9 Haziran Pazar günü yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi, Almanya’nın bir dizi kentinde AfD (Almanya için Alternatif) karşıtı gösteriler organize edildi. Almanya’nın yaklaşık 15 büyük ve onlarca küçük kentinde düzenlenen gösteriler, Mayıs’ın sonlarında başladı ve 8 Haziran Cumartesi yapılan eylemlerle sona erdi.
9 Haziran’da yapılacak AP seçimleri öncesi eş zamanlı olarak Berlin, Dresten, Leipzig, Münih, Stuttgart, Frankfurt gibi Almanya’nın büyük kentleri başta olmak üzere, onlarca küçük kentte de yapılan gösterilere onbinlerce kişi katılırken, toplamında ise yüzbinlerle ifade edilen kalabalıklar eylemlere katıldı.
Gösteriler merkezi olarak, “AfD’yi durduralım, demokrasiyi savunalım!” mottosu ile organize edildi. Yerellerde ise farklı alanlardan çok çeşitli oluşumlar tarafından desteklendi. Gösteriler, DGB, çeşitli insan hakları, hayvan hakları ve çevre örgütleri, çeşitli müzik ve eğlence kulüpleri, kimi göçmen inisiyatifleri, bazı anti-militarist kurumlar, bazı sermaye grupları, kimi dini gruplar vb. geniş yelpazeyi kapsayan bir inisiyatif tarafından örgütlendi veya desteklendi.
Gösterilere “partiler üstü” bir görüntü verilmeye çalışılsa bile, işin arkasında mevcut hükümet partilerinin olduğu gözlerden kaçmadı. Platform tümüyle onları yansıtıyordu. Kendileri doğrudan organize etmek yerine, uzantılarını devreye sokarak, yıpranmışlıklarının yol açabileceği kitle kaybından kaçınmaya çalıştıkları gözlendi.
8 Haziran Cumartesi günü yapılan gösterilerden biri de Frankfurt’taydı. Kentin çeşitli bölgelerinde gün boyu, irili ufaklı yürüyüş, kültürel programlar ve bisikletli protestolar gibi etkinlikler gerçekleştirildi. Saat 17.00’de Alter Oper meydanında bir miting yapıldı. Kurulan sahnede “Frankfurt istikrarı seçiyor; yarın seçelim, sağ yükselişi durduralım!” pankartı yer aldı. Gündüz yapılan yürüyüş ve etkinliklere toplamda 15.000, mitinge ise 18.000 kişinin katıldığı açıklandı. Basında katılımın beklentinin altında kaldığı yazıldı.
Oganizatörler mitingin “partiler üstü” olduğunu ve hiçbir bayrak veya flamanın taşınmamasını salık verirken, buna rağmen alanda yer yer AB bayrakları ile kimi anti-militarist kurumların bayraklarının taşındığı gözlendi. Bunların içinde Bir-Kar bayrağı, alanda bulunan tek kızıl bayrak olarak dikkat çekti.
Mitingde Fridays for Future, AfD’nin skandal toplantısını deşifre eden gazeteciler kollektifi Corectiv, Almanya’daki siyahilerin haklarını koruyan inisiyatif ve Frankfurt’ta sunni Müslüman gençlerle ilgili çalışma yapan bir kurum adına konuşmalar yapıldı. Mitingde kimi temsil ettiği ifade edilmeyen bazı kişiler de söz aldı.
Konuşmalar içerik olarak son derce güdük ve yüzeyseldi. Faşizm AfD ile sınırlanırken, faşizme karşı mücadelenin ise AfD karşıtlığına indirgendiği gözlendi. Faşizmin kapitalizmle olan bağına, onyıllardır mevcut sermaye partilerinin uyguladığı neo-liberal politikalara, bu politikların ırkçılık ve faşizmin geliştiği zemini nasıl düzlediğine hiç değinilmedi. Yine işbaşındaki koalisyonun izlediği savaş yanlısı militarist politiklara dair tek kelime edilmedi. Özellikle hayatın içinden gelen bazı konuşmacıların yaptıkları kimi “aykırı” değinmeler ise bu genel havanın içinde kaybolup gitti.
Organizatörler özellikle gençlerin ilgisini çekmek amacıyla, programa çok sayıda popüler Rap sanatçısı davet ettiler ancak bu uyanıklığın tutmadığı gözlendi. Gençler tüm katılımcı kitlenin ancak üçte birini oluşturdu. Gençler AfD’ye karşı olsalar bile, işbaşındaki sermaye partilerine de güvenmiyor.
Miting alanında bu gösterileri destekleyen ve organize eden çeşitli kurumlar da standlar açarak faaliyetlerini tanıttılar.
Eylemler AP seçimlerinde ırkçı-faşistlerin yükselişini frenlemeyi amaçlıyor!
Tüm göstergeler, AB’yi oluşturan 27 Avrupa ülkesinde yapılacak AP seçimlerinde, birliğin merkezi olan Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, ispanya gibi ülkeler başta olmak üzere ırkçı-faşist patilerin ciddi oy alacağı yönünde. Bu durum bu ülkelerde iktidarda olan Sosyal Demokrat, Yeşiller veya Liberal partileri tedirgin ediyor. Bunların ayaklarının altındaki toprak gittikçe kayıyor. Bu yüzden de bunları durdurmanın yollarını arıyorlar. Almanya, Fransa ve birtakım başka ülkelerde son yapılan gösterilerle asıl amaçlanan budur.
Mevcut sermaye partileri, geçmişte yaşanan faşizm deneyimlerinden dolayı, kitlelerde hala oldukça diri olan anti-faşist duyarlılığı uyanıkça ve iki yüzlü bir şekilde suistimal etmeye çalışıyorlar. Oysa gittikçe gelişen faşizmin ve ırkçı-faşist partilerin zihniyetinin asıl temsilcileri kendileridir. Faşist patiler gökten zembille inmedi. Onyıllardır bunların izledileri neoliberal ve sosyal yıkım politiklarının düzlediği zemin ve onun yarattığı elverişli atmosferde yeşerdiler. Şimdi çıkmışlar kendilerini emekçi kitlelere “anti-faşist”, demokrasi ve özgürlüklerin temsilcisi olarak pazarlamaya çalışıyorlar. Burjuva iki yüzlülüğünün ve sahtekarlığın en berbat örneklerini sunuyorlar. Bizi seçmezseniz onlar gelecek diyerek, kendilerini tek alternatif olarak sunmaya çalışıyorlar. Bunun için seçme yaşını 16’ya düşürdüler. Bütün bu gerçekler bir yana, kendileri de gerçekte ırkçı, yabancı düşmanı, ayrımcı ve özgürlüklerin düşmanıdırlar. Ukrayna savaşı başladığında, hayvanlara varana dek, Rus olan herşeye karşı nasıl iğrenç bir ırkçılık sergilediklerini hepimiz dün gibi hatırlıyoruz. Bugün ise Filistin’de soykırım yapan ırkçı-siyonist İsrail reimine koşulsuz destek veriyorlar. Savaş, saldırganlık ve militarist politikaların bayraktarlığını yapıyorlar.
İşçi ve emekçiler, Sosyal Demokrat, Yeşiller veya Liberal sermaye patilerinin “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” politikalarına aldanmamalıdır. Bir yandan faşist hareketleri durdurmak için mücadele ederken, diğer yandan da mevcut sermaye partilerinin militarist, savaş yanlısı ve sosyal yıkım politikalarına karşı mücadele etmelidirler. Ve en önemlisi de sermaye politiklarına ve faşizme karşı mücadelelerini, kapitalizme karşı mücadele ile birleştirmelidirler. Faşizmin kapitalizmin öz evladı olduğu gerçeği asla unutmamalıdır.
Kızıl Bayrak / Frankfurt