Fransa'da yeni dönemin başlamasıyla birlikte grevler de başladı. Yıllık izin dönemi olan temmuz-ağustos aylarının bitmesinin ardından Ukrayna'daki emperyalist savaşın etkilerinden dolaysız biçimde etkilenen işçi sınıfı grevler örgütlemeye başladı. Birçok fabrika ve işletmede uyarı mesajı taşıyan grevler gerçekleştiriliyor. Bir yandan da yeni sermaye hükümeti de işçi sınıfının grev dalgasını yumuşatmak ve yeni saldırı programlarını hayata geçirmek için "sosyal diyalog" masalarını yeniden kurmaya başladı. Grevler, kapitalistlere ücretlerde iyileştirme yapılması talebini taşıdığı kadar hükümete de emekli maaşı başta olmak üzere saldırı programlarını geri çektirme amacı taşıyor. Yeni Çalışma Bakanı Olivier Dussopt, özellikle RSA (hiçbir geliri olmayanların aldığı yoksulluk yardımı) üzerine kurulan yeni saldırı programını konuşmak üzere kapitalistlerin örgütü MEDEF ve işçi sendikalarını bu hafta başında masaya çağırdı.
Küçük ve lokal eylemlerle ısınan bu süreç, 29 Eylül günü tüm mesleklerden işçi ve emekçilerin ortak eylem ve grev çağrısıyla asıl gücünü ortaya koyacak. Geçtiğimiz yıllarda uzun süreli grevlerin yeterli bir sonuç elde edememesinin ve sendikal bürokrasinin pasifize eden politikalarının bu eyleme nasıl yansıyacağı da saldırıları ‘karşılama’ iddiası için belirleyici olacaktır. Ki şimdiden Force Ouvriere Sendikası 29’undaki eylemi boykot kararı alarak önemli bir işçi kitlesini eylem dışına çekmeye çabalıyor.
Renault’ta grevler
13 Eylül’den itibaren Renault fabrikalarında grevler başladı. Üretim alanları arasında kortejler oluşturulup yürüyüşler yapıldı. Ağustos ayından itibaren Renault'ta en düşük ücretin asgari ücretin altında kalmasına rağmen yönetimin zam konusunda hiçbir adım atmaması grevleri tetikledi. Ayrıca Renault yönetimi bu süreçte kazanılmış hakları gasp etmeye devam ediyor. Gün içindeki 20 dakikalık mola hakkı için ödenen paranın da kesilmesi işçilerin greve başlamasında itici bir etken oldu. Le Mans fabrikasında %30 oranında greve katılım olurken, Cleon fabrikasının sabah vardiyasında 150 işçi, öğlen vardiyasında 80 işçi greve çıktı. Lardy ve Flins fabrikalarında da benzer bir katılım gözlendi. Sayıların düşüklüğünün bir yanını aynı fabrikalarda satış sözleşmelerine imza atan Force Ouvrière, CFDT et CFE-CGC sendikalarının da var olmasından kaynaklanıyor. Ile de France fabrikalarında Assamble Generale (İşçi Forumu) çağrısı yapılarak diğer sendikalara üye ve bağımsız işçileri de greve ortak etmeye çalışıyorlar.
Sömürü cehennemi havaalanlarında uzun süren sessizlik kırıldı
Havaalanlarında görünmeyen ağır sömürülerden biri de yer hizmetleridir. Tüm bagajların ve uçakların lojistik ihtiyaçlarının karşılanıp uçuşların aksamadan sürmesini sağlayan işçiler, en ağır işleri yapmalarına karşın sefalet koşullarında çalışmaktadır. Genelde taşeron ve kiralık işçilerin çalıştırıldığı bu alanda yıllardır biriken tepkiler eylül ayıyla birlikte açığa çıktı. Uçuş sektörünün büyük tekellerinden Air France'ın taşeronu AGS'de işçiler greve çıktı. Yıllardır süren sessizliğin son dönemdeki artan sefalet koşullarıyla birleşmesi sendikaları da harekete geçmeye zorladı. Öyle ki bu taşerondaki CGT, FO, CFTC, SMA sendikalarının tamamı ortak eylem kararı almak durumunda kaldı. 2006 yılından beri ilk kez yer hizmetlerindeki taşeron işçileri greve çıkıyor. Bu grevin bir diğer özelliği ise çoğunluğunu genç taşeron işçilerin oluşturmasıdır. Bu nedenle hayatlarında ilk kez greve çıkan işçilerin sayısı da arttı. Bu, yeni genç işçilerin grevle tanışmaların arttığı bir dönem işaret ediyor aynı zamanda.
