Renault’da kıyım ve sendikal bürokrasiden onay

Renault’da küresel çapta 15 bin kişilik işçi kıyımının üçte birinin gerçekleşeceği Fransa’da, işçi sendikaları kıyıma onay verdi. Sendikal bürokrasiden yapılan açıklamalar, sendikal bürokrasinin sermayeyle aynı telden çaldıklarını açıkça ortaya koydu.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 23 Aralık 2020
  • 16:15

Renault şirketi 29 Mayıs 2020’de ekonomik daralma bahanesiyle, “2 milyar avro tasarruf” adı altında tensikata gideceğini açıkladı. Kıyım kapsamında dünya genelinde 15 bin, Fransa’daysa 4.600 işçinin çıkarılması planlanıyor. Bu işten çıkarma saldırıları arasındaki hedeflerden biri de dünya genelindeki Ar-Ge işletmelerindeki toplam 2.500 işçiyi içeriyor.

Fransa’daki Ar-Ge’de gerçekleştirilmek istenen 800 milyon avroluk “tasarruf planı”, 1.500 işçiyi kapsıyor. En fazla işten çıkarmalar da sektörün %60’ını oluşturan Paris’in bulunduğu İle-de-France bölgesi ve özellikle Guyancourt Technocentre’de gerçekleşecek. İşten çıkarmalar hizmet sektörünü de kapsayarak, Guyancourt’daki Technocentre, Vélizy ve Aubevoye tesislerinde üç sene içerisinde toplam 1.960 çalışan işten çıkarılacak.

İşçi Gücü Sendikası (FO), Fransız Demokratik İşçi Konfederasyonu (CFDT) ve Fransa Yönetim Konfederasyonu - Genel Yöneticiler Konfederasyonu’nun (CFE-CGC) Renault Guyancourt yönetimiyle “sosyal diyalog” sonucu, 19 Kasım günü üç tesisi ilgilendiren “Küresel işlevlerde becerilerin dönüşümü” anlaşmasını imzaladı. Bu uzlaşmaya bir tek Emek Genel Konfederasyonu (CGT) imza atmadı.

Anlaşmanın içeriğinde, garanti ve tazminat hakkı içeren Toplu Konvansiyonel Fesih’i (RCC), en kıdemli işçiler için faaliyetten muafiyet, performans gereği yeni meslekler için formasyon ve tüm bunların gönüllülük esasları çerçevesinde yapılacağı yer alırken, bu anlaşmanın herkesi kapsamadığı belirtiliyor. Ayrıca kendi şirketini kurmak isteyenler, 1 ila 14 ay süreliğine ücret ve uzman bir firmanın desteklerinden faydalanabilecek. 6 ay içerisinde şirket kurma projelerinden geri adım atılabileceği ve şirkete tekrar alınma önceliği sağlanacağı da iddia ediliyor.

Anlaşmaya imza atan sendikalar, işten çıkarmalar yerine işçilerin “formasyon görerek eğitim süresince %100 ücret almaları”nı kazanım olarak sunuyor. Fakat bu anlaşmada da üstü örtülü kıyıma kapı aralanmış bulunuyor. Zira birçok şirkette olduğu gibi, işten çıkarmaların gönüllülük esasına dayandığı söyleniyor ama işten ayrılanların rakamı istenen kotaya ulaşmayınca, bu kez kıyım devreye giriyor.

Anlaşmaya imza atmayan CGT de farksız

Formasyon parasının Renault tarafından değil de devlet kasasından karşılanacağı için yine işçinin cebinden çıkacağını beyan eden CGT delegesi şunları ifade etti: “Kısmi işsizlikte olacağımız için bunu ödemek bize kalacaktır. Devlet, dolayısıyla vergilerimizle ödüyor. Ve eğitim CPF’miz [Kişisel Eğitim Hesabı] tarafından ödenecektir.”

Yönetimle varılan anlaşmaya imza atmayan CGT konfederasyonu, kendi sitesinde bir bildiri yayınladı. İmzacı olmamanın nedenleri arasında “yönetimin şirketin geleceği için hiçbir stratejik plan sunmaması”nın da yer aldığı bildiride, Renault kapitalistleri “bu çaptaki işçi kıyımını haklı çıkaracak herhangi bir finansal gerekçe açıklamamakla” eleştirildi.

CGT bildiride, Renault şirketinin giriştiği yapılanmanın 1,2 milyar avro gibi bir maliyete mal olacağını iddia etti. Böyle bir meblağla, yeni araç ve motor projeleri geliştirme, aynı zamanda Renault çalışanlarının çalışma ve istihdam koşullarını iyileştirme gibi yatırımlara gidilebileceğini açıkladı. Anlaşmaya imza atmamalarına rağmen aynı “sosyal diyalog” vurgusuna yer veren CGT, Renault kapitalistlerine de işten çıkarmalara karşı önerilerini sundular. “Yapılanma maliyeti” 1,2 milyar avrodan da daha aza mal olacak “endüstriyel sosyal, toplumsal ve çevre dostu bir proje” ile Renault yönetiminin kazanacağı ileri sürüldü. Şirketi “sağduyuya çağıran” CGT de böylece, diğer üç sendikayla birlikte mücadele kaçkınlığını gözler önüne serdi.

Sendikalar yönetimle aynı telden çalıyor

Peugeot’nun eski araştırma ve deneysel gelişim, Renault’nun da mühendislik bölüm müdürü olan Gille Le Borgne, Le Monde’a verdiği bir demeçte “örnek olarak, projeleri onaylama maliyetleri fazla yüksek” olduğunu iddia etmişti. Bu yüzden tasarım ve maketle ilgili bölümlerin kaldırılması bekleniyor.

FO Sendika bölüm sekreteri ve delegesi Sébastien Jacquet de bu sektörün şirkete çok pahalıya mal olduğunu belirtip “araç başına mühendislik maliyetini düşürmek lazım” diyerek adeta kapitalistlerin sözcülüğünü yaptı.

CGT delegesi Jean-Loup Leroux da mühendislik bölümünde araba parçaları üzerinde gerçekleşen fiziksel testlerin kaldırılıp, sanal testlere yer verileceğini ifade etti. Jean-Loup Leroux da “çok fazla fiziksel test gerçekleştiriyoruz, çünkü Gilles Le Borgne Peugeot’da iki kat daha az deneme yaptıklarını söyledi” ifadelerini kullandı.

CGT delegesi Leroux’nun bu ifadeleri başta olmak üzere sendika ağalarının açıklamaları, sendikal bürokrasinin sermayeyle aynı telden çaldıklarını açıkça ortaya koyuyor.

Fransa’daki sendikacılığın sınıf sendikacılığından ve “sınıfa karşı sınıf” bilincinden ne kadar da uzak olduğunu gösteriyor.

Kızıl Bayrak / Fransa