Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çin’i ziyaret etti. Çin Devlet Başkanı ve parti lideri Şi Jinping ile 6 Nisan günü Pekin’de yapılan üçlü görüşmelerin temel konusu, Ukrayna Savaşı ve AB-Çin yatırım başlıkları idi.
Ukrayna Savaşı başladığından beri, dünya Çin’in konuya ilişkin konumunu izliyor, tutumunu tartışma konusu yapıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Pekin’de Şi Jinping ile Ukrayna Savaşı’nda olası bir “barışçıl çözüme” odaklanan görüşmeler gerçekleştirdi. Pekin’de yapılan üçlü görüşmede Macron ve von der Leyen, Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek için Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanması için Çin’e baskı yaptı.
“Barış görüşmeleri için çağrı”
Şi, Macron ve von der Leyen ile üçlü görüşme öncesinde Macron ve Şi ikili görüşmeler için bir araya geldi. Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerine “mümkün olan en kısa sürede” başlama sözü verdiler. Macron Pekin’de yaptığı ikili görüşmenin ardından amacının “kalıcı bir barış için müzakereleri olabildiğince çabuk yeniden başlatmak” olduğunu söyledi. Barış müzakereleri için Pekin’i kilit bir konumda gören Macron, Şi ile görüşmesinden kısa bir süre önce Çince bir tweet atarak, “Çin‘in barışın inşasında önemli bir rol oynadığına kesinlikle inanıyorum” dedi. Kalıcı barış, Fransa ve Avrupa için olduğu kadar Çin için de önemli. Görüşmenin ardından her iki lider de Ukrayna için erken barış görüşmeleri yapılması çağrısında bulundu.
Macron, amacın “kalıcı bir barış için mümkün olan en kısa sürede müzakerelere yeniden başlamak” olduğunu söyledi. Şi Jinping, Çin liderliğinin bilinen pozisyonlarını ve şubat tarihli on iki maddelik barış planını tekrarladı. Nükleer silah kullanmama, biyolojik ve kimyasal silah kullanmama ve nükleer santraller gibi sivil nükleer tesislere yönelik saldırılardan kaçınma taahhütlerini bir kez daha hatırlattı. Şi, “tüm tarafların meşru güvenlik çıkarlarının” dikkate alınması gerektiğini yineledi ve ABD’yi eleştirmek ve NATO’yu genişletmek olarak anlaşılan “dengeli bir Avrupa güvenlik çerçevesi” oluşturulması çağrısında bulundu.
Von der Leyen: “Çin’in üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz”
Von der Leyen ve Macron, Şi Jinping’i Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek için Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanmaya çağırdı. Üçlü görüşmelerin ardından von der Leyen, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi bir üyesi olarak Çin’e büyük sorumluluk düştüğünü belirten Leyen, “Çin‘e güveniyoruz” dedi. Von der Leyen, Şi Jinping’i Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile doğrudan görüşmeye çağırdı. Çin Devlet Başkanı’nın bunu zamanı gelince yapacağına dair güvencesini “olumlu bir işaret” olarak değerlendirdi. Yanı sıra, Çin’in Rusya’ya “doğrudan veya dolaylı” herhangi bir askeri teçhizat sağlamayacağına güvendiğini dile getirdi.
Ekonomik iş birliğini genişletme…
Macron ve von der Leyen’in Çin ziyareti, sadece Ukrayna ihtilafıyla sınırlı değildi. Aynı zamanda ekonomik meselelerle de ilgiliydi. Üç günlük ziyaret, sadece ulaşım, enerji, tarım, kültür ve bilim alanlarında verimli iş anlaşmalarıyla sonuçlanmakla kalmadı, aynı zamanda her iki tarafın liderlerinin aradığı Çin-Fransa ve Çin-AB ilişkilerinin gelecekteki yönü için rehberlik sağladığı açıklandı. Ekonomik iş birliğinin genişletilmesi Macron’un ziyaretinin önemli bir konusu oldu. Macron’un Çin ziyaretine, kendisine Avrupalı uçak üreticisi Airbus, dünyanın en büyük ikinci elektrik üreticisi Electricite de France EDF, tren üreticisi Alstom ve atık bertaraf şirketi ve su tedarikçisi Veolia’nın temsilcileri de dahil olmak üzere 60 kişilik birinci sınıf bir Fransız “iş heyeti” eşlik etti.
Macron, Çin’in dışlanmaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Von der Leyen ise gezi öncesinde AB ülkelerinin Çin’e olan bağımlılıklarını azaltmak zorunda olduklarını açıklamıştı. Macron, Pekin ile ekonomik ilişkilerin genişletilmesini savunuyor. Von der Leyen, Çin-AB ilişkileri hakkında yakın zamanda yaptığı bir konuşmada, kendisini Çin’den tamamen “ayırmanın” Avrupa’nın çıkarına olmadığını ve blokun bunun yerine diplomatik ve ekonomik “riski azaltmaya” bakması gerektiğini söyledi.
“Ukrayna konusunda pek çok fikir birliğine varıldı”
6 Nisan’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bazı önemli görüşmenin ardından Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, 7 Nisan’da Guangzhou’daki Songyuan’da Macron ile gayrı resmi bir görüşme yaptı. Çin kaynakları atmosferin dostça ve rahat olduğunu ileri sürdü. Ziyaret sona ermeden önce, bir dizi dikkate değer sonucun elde edildiği belirtiliyor. Bunlar arasında Çin, Fransa ve Avrupa’nın Ukrayna konusunda pek çok fikir birliğine vardığı iddia ediliyor.
AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in bu haftaki ziyaretinin ardından önümüzdeki haftalarda Çin’e gitmeyi planladıkları bildirilirken, Çinli uzmanlar daha fazla Avrupalı yetkilinin Çin’e geleceğine inanıyor. Zira Ukrayna’daki savaşın durdurulması konusunda Çin’nin önemli rol oynayacağı görüşündeler. Dolayısıyla daha sıkı bir trafik ihtiyaç gibi görünüyor.
Doğu Çin Normal Üniversitesi Rus Araştırmaları Merkezi’nden araştırma görevlisi Cui Heng, bazı Avrupa ülkelerinin Rusya-Ukrayna ihtilafında arabuluculuk konusunda bir Asya ülkesi olan Çin ile uzlaşma yönündeki önyargılarını ve önceki zihniyetlerini terk etmelerinin zor olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Ancak küresel jeopolitik değişimler altında, Çin’in uluslararası etkisinin görüldüğü gibi ABD’nin tek güç merkezi olmadığını anladılar. Daha fazla ülke Çin’in müzakereleri ilerletme önerisini desteklemeye başladı.”