Bugün çeşitli üniversitelerden bir araya gelen öğrenciler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile Taksim’de Üniversitenin Sesi’nin gerçekleştirdiği etkinlikte buluştu.
5 farklı üniversiteden katılımın ve katkıların olduğu etkinliğin çağrısı ve hazırlıkları günler öncesinden yapılmıştı. Üniversitenin Sesi’nin kadına yönelik şiddete karşı hazırladığı sergi etkinlik alanında kullanıldı.
Etkinlik, program aktarımının ardından 25 Kasım’ın tarihinin anlatıldığı sinevizyon gösterimiyle başladı. Ardından açılış konuşması gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında Üniversitenin Sesi’nin nasıl yola çıktığı ve bugüne kadar yaptıkları anlatıldı. Ardından 25 Kasım’ın tarihine değinildi. Kadınların evde, sokakta, iş yerinde ve okulda yaşadığı şiddete değinilerek bütün bunlara karşı bir arada olmanın ve mücadele etmenin öneminden bahsedildi. Kadına yönelik şiddetin bu düzen tarafından her gün yeniden üretildiği anlatıldı. Bu düzenin, kadını cinsel bir obje, ikincil cins ve ucuz-yedek iş gücü olarak gördüğü anlatılırken, bu bakış açısının temelden yıkılması gerektiği vurgulandı. Dünyanın her yerinde kadınların mücadelenin en ön safında yer aldığı Fransa, Şili, İran gibi son dönemdeki hareketlilikler üzerinden anlatıldı. Açılış konuşması 25 Kasım’da Taksim’de yapılacak yürüyüşe çağrı ile sonlandırıldı.
Açılış konuşmasının ardından Meltem Yılmazkaya ile “Sinema ve tiyatroda kadının yeri” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşinin ardından dayanışma amaçlı kurulan standlara çağrı yapılarak kısa bir ara verildi. Aradan sonra Üniversitenin Sesi’nin “Kadına yönelik şiddete hayır” ismiyle birçok üniversiteden öğrencinin hazırladığı, dayanışma fotoğraflarının da olduğu sinevizyon gösterildi. Ardından Üniversitenin Sesi müzik ve tiyatro atölyeleri sahne aldı.
Farklı üniversitelerden öğrencilerin oluşturduğu müzik grubu Kordoba, Burçak Tarlası ve Ünzile’nin ardından Kürtçe, Arapça ve Türkçe Çav Bella’yı seslendirdi. Müzik dinletisi coşku ile karşılandı. Dinletinin ardından tiyatro atölyesinin hazırladığı dinletiye geçildi. “Kelebeklerin çağrısı” adlı dinletide ilk başta Mirabel Kardeşler’in son sözleri seslendirildi. Ardından Lamiya ve Ceren Damar’ın hikayeleri seslendirildi. Dinleti, kadınların tarih boyunca zulme, gericiliğe, baskı ve yasaklara karşı direndiği ve direnmeye devam ettiği, dünyadan verilen örnekler ile vurgulanarak, kadın-erkek el ele mücadele çağrısıyla sonlandırıldı.
Etkinlik kapanış konuşmasından hemen önce DGB’nin 6-7 Aralık’ta gerçekleştireceği “Eğitim Hakkı Çalıştayı’na” çağrı yapıldı. Bugün kadına yönelik şiddetin yanı sıra diğer toplumsal sorunlara karşı ses çıkarmak, üniversitelerde özne olmak için mücadele etmek gerektiğinin altı çizilen konuşmada, ‘eğitim hakkı’na dönük saldırılara karşı bir araya gelmenin de bu yüzden oldukça önemli olduğu vurgulandı.
Kızıl Bayrak / İstanbul