Fransa'da bir genel grev yürüyüşü daha geride kaldı. Dün Fransa genelinde işçiler sokağa çıktı. Ancak yeni sezon başından beri 3. yürüyüş ve genel grev katılım bilgileri işçilerin tabandaki tepkisine dair önemli emareler taşıyordu. Kapitalistlerin ve sermaye hükümetinin savaşı mazeret göstererek enflasyon karşısında eriyen ücretleri kabul ettirme politikasına karşı lokal grevlerle başlayan tepki sendikal bürokrasiyi genel grev kararları almak zorunda bırakmıştı. Ancak sendika ağaları basıncı hissetse de örgütsüz olmasından yararlanarak parçalı, iki haftada bir gibi bir periyotla etkisi zayıf bir yol seçtiler. Bu da grevlerle yürüyüşe katılımlar arasında kendini gösteriyordu.
Paris'te grev katılımı nedeniyle metrolar, banliyö trenleri ve otobüs hatlarında çok büyük aksamalar oldu. Sendika üyelerinin yoğunluklarına göre hatlar arasındaki aksama oranları değişse de etkili bir katılım olduğu, greve çıkan işçi sayısının arttığı bariz bir şekilde anlaşılıyordu. Fabrika grevlerinde de özellikle rafineri grevlerindeki etki sonrası hükümetin zorla çalıştırma yasasını devreye sokması bir olumsuz etki yaratmıştı. Fakat 10 Kasım genel grevinde birlikte tek eylem günü kararlaştırılması grevleri yeniden görünür yaptı. TER tren hatlarından 10 trenden 9'unda greve çıkıldı. Bu da şehirlerarası ulaşımda hızlı tren hatları dışında etkisini gösterdi. Nice kentinin 3 tramvay hattı da durdu. Touluse kentinde de toplu ulaşımda grev etkisi hissedilen kentlerdendi.
Fakat aynı yoğun katılım yürüyüşlerde kendini göstermedi. En kalabalık katılım Paris'te yaşansa da tüm Fransa'da 100 bini aşıldığı ifade edildi ama bu sayı bir önceki kitlesel eylem günü olan 27 Ekim yürüyüşünün 3'te 1'i demek oluyor. Eylemlere katılımda CGT Sendikası’nın sermaye hükümeti ile emeklilik yasası başta olmak üzere sorunları “diyalog” yoluyla çözmek için masaya dönmesine karşı da bir tepki vardı. İşçiler, genel grev kararı alınmışken ve masadan greve katılan işçilere hapis cezası tehdidi ile zorla çalıştırma dayatılmışken masaya dönen bürokratlara tepkililerdi. Bu tepki de yürüyüşe karşı pasif bir boykotla kendini göstermiş oldu.