Soykırım savaşını Gazze’den Lübnan’a taşıyan ırkçı-siyonist rejim, savaş uçaklarıyla yaptığı binlerce bombardımandan sonra kara harekatı başlattığını ilan etti. 

İşgalci İsrail ordusu, Güney Lübnan’daki köy kasaba ve kentleri bombalayarak yakıp/yıktı, katliamlar yaptı ve orada yaşayan halkı yerini/yurdunu terk etmeye zorladı. Bölgeyi yoğun bir şekilde havadan bombaladıktan sonra işgal hareketinin başlayacağını ilan etti. 

Siyonist rejimin barbarca saldırganlığı dünya tarafından izleniyor. ABD emperyalizmi ise askerlerinin savaşa doğrudan katılması dışında, İsrail’in soykırımcı saldırganlığının temel dayanağı ve dolaysız suç ortağıdır. Batılı diğer emperyalist devletler de Tel Aviv’deki soykırımcı çeteye destek vererek soykırım suçuna ortak oluyorlar.  

İsrail’in Gazze, Lübnan, Lübnan’daki Filistin mülteci kampları ve Suriye’ye yönelik saldırıları devam ederken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), bölgeye askeri yığınağı arttırma kararı aldı. Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh tarafından yapılan açıklamada, Ortadoğu'da konuşlu mevcut güçlerine savaş uçakları ve birkaç bin takviye asker gönderileceğini söyledi. 

***

Lübnan’a saldırı emperyalist/siyonist kudurganlığın giderek tırmandığını ispatlıyor. Zira yaptıkları soykırıma rağmen halen de zafer kazanmaktan uzak görünüyorlar. Bu ise onları iyice kudurtuyor ve daha vahşi saldırılar düzenleyerek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Lübnan direnişi ise işgal saldırısına karşı direnmeye kararlı olduğunu ilan etmekle kalmıyor, işgalci İsrail ordusunu hedef alan vuruşlarla da bunu gösteriyor. Gazze ve Lübnan’a destek kapsamında Yemen’deki Husiler ve Iraklı direnişçiler de işgalci orduyu hedef alan saldırılar düzenliyor. 

Emperyalist/siyonist işgalcilerin saldırısı daha çok yıkım, daha çok katliam anlamına geliyor. Ancak bundan zaferle çıkmaları kolay değil. Zira direniş cephesi geri atmıyor ve işgalcilere karşı direnişin her alanda devam edeceğini tekrarlıyor…