Amerikan savaş uçakları ve bombalarıyla halklara ölüm saçan işgalci siyonistler, 1 Ekim’i 2 Ekim’e bağlayan gece Lübnan topraklarını işgal saldırısı başlattıklarını ilan ettiler. Gazze, Beyrut, Şam ve Güney Lübnan’ı bombalamaya devam eden soykırımcı siyonist çete, beklemediği sertlikte bir direnişle karşılaştı. 

2 Ekim Çarşamba akşamına kadar işgalcilerin itirafına göre üçü komutan 8 asker öldürüldü, 39 subay ve asker ise yaralandı. İsrail’deki "Ziv" adlı hastaneden yapılan açıklamada,  Lübnan sınırında yaşanan çatışmalar sonucu yaralanan 39 İsrail askerinin helikopter ve askeri ambulanslarla hastaneye taşındığı, 3'ünün durumunun ağır olduğu belirtildi. 

Hizbullah savaşçılarının 2 Ekim Çarşamba günü akşam saatlerinde, çatışmalar devam ederken Al Mayadeen kanalına verdikleri bilgiye göre, çatışmalarda 80 İsrail subay ve askeri öldürüldü ya da yaralandı. Çatışmalarda 5 Merkava takını imha ettiklerini bildiren savaşçılar, ölü ve yaralı İsrail askerlerinin 4 Helikopterle taşındığını söylediler. İşgalcilere karşı direnişe kararlılıkla devam ettiklerini vurgulayan direnişçiler, öldürülen liderleri Hasan Nasrallah tarafından hazırlanan plana göre savaşmaya devam edeceklerini beyan ettiler. Nasrallah’ın yüzlerce siville birlikte öldürülmesini “Hizbullah bitti” diyerek canlı yayınlarda tatlı dağıtarak ya da kadeh tokuşturarak kutlayan siyonist savaş medyası, Lübnan topraklarını işgal girişiminin ilk gününde yaşananları “Lübnan'da bir felaket” olarak nitelendirdi. Bölgede bulunan Al Mayadeen muhabirleri, İsrail askerlerinin Lübnan topraklarını işgal etme girişimleri ve Hizbullah savaşçılarının işgalcilere karşı sert direnişinin gece saatlerinde de devam ettiğini bildirdiler. Bu arada Hizbullah’ın İsrail’deki askeri üs ve noktaları füzelerle hedef alan saldırıları da devam ediyor. 

***

Soykırımcı çete “Hizbullah’ı bitirdik, artık Lübnan’ı işgal edebiliriz” küstahlığı ile kara saldırısı kararını ilan ettiği an ABD ile Batılı emperyalistlerin desteğini aldı. Zira emperyalist/siyonist güçlerin esas hedefi Filistin ve Lübnan başta olmak üzere bölge halklarının direniş iradesini kırmaktır. Ancak Gazze’de direnişin devam etmesi ve Lübnan topraklarını işgal saldırısının ilk gününde yaşananlar, bunun pek de kolay olmadığını gösterdi.