Almanya’da polis şiddeti gittikçe artıyor. Geçenlerde Düsseldorf’ta 15 yaşındaki bir göçmenin George Floyd olayında olduğu gibi gözaltına alınmasının yankıları henüz dinmeden, benzer bir olay da Frankfurt’ta yaşandı.
Basında yer alan açıklamalara göre, Frankfurt’ta pazar gününü pazartesiye bağlayan gecenin sabah saatlerinde, Sachsenhausen semtinde polis alkol alıp etrafı rahatsız eden bir gruba müdahale etmek istiyor. Yaşanan tartışma ve arbede sonrası polis 29 yaşındaki bir göçmen genci yere yatırarak gözaltına almak istiyor. Gürültüyle uyanan bir mahalle sakini polisin gözaltı işlemini videoya alıyor. Alacakaranlıktan dolayı görüntüler çok net olmasa da video polis şiddetini açık bir şekilde ortaya sermeye yetiyor.
Görüntülerde iki polis yere yatırdıkları kişinin beline ve kafasına dizleriyle bastırmakla kalmayıp, arada kafa ve bel kısmına gelecek şekilde dizleriyle darp ediyorlar. Bu sırada etraftakiler “onu rahat bırak” diye bağırırken, etrafı saran yaklaşık 20 polis müdahale edenleri uzaklaştırıyorlar ve ısrarcı olanlara da biber gazı sıkıyorlar. Dakikalar süren şiddetten sonra polis arabasına konan gencin ayakkabıları yerde kalıyor. Çevredekilerin uyarısıyla polis ayakkabıları da arabaya koyuyor.
George Floyd olayının kitlesel protestolarla karşılandığı Frankfurt’ta, bu video kısa sürede sosyal medyada yayıldı ve yoğun tepkilere konu oldu. Emniyetten yapılan açıklamada videonun gerçek olduğu ve olaya karışan polisler hakkında gerekli soruşturmanın yapılacağı belirtildi. Fakat hemen akabinde polisin olaya müdahale etmesinin sebebi açıklanarak, polis şiddeti meşrulaştırılmaya çalışıldı. Polisin iddiasına göre, gözaltına alınan kişi polise hakaret etmiş ve yüzüne tükürmüş. Ayrıca şiddete uğrayan göçmen gence de polise hakaret ve mukavemetten soruşturma açıldığı açıklandı.
Her konuda anında açıklama yapmaya meraklı burjuva politikacılar, bu vahim olayı suskunlukla karşılamayı tercih ederken, tek ciddi açıklama ve kınama Die Linke’den geldi. Partinin Hessen iç politika sözcüsü Herman Schaus, “Yere yatırılarak etkisizleştirilmiş bir kişinin üzerine çıkmanın veya dövmenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz!” diyerek, Eyalet İçişleri Bakanı Peter Beuth’tan (CDU), olayın soruşturulmasını ve gerekli cezai tedbirlerin alınması gerektiğini talep etti.
George Floyd cinayeti Almanya’da da beklenmedik şekilde yaygın ve kitlesel protestolara konu olmuştu. Burjuva politikacılar yaşanan kitlesel protestoların içini boşaltmak ve Alman polisini aklamak için her türlü ikiyüzlü açıklama ve davranışlara başvurmaktan çekinmediler. Gösterilere katılıp ırkçılık karşıtı konuşmalar yaptılar. “Bizim polisimiz başka polislere benzemez, bizim polisimiz farklıdır, insancıl ve yardımseverdir” vb. demagojilerle polisi şirin göstermek için ellerinden geleni yaptılar. Bu arada polisler de sahnelenen tiyatroların gönüllü figüranları olarak göstericilerle beraber diz çöküp “üzüldüler”.
Gerçeğin bunun tersi olması ve bir polis devleti olan Almanya’da her türlü polis şiddeti ve ırkçı ayrımcı uygulamalar bir yana, daha protestoların yankısı bile dinmeden, ardı ardına polis terörünün yeni örneklerinin yaşanması, sorunun hiç de münferit olmadığını gösteriyor. Derinleşen kriz, artan yoksulluk, yükselen ırkçılık, polis terörünü daha yoğun ve daha sistematik hale getirecektir.
NSU 2.0 gibi ırkçı oluşumlarla, polis karakollarından gönderilen tehdit mektuplarıyla, ırkçılığı iyice ayyuka çıkmış Hessen polisi, son yaşanan ölçüsüz şiddet olaylarıyla bu kirli siciline yenilerini eklemiştir. Polis şiddeti ve ırkçılığa karşı tepkiler de başta göçmen gençler arasında olmak üzere gittikçe yükseliyor. Bu tepkilerin önümüzdeki dönemde sokağa daha çok yansıyacağını beklemek gerekiyor.
Kızıl Bayrak / Frankfurt