Bütün ülke koronavirüs ile mücadele ederken AKP iktidarı yine yağma peşinde. Koronavirüsün çıkma sebebini sürekli yarasaya bağlayan kapitalistler, asıl sorunun doğanın tahrip edilmesi ve bunun yarattığı sonuçlar olduğunu türlü kabul etmemekte. Bugün korona, dün domuz gribi öncesinde kuş gribi gibi salgınlar yaşadık ve çoğu lokaldi ama bugün yaşadığımız salgın maalesef ki dünya çapında. Bunun sorumlusu kapitalizmdir.
Doğayı talana açan, ekolojiyi kendi emelleri için ranta kurban eden bu sistem, hala suçu farklı ülkelere atmakta. Bugün korona salgınını yenebiliriz ama yarın yeni bir salgın ile yüz yüze kalacağız. Çünkü hala kapitalizm doğanın talanını sürdürmektedir. AKP iktidarı da koronavirüs salgınını fırsat bilip doğayı yağmalamaya devam etmektedir. Doğanın talanı bitmedikçe bu salgınlar sürecektir. Doğanın talanını da tek başına ekoloji mücadelesi ile değil sosyalizm mücadelesi ile engelleyebiliriz.
İstanbul’u bekleyen büyük Marmara depremi için de hazırlıklı olmalıyız. Dün Elazığ’da yaşanan deprem buna örnektir. Dışarı çıkma yasağı geldiği koşullarda deprem önlemi dünden daha güçlü bir şekilde alınmalıdır. Bu gibi bir durumlarda insanların hem virüs hem de depremle tek başlarına mücadele etmeleri imkansızdır. Açıklanan ekonomi paketinde de gördüğümüz gibi işçiye emekçiye hiçbir bütçe ayırmayan devlet, olağan bir deprem için ne gibi önlemler almış olabilir?
Doğanın ve insanın korunması kapitalizm koşullarında mümkün değildir. Biz emekçiler olarak insanca bir yaşam için sosyalizm mücadelesini büyütmeliyiz. Kapitalizmin ölüm getirdiğini ve insanca bir yaşamın sosyalizmde mümkün olduğunu bugün daha yüksek sesle söylemeliyiz. Öte yandan HES, JES, RES, baraj ve diğer tüm talan projelerinin durdurulması ve yapılacak bütün ÇED raporlarının bilimsel olmasını talep etmeliyiz.
İnsanca bir yaşam için sosyalizm!
Ümraniye’den bir Kızıl Bayrak okuru