Navalni davası Alman-Rus ilişkilerindeki gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Kremlin eleştirmeni Aleksey Navalni’nin zehirlenmesinin ardından Avrupa Birliği’nden Rusya’ya net bir yanıt çağrısında bulundu.
Maas, birkaç gün önce t-online haber portalı ile yaptığı röportajda “Yaptırımlardan başka yol olmayacağına inanıyorum” demiş ve yaptırımların her zaman hedefli ve orantılı olması gerektiğini dile getirmişti. Yanı sıra Uluslararası Kimyasal Silahlar Sözleşmesine dayanarak böylesine ciddi bir olayın cevapsız bırakılamayacağı açıklamasında bulunmuş, “Avrupa’da bu konuda hemfikiriz” demişti.
Avrupa Birliği’nin devlet ve hükümet başkanları, 15 ve 16 Ekim’deki zirvede Navalni davasıyla tekrar ilgilenmek istiyor. Maas, “Alman, İsveç ve Fransız laboratuvarlarının sonucu doğrulanırsa, AB’den net bir yanıt alınacaktır” diyen Maas, “Bundan eminim” ifadesini kullandı.
Maas, Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Almanya’nın davayı soruşturması için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) teslim ettiğini dile getirdi. Aleksey Navalni’nin bir kimyasalla zehirlenmesini “tüm uluslararası toplum için bir sorun” olarak nitelendirdi ve Rusya’yı bir kez daha yaptırımlarla tehdit etti. “Rusya’yı bu davayı çözmek için daha fazlasını yapmaya çağırıyorum” diyen Maas, zehirlenme sonuçsuz kalmamalıdır. Bu nedenle AB, yaptırım uygulama hakkını saklı tutar açıklamasında bulundu.
Bu arada Almanya Adalet Bakanlığı, Rus yetkililerin Navalni davasında karşılıklı adli yardım için dört talepte bulunduğunu duyurdu.
Rusya ise olaya karıştığı yönündeki tüm iddiaları reddediyor ve karşılığında Almanya'yı Rus soruşturmalarına işbirliği yapmamakla ve “Rus karşıtı histeriyi kışkırtmakla” suçluyor.
Rusya’ya karşı bu kadar saldırgan olan, Avrupa’yı yaptırımlar uygulamaya çağıran Maas, her nedense, batılı müttefiklerinin çıkarları söz konusu olunca onlara karşı aynı tehditleri öne süremiyor. Bu yılın başında İranlı General Kasım Süleymani’yi öldüren ABD’ye herhangi bir yaptırım çağrısında bulunmaktan kaçınıyor. AB emperyalizminin sözcüleri işlerine geldiğinde “uluslararası hukuk” vb. söylemlerini öne sürerek ikiyüzlülüklerini dışa vuruyor.