Sri Lanka’da Nisan ayından bu yana üç genel grev yapıldı (8 Nisan, 6 Mayıs ve 10 Mayıs). Ayaklanma boyutuna varan kitlesel eylemler ise günden güne daha kitlesel daha militan bir nitelik kazandı. Toplumun en dinamik kesimlerini oluşturan işçiler, gençler ve tarım emekçileri neredeyse sokakları mesken tuttular. Zira bu sürede ne temel sorunların çözümü yönünde bir adım atıldı ne kitlelerin talepleri karşılandı.
Rejim bir süre önce -devlet başkanının kardeş olan- başbakanı feda etmiş, ancak icraatlarında kayda bir değişiklik yapmamıştı. Yolsuzluğa batmış dikta yönetimin uyguladığı neoliberal politikalar ülkeyi adım adım kaosa sürüklemiş, iki hafta önce rejim iflas ettiğini resmen ilan etmişti. O zamandan beri acil haller dışında petrol satışı durduruldu. Zira rejim petrol ithal edemez duruma düştü. Elektrik kesintileri, akar-yakıt yokluğu, artan enflasyon, gıda maddelerine erişim imkanlarının daralması gibi sorunlar kitleleri ‘sürekli isyan halinde’ tutmaya başladı.
Sarayında sefahat sürmeye devam eden Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa ‘kurtarma paketi’ için IMF ile görüşmeler yapmak ve halkın isyanını bastırabilmek için sıkıyönetim ilan etmek dışında bir şey yapmadı. 9 Temmuz günü için sokağa çıkma yasağına rağmen protesto eylemlerine devam kararı alınmış, sabah saatlerinde halk hükümet binası ile Gotabaya’nın sarayına baskın düzenleyerek fiilen rejimi çöküşün eşiğine sürüklemiştir.
Açlığa mahkum ettiği kitlelerin öfkesinden korkan dikta rejimin başı, canını kurtarma telaşına düşerek ortadan kayboldu. Hükümet yetkilileri Rajapaksa’nın nerede olduğunu bilmediklerini iddia ederken, bazı kaynaklar Amerika’dan satın alınmış bir savaş gemisiyle ülkeyi terk ettiğini açıkladılar.
Ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş ve hükümet, protestolar sırasında kamu malına veya başkalarına zarar veren herkese ateş açılması talimatı vermişti. Ancak ne bu tehditler ne sokağa çıkma yasakları kitleleri durduramadı. Kitlelerin isyanı, kokuşmuş rejimin başındaki diktatör bozuntusunun kaçmasıyla sonuçlanmıştır.
***
Çöküş aşamasına gelen rejim, Gotabaya Rajapaksa’nın kaçışıyla ömrünü doldurmuş görünüyor. ‘Tek adam ve ailesinin rejimi’ diye anılan Rajapaksa yönetimi miadını doldururken, ülkeyi de enkaza çevirmiş durumda. Muhalefet partileri daha önce de krizden çıkış için ‘geçici hükümet’ kurulmasını talep ediyordu. Göründüğü kadarıyla muhalefet ‘geçici hükümet’ kurmaya muvaffak olacak. Ancak bu hükümetin enkaza dönüştürülmüş ekonomiyi nasıl toparlayacağı henüz belli değil. IMF ile anlaşma görüşmelerine devam mı edecek, yoksa sarayını terk edip kaçan Rajapaksa başka olmak üzere halkı soyup zenginleşenlerin mülklerine mi el konacak? Bu durumun önümüzdeki günlerde netleşmeye başlaması bekleniyor.