Şeriatçı Suudi Arabistan devleti, herkesin bildiği gibi emperyalist sistemin vazgeçilmez bir maşasıdır.
Kapitalist emperyalist sistem bu kökten-dinci ortaçağ kalıntısı rejime, ayakta kalması için her türlü siyasi, askeri, diplomatik desteği veriyor. Kısacası gerekli her desteği sağlıyorlar. Ama bunun karşılığında, Amerikan şirketleri petrolden büyük vurgunlar yapıyor ve Suudi Arabistan Amerikan askeri üslerinin de merkezlerinden biridir.
Son süreçlerde, bu Amerikancı kökten dinci rejim, yabancı işçiler üzerinde aşırı faşizan icraatlar sergilemekte ve zaten sınırlı olan haklarını gasp etmektedir.
Örneğin Mart ayının sonlarına doğru başlatılan operasyonlar ile binlerce “yabancı” işçi yıllık oturumları, vizeleri ve her türlü yasal işlemleri tamamlamış olmalarına rağmen, zorla sınır dışı edilmiştir.
Elbette bu faşizan baskıların sebepleri var!
Şeriatçı rejim, yabancı isçileri denetim altına alıp baskı kurabilmek için her işçiye ‘Suudili kefil’ şartı istemektedir.
Suudili kefiller, çok sayıda ülkeden getirdikleri işçilerden belli bir bedel (bir çeşit haraç) alıp ülke içerisinde her hangi bir yerde çalışmasına izin vermekteydiler. İşçiler iş bulabildikleri yerde çalışıyor, Suudili kefiller ise oturdukları yerde işçilerden haraçlarını alıyorlardı.
Şeriatçı rejim tabi ki bunun farkında idi ama daha önce ses etmiyordu. Çünkü kökten-dinci faşist rejimin iş gücünün %85 gibi çok yüksek bir oranı yabancı isçilerden oluşmaktadır!
Ancak son zamanlarda oturum, işçi kartı gibi yasal düzenlemelere yapılan fahiş zamlardan sonra, şimdi de kendi kefilinin yanında çalışmayan işçileri (bunların sayısı çok fazla, çünkü az işçi çalıştıran veya kendi işyeri olmayan Suudili kefil çok…), polis derhal tutuklayıp sınır dışı ediyor. Ayrıca kendi kefilinin yanında, fakat mesleğinin dışında (işçi vizelerinde meslek de belirtiliyor) iş yapan isçiler bile sınır dışı edilmekte.
Son dönemde sadece Cidde kentinde 15 günde yaklaşık 5 bin işçi sınır dışı edilmiş ve hiç bir hakkı ödenmemiştir..
Ayrıca Mekke, Medine, Taif, Riyad, Dammam ve ülkenin diğer kentlerinde de yapılan operasyonlar sonucu binlerce işçi hiç bir hakkı iade edilmeden, kötü muamele, darp hatta işkence ile sınır dışı edilmiştir.
Bu faşizan sürek avından sonra tedirgin yabancı işçiler artık işlerine gidemez, şehir merkezlerine hatta yer yer sokaklara çıkamaz hale getirildi.
Saldırı öyle bir boyuta ulaştı ki çarşılarda, sebze hallerinde, sanayi bölgelerinde hayat neredeyse durma noktasına geldiği için, faşit rejim operasyonlarını sona erdirme kararı almak zorunda kaldı.
Şimdilik her şey normale dönmüş gibi görünse de olan, apar topar ve zorla sınır dışı edilen binlerce işçi ve emekçiye oldu!
Yazık ki sınıf bilincinin çok zayıf olduğu bu coğrafyada işçiler beraber hareket edememenin örgütlenememenin bedelini çok ağır ödüyorlar.
Binlerce işçinin hakkı gasp edilmesine rağmen kalan yüzbinlerce işçi, birgün sıranın kendilerine geleceğinin farkında değilmiş gibi hareket ediyorlar. Kuşkusuz ki, bu dağınıklıkta, işçilerin çok sayıda ülkeden gelmesi, dağınık çalışması ve sendika veya herhangi bir işçi örgütünün bulunmamasının da büyük bir payı var.
Şeriatçı rejim bu faşizan baskıları yaparken, aynı zamanda yabancı işçiler üzerindeki baskı ve korkutma politikasını sağlamlaştırmaya çalışmaktadır.
Yeni çıkan yasalara göre herhangi bir Suudilinin, bir emekçiye iftira atması dahi, o emekçiyi derhal sınır dışı edilme tehlikesi ile karşı karşıya getiriyor.
Modern çağdaki bu köleci zihniyet ise, buradaki gerici, yobaz Suudilerin emekçi haklarını yemek için iştahlarını daha da kabartmaktadır.
Yeni çıkarılan yasalarla zaten kırıntı düzeyinde olan hakların da geri alınması ve böylece işçilerin tamamen köleleştirilmesi hedeflenmektedir.
Artık temennimiz, bu coğrafyada yasayan işçi emekçilerin bu rejimin Allah, din, kitap vaazları ile yaptıkları faşist baskıların farkına varması ve buna karşı mücadeleyi geliştirmesidir.
kizilbayrak.net okurları
Cidde / S. Arabistan