'Dalların kesilmesinden' ortaklarına karşı eylem
"Bir ağaçta ölü dallar varsa, kesilmelidirler" sözüyle işçilerin yarısını işten çıkaracağını ilan eden Compin (Evreux) CEO'suna karşı işçiler, şirketin en büyük müşterisi olan Ile de France Mobilites önünde eylem gerçekleştirdi.
13 Eylül günkü eylemde kamu toplu ulaşım şirketi olan Ile de France Mobilites'in Compin'in küçülme politikaları ve üretimi Polonya'ya kaydırma projesinden sorumlu olduğu vurgulandı. Fransız metal tekeli ALSTOM üretimin %60'ını 2025 yılına kadar diğer ülkelere taşımak için yatırımlarına devam ediyor. 2020 yılında bu oran %40'a ulaşmıştı. Compin'deki küçülme de bu politikaların bir parçası. Şirket Fransa, Almanya ve İtalya'daki fabrikalarını bir bir kapatıp Türkiye, Doğu Avrupa ülkeleri gibi işçi sömürüsünün en yoğun ve ücretlerin en düşük olduğu ülkelere kaydırıyor.
Sağlık emekçileri de sokakta!
Erken doğum ve engelli çocuklara bakım hizmeti veren sağlık emekçileri de sorunlara dikkat çekmek için 13b Eylül günü eylemdeydi. Touluse kentinde sokağa çıkan sağlık emekçileri eğitim yılının başlamasıyla birlikte sorunların görünür olması için eylem düzenledi. Saint Cyprien Merkezi'nin önünde Sud Solidaires sendikasının çağrısına katılan onlarca sağlık emekçisi taleplerini açıkladı. Sürekli fazla mesai yapmak zorunda kalan ve personel eksikliğine dikkat çeken emekçiler, aylardır sorunların devam ettiğini ifade etti.
Enerji sektörünün zamların gölgesindeki sömürüsü
Yükselen enflasyonun ve Rusya'ya karşı düşmanlığın en dolaysız yansıdığı alan enerji sektörü oldu. Avrupa'da herkesin gündeminde artan enerji masrafları varken enerji sektöründeki fahiş zamların gizlediği bir gerçekse yoğun sömürüdür. Enerji sektöründe çalışan işçiler şirketlerin bu yüksek zamlarından hiçbir yansıma görmediği gibi daha da zor şartlarda çalışmaya zorlanıyorlar. Fransız enerji şirketlerinden RTE'de 13 Eylül günü yeni ücret toplantısı ve grev vardı. Sendikal bürokrasi, işçilerin toplantı öncesi Assamble Generale toplanması talebini görmezden geldi. İşçiler kendilerini temsil etmeyen bu görüşmeye karşı tepkilerini ifade ederken mevcut primlerin satın alma gücündeki erimeyi karşılamayacağına dikkat çektiler.
Demiryolları işçileri de uyardı
Birçok sektörde olduğu gibi demiryollarında çalışan işçiler de artan sefalete karşı seslerini duyurmaya çalışıyor. Bugün Fransız sermayesinin yönetim merkezlerinden olan Defense'daki plazaların önünde yüzlerce demiryolu işçisi ücretlerin arttırılması talebini duyurmak için şantiye ve garlarından çıkıp geldi. UNSA, CFDT ve Sud Rail sendikalarının ortak örgütlediği eylemde işçiler yöneticilere seslerini duyurmaya çalıştı.
Hava trafik kontrolörleri de “grev” dedi
Havayollarında tüm trafiğin kontrolünü üstlenen emekçiler de grev dalgasına katılmaya hazırlanıyor. Hava trafik kontrolörleri sendikası SNCTA 16 Eylül günü için uyarı grevi gerçekleştireceklerini açıkladı. Kontrolörler, enflasyonun sürekliliğine rağmen maaşlarda herhangi bir iyileştirme olmamasına tepkililer. Grev kararıyla birlikte Air France yaklaşık 400 uçuşun iptal olacağını şimdiden ilan etti. Ki bu tüm uçuşların yarısına tekabül ediyor.
Kızıl Bayrak / Fransa