Emperyalist devletler sözde koronavirüs salgınına karşı mücadele adı altında peşpeşe ekonomik paketler açıklıyor. ABD 2,2 trilyon dolarla başı çekerken, açıklanan paketlerin toplamı 9,2 trilyon doları geçti. Bu paketlerin toplumu salgından korumayı amaçladığı söylense de, gerçek bunun tam tersidir.
Salgının dünya geneline yayılmasını haftalardır izleyen emperyalist kapitalist devletler, bugün kendilerini ayakta tutan düzenin çarklarının teklediğini görünce bu paketleri gündeme getirmek durumunda kaldı. Dolayısıyla trilyonlarca dolarlık paket, sermayeyi kurtarmak adına gündeme getirilmiş bulunuyor.
Sağlığa ayrılan ancak yüzde 2,5’u
Bir çırpıda 9,2 trilyon doları piyasaya pompalayan devletlerin önceliği batık borç senetlerini temizleyerek, kapitalist tekellerin olası topyekûn çöküşlerinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Yapılan hesaplamalara göre 9,2 trilyon doların %75'i batık ve çürük tahvillere harcanırken, geriye kalan %25'in en fazla %10'u sağlık hizmetlerine gidiyor. Geriye kalan %15'lik bir dilim ise kapitalist piyasaların kilitlenmemesi ve toplumsal patlamaları baskılayıp kontrol altına almak için yardım, kısa vardiya ücretlerinin ödenmesi gibi yollarla piyasaya sürülüyor.
Diğer yandan BM Genel Sekreteri Guterres'in yaptığı küresel acil yardım çağrısı ise duymazlıktan geliniyor. Kapitalist devletler, korona salgınının yayılmasına karşı ortak ve acil önlemleri almaktan özellikle geri duruyorlar. BM Güney Amerika, Afrika, Ortadoğu ve Asya'daki 51 ülkede enfeksiyonu kontrol altına almak için en az 2 milyar dolara ihtiyaç olduğunu duyurdu. Bu miktar açıklanan teşvik programlarının toplam hacminin sadece yüzde 0,022’sine denk geliyor. Rekabet hırsının teslim aldığı kapitalist tekeller korona slgınına karşı mücadele! adı altında açıkladıkları paketlerinin küçücük bir bölümünün bile ortaklaşa harcanmasına yanaşmayarak hırsları uğruna enfeksiyonun yayılmasına çanak tutyorlar.
***
Devlet borçlanmaları, bütçe açıkları veya karşılıksız para basma yoluyla oluşturulan ekonomik paketlerin yükü gelecek dönemde emekçilerin sırtına yüklenecektir. İşçi-emekçiler için, kapitalist sınıfın ve onların devletlerinin ellerindeki bu zenginliğe el koymak ve bu zenginliği bütün insanlığın ihtiyaçları uğruna sunmaktan başka çıkar yol yoktur.