Wuppertal’da coşkulu Engels anması

Friedrich Engels, ölümsüzlüğünün 128. yılında yine miting ve yürüyüşle anıldı. Yoldaşı Marx’la birlikte bilimsel sosyalizmi kuran Engels’in doğup büyüdüğü kent olan Wuppertal’da düzenlenen anma, genç komünistlerin ve sınıf devrimcilerinin inisiyatifiyle 2015 sonrasında oluşan Engels İttifakı tarafından düzenlendi.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 13 Ağustos 2023
  • 08:00

Friedrich Engels, ölümsüzlüğünün 128. yılında yine miting ve yürüyüşle anıldı. Yoldaşı Marx’la birlikte bilimsel sosyalizmi kuran Engels’in doğup büyüdüğü kent olan Wuppertal’da düzenlenen anma, genç komünistlerin ve sınıf devrimcilerinin inisiyatifiyle 2015 sonrasında oluşan Engels İttifakı tarafından düzenlendi. Etkinliğe İttifak bileşenleri BİR-KAR, Revolutionärer Jugendbund, MLPD, Kommunistischer Aufbau, Linkes Forum dışında, DKP, ATİF, Young Strugle ve Samidun’dan temsili katılım gerçekleşti. TKİP, MLPD, Kommunistischer Aufbau imzalı pankartlar açarken, sayılan hemen her örgüt ve kurum kendi bayrak ve flamalarıyla yürüdü.

Anma, kitlenin saat 13.00’da Wuppertal tren garı önündeki alanda toplanmasının ardından, bir mitingle başladı. Polisin olağandan yoğun bir yığınak yaptığı meydandaki mitingde açılış ve selamlamadan sonra ilk konuşma BİR-KAR tarafından yapıldı. Emperyalist savaş karşıtı mücadelenin güncelliğini işleyen konuşmada, emperyalist kapitalizmin saldırganlığı ve savaş üreten işleyişi teşhir edilerek, emperyalist savaşa karşı tutarlı, güçlü, kitlesel bir barış hareketi ihtiyacına vurgu yapıldı. Ardından Kommunistischer Aufbau adına yapılan konuşmada, sosyalist bir programın ve devrimci partinin önemi üzerinde duruldu. Sosyalist devrimin Almanya’da mümkün olduğu söylenerek, Engels’in mirasına sahip çıkma çağrısı yapıldı.

Konuşmaların ardından kortejler kurularak yürüyüşe geçildi. Yoğun yağmura rağmen, kent merkezindeki işlek sokaklarda yapılan yürüyüşte eylemin anlamını, Engels’in devrimci kimliğini ve davasının güncelliğini öne çıkaran ajitasyonların yanı sıra, kapitalist krize, faşizme, savaşa dair teşhir ve ajitasyonlar yapıldı, sıkça coşkulu sloganlar atıldı. Ayrıca 2021’de polis saldırısı ve sürmekte olan davalarla ilgili bilgilendirmeler yapıldı.

Yürüyüş yoğun yağmur nedeniyle ikinci miting yerinde kısa açıklamalar yapılarak, aynı coşkuyla son mitingin yapılacağı başlama noktasına devam etti. Buradaki mitingde Komünist Gençlik (KJ) baskılar hakkında konuştu. RJ polis şiddeti ve yükselen gericilik temalı bir konuşma yaptı. RJ’nin “No justıce - no peace!” diye başlayan konuşmasında, George Floyd eylemleri (2020 Mayıs’ında ABD’de polis tarafından katledilmesi nedeniyle başlayan eylem dalgası) ve bu yaz Fransa’da yine polisin işlediği cinayete karşı yükselen eylemlere dair bilgiler paylaşılarak, polis devleti uygulamaları teşhir edildi. Polis baskısı ve cinayetlerinin sistemin ihtiyaçlarının bir parçası olduğu söylenerek, Engels anmasına saldırının da bundan bağımsız olmadığı vurgulandı. Young Struggle Alman emperyalizminin İsrail’le iş birliğine ve enternasyonal mücadeleye değindi. Komünist Organizasyon (KO) emperyalist savaş karşıtı bir konuşma yaptı ve Ukrayna savaşına dair kampanyasını tanıttı. MLPD ise birleşik mücadele ihtiyacına dair vurguların ardından, emperyalist savaşı teşhir etti ve sosyalizm propagandası yaptı.

Bu yılki eylemde, yağmur nedeniyle Engels evinin topluca ziyareti bölümünden vazgeçilse de eylemin sonunda isteyenler Barmen’deki Engels heykelinin ziyaret etmeye gittiler. Yoğun yağmura rağmen baştan sona coşkunun eksilmediği eyleme, bu yıl yerel basının da ilgi gösterdiği gözlemlendi.

Kızıl Bayrak / Wuppertal

***

BİR-KAR adına yapılan konuşma:

Emperyalist savaş karşıtı mücadelenin güncelliği

(…)

Proletaryanın devrimci öğretmeni Friedrich Engels, birlikte bilimsel sosyalizmi inşa ettiği yoldaşı Marx gibi, son nefesine kadar sömürüsüz, savaşsız, sınıfsız bir dünya için mücadele etti. O dönemin egemenlerinin aralarındaki rekabetin ürünü gerici yıkım savaşlarına karşı işçi sınıfının enternasyonal tutumunu ve taktiklerini oluşturdu. Kapitalizmin akıldışı işleyişinden kaynaklanan bu savaşların teorik ve politik çözümlemesini yaptı. Egemenlerin halklara dayattıkları kanlı boğazlaşmaların temellerini ve güç dengelerini tahlil etmekte o denli düşünsel olgunluğa ulaşmıştı ki, savaşların gidişatını önceden adım adım saptayabiliyordu. Engels, komünistler arasında “General” unvanıyla anılmasını, 1848-49 devrimlerindeki savaş pratiğinin yanı sıra, bu alandaki dehasına borçluydu. Bu öyle bir dehaydı ki, bir broşüre 1887’de yazdığı önsözde, birinci emperyalist paylaşım savaşını, daha sonra Lenin’in “kahince sözler” diye niteleyeceği bir berraklıkta, neredeyse birebir öngördü.

Kapitalizmin emperyalist aşamasında dünyamız iki büyük emperyalist paylaşım savaşının dehşetli ölüm ve yıkımına, sayısız bölgesel savaşa ve halklar boğazlaşmasına sahne oldu. Şimdilerde nükleer silah kapasitesi nedeniyle dünyaya kıyameti getirmesi muhtemel üçüncü bir emperyalist savaşın güçlü ayak sesleri yankılanıyor. Zira emperyalist kapitalizm çok yönlü bir tarihsel bunalım içinde kıvranıyor. Dünya burjuvazisi emekçilere ödettiği ağır iktisadi, sosyal, siyasal faturalara rağmen bir çıkış bulamıyor. Kapitalizmin dünya ölçüsündeki ağır bunalımı, emperyalist nüfuz mücadelesini şiddetlendiriyor, emperyalist hegemonya krizini derinleştiriyor, militarizmi ve silahlanma yarışını azdırıyor ve döne döne savaşlara kaynaklık ediyor.

1990’ların başından, yani Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun dağılmasından sonra savaşsız geçen tek bir yıl yoktur. Son otuz yıla damga vuran hemen tüm savaşlar (Irak, Yugoslavya, Afganistan, Libya, Suriye, Yemen vs.), 1992 tarihli ABD Savunma Planı Rehberi’nde açıkça ilan edilen, “gelecekte herhangi bir küresel rakibin ortaya çıkmasını engellemeye odaklı” saldırgan emperyalist stratejinin ürünüdür. Bu stratejinin hayat bulduğu son halka Ukrayna’dır. ABD ve başta Almanya olmak üzere Batılı ortaklarının yılları bulan kirli uğraşlarıyla Ukrayna’da kukla bir faşist yönetim işbaşına getirilmiş, Rus nüfusa yönelik saldırganlık tırmandırılarak, Ukrayna bir kriz coğrafyasına dönüştürülmüştür. Sonunda Rusya’nın emperyalist ve gerici hesaplarla Ukrayna’ya saldırması sağlanmış, ülke gerçekte ABD-NATO ile Rusya’nın hesaplaşma arenası haline getirilmiştir. Herhangi bir ateşkesin, barışın vs.nin engellenmesi, silah ve askeri çete yığınağıyla savaşın uzatılması, nükleer silahların kullanılması olasılığını, dolayısıyla yok edici üçüncü bir emperyalist paylaşım savaşını gün geçtikçe daha büyük bir riske dönüştürmektedir. Yine ABD ve Batılı ortaklarının Asya-Pasifik’te kesintisiz sürdürdüğü provokasyonlar, Çin’e karşı QUAD, AUKUS gibi saldırgan ittifak adımları emperyalist dünya savaşı tehlikesinin öteki bir cephedeki yansımalarıdır.

İşçi sınıfı ve emekçiler yazık ki bu gelişmeler karşısında henüz gereken politik tutumu alabilmiş, eylemli duruşu sergileyebilmiş değiller. Keza devrimci, ilerici sol güçler genelde dağınık bir görünüm sunmaktadırlar. Oysa emperyalist savaşa karşı tutarlı, güçlü, kitlesel bir barış hareketi günümüzün en yakıcı ve acil ihtiyacıdır. Üstelik savaşın süren tırmanışı, sadece yok edici bir nükleer savaş tehlikesini büyütmekle kalmıyor, işçiler, emekçiler, gençlik ve kadınlar olarak ödediğimiz ekonomik-sosyal faturaları da ağırlaştırıyor. Siyasal hak ve özgürlüklerin kolayca gasp edilmesinin, polis devleti uygulamalarına köklü geçişin ve ırkçı-faşist akımların güçlendirilmesinin bahanesine dönüştürülüyor. Dolayısıyla tüm bu sorunlara karşı mücadeleyi geliştirmeyi, emperyalist savaşa karşı mücadeleden bağımsız ele alamayız.

Bugün Engels’in izinden yürümenin ve onun anısını onurlandırmanın en anlamlı yollarından biri, tüm gücümüzle emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı kitlesel ve militan bir mücadeleyi örgütlenmekten geçiyor. Tarih, emeğin kurtuluşu davası uğruna dövüşenlerden bir kez daha seferberlik bekliyor. Marx ve Engels’in öğrencileri olarak bu çağrıyı yanıtsız bırakmayalım…

İşçi sınıfının devrimci önderi Friedrich Engels ölümsüzdür!

Yaşasın proletarya devrimi ve enternasyonalizmi!