1 Ekim’de başlayan iki günlük Avrupa Birliği (AB) özel liderler zirvesi, Avrupa ekonomisinin güçlenmesi konulu tartışmaların ardından bugün (2 Ekim) öğleden sonra sona erdi.
Türkiye’ye yönelik yaptırımın tartışıldığı ve yaptırım tehdidine devam etmekte anlaşmaya varılan zirvede, Belarus yaptırımı, Ermenistan-Azerbaycan gerilimi, Navalni davası, salgının seyri gibi konular ele alındı. Devlet ve hükümet başkanları arasında salgının sonuçlarına ilişkin de ayrıntılı tartışmalar yapıldı.
Temmuz ayından bu yana ikinci fiziksel toplantı olan zirvede, uzun bir tartışmanın ardından Türkiye’nin yanı sıra Belarus yaptırımları konusunda da ortak bir anlaşmaya varıldı.
Komisyon başkanı Ursula von der Leyen, 27 üye devlet arasındaki işbirliğinin salgının üstesinden gelmenin tek yolu olduğunu vurguladı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirvedeki tartışmaları “Daha fazla koordinasyon arzusu açıktı” biçiminde özetledi. “Var olabilecek tüm farklılıklara rağmen ne kadar iyi koordine olursak, Avrupa’daki insanların bu zor süreci atlatmaları o kadar iyi olur.” diyen Merkel, özellikle de iş, okul ve eğitim alanlarını kapsayan sorunların çözümünün desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Olası bir korona aşısı konusunda AB’nin ortak bir strateji izleyeceği açıklandı. Von der Leyen ise potansiyel üreticilerle iki sözleşmenin imzalanmış olduğunu, diğer beş üreticiyle de konuşulduğunu dile getirdi.
Belarus’a yaptırımlar
AB zirvesi Belarus’a yönelik yaptırımlarla ilgili anlaşmazlıkta önemli bir adımın atıldığı ifade edildi. Kıbrıs’ın vetosunu geri çekmesiyle, “seçim sahtekarlığı yapması ve barışçıl protestolara yönelik baskıcı tutum sergilemesi” nedeniyle Alexander Lukashenko çevresindeki 40 yetkiliye yaptırımların önü açıldı.
Ağustos ayında, AB dışişleri bakanları yaptırımlar konusunda Lukashenko ve çevresindekilere yönelik cezai tedbirler almaya karar verdiler. Ancak Kıbrıs, Akdeniz’deki gaz anlaşmazlığı nedeniyle AB Türkiye’ye yaptırım uygulamadıkça Belarus’a yaptırımlara onay vermeyi reddetti. Dün gece Kıbrıs, planlanan cezai tedbirlere karşı vetosunu geri