret eşitsizliği birçok iş kolunda mevcut olup erkekler kadınlardan ortalama 419 TL daha fazla ücret almaktadır. Ücret eşitsizliği yaş, iş kolu, eğitim düzeyi etkenlerine göre farklılaşmaktadır.
-Kamuda çalışan emekçilerin yüzde 16’sı 5.500 TL’nin altında ücret alırken yüzde 23’ü
5.501-6000 TL arasında, yüzde 22’si 6.001-6.500 TL arasında, yüzde 21’i 6.501-7.000 TL arasında, yüzde 6’sı ise 7.001-7.500 TL arasında ücret almaktadır.
-Kamu emekçilerinin yüzde 59’unun hane geliri yoksulluk sınırının altındadır.
- Aylık kira ve barınma giderinin kamu emekçilerinin yüzde 58’i için 1.000 TL’den fazla olduğu ifade edilmiştir.
-Kamu emekçilerinin yüzde 68’inin aylık sağlık harcaması 100 TL veya üzerindedir. Yüzde 10’unun bu aylık gideri 501 TL üzerindedir.
-Kamu emekçilerinin yüzde 86’inin aylık fatura gideri 501 TL veya üzerindedir. Yüzde 54’ünün fatura gideri 501 TL ila 1000 TL arasında olurken yüzde 24’ü 1.001 TL ile 1.500 TL arasında aylık fatura ödemektedir. Fatura gideri 1.500 TL üzerinde olan kamu emekçilerinin oranı ise yüzde 8 olarak ifade edilmiştir.
- Kamu emekçilerinin yüzde 22’si geçinmek amacıyla ek iş yaptığını ifade etmektedir. Bu oran erkeklerde yüzde 25 iken kadınlarda yüzde 16 olarak ifade edilmiştir.
-Kamu emekçilerinin yüzde 34’ü geçinmek için yakınlarından maddi destek aldığını ifade etmiştir.
-Kamu emekçilerinin yüzde 67’si 12 ay içinde sinema-tiyatro ve benzeri bir etkinliğe gitmediğini ifade etmiştir.
-Kamu emekçilerinin yüzde 90’nın en temel sorunun ‘Ekonomik geçim sıkıntısı’ olduğunu ifade ederken yüzde 82’si ‘Liyakatsizliğin’ yüzde 73’ü ‘Mülakat/kayırma sisteminin’ yüzde 71’i ‘Mobbing-Baskı-Sindirmeyi’, yüzde 60’ı güvencesizlik ve işten atılma korkusunun, yüzde 46’sı ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en temel sorun olduğunu ifade etmiştir.
- Kamu emekçilerinin yüzde 98,4’ü, kamu çalışanlarının son 10 yılda yoksullaştığını düşünmektedir.”