Sağlık hizmetleri konusunda uzman kurumların önerilerine bir yandan övgüler gelirken, diğer yandan da yaşanan bazı sorunlar büyüyor ve yeni sorular ortaya çıkıyor. Hayati tehlikesi bulunan hastaların hangilerinin tedavi edileceği, hangilerinin ölüme terk edileceği ciddi bir sorun olarak doktorların gündemine girmiş bulunuyor.
Hastanelerin yoğun bakım bölümlerinin kapasiteleri, yaşanan hasta yoğunluğunu kaldırabilecek yeterlilikte değil. Dolayısıyla yoğun bakım üniteleriyle ilgili bir tercih sorunu gündeme geliyor.
“Disiplinlerarası Yoğun ve Acil Bakım Kurumu”nun hazırlamış olduğu bir kriterler kataloğu doktorlara bu yönde başvurabilecekleri yöntemleri içeriyor. Bu durumda hangi hastaya acil servis veya yoğun bakımda öncelik vereceklerine, o hastanın iyileşme ihtimalinin yüksekliğine ve yaşına bakarak karar vermeleri öneriliyor. Bu tür bir tercih durumunda hastanın sosyal statüsüne ve herhangi bir fiziksel engeline bakılmaksızın karar verilmesine önemle dikkat edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Frankfurter Rundschau'daki haberlere göre, İtalya’da 80 yaş üstündeki hastalar artık tedavi edilmiyorlar. Bu, yasal olarak da kararlaştırılmış durumda. Almanya'da yaştan daha çok, hastalığın ağırlık durumuna göre karar verilmesi gerektiği belirtiliyor.
“Deutsches Institut für Katastrophenmedizin” (Felaket Durumlarında Sağlık Hizmetleri Enstitüsü) yetkilisi, Straßburg Tıp Fakültesini ziyaret ettiğinde, İtalya'dakine benzer bir durumla karşılaştıklarını belirtiyor. Doktorların, kimi hastaları solunum cihazıyla yaşama döndürmek veya bazı hastaların da nefessiz kalmasını izlemek gibi tercihlerle karşı karşıya bırakıldığı belirtiliyor.
Sağlık hizmetlerinin batı Avrupa ülkelerinde bile yetersiz olmasının sorumluluğu da sağlık çalışanlarına yüklenmiş durumda. Çalışma koşulları zaten ağır olan doktorlar, bir de yaşamda ve ölümde kime öncelik vermeleri gerektiği gibi son derece yıpratıcı bir konuda karar vermeye zorlanıyorlar. Bu durum, doktorların ağır fiziki çalışma koşullarına bir de ağır bir psikolojik boyut ekliyor.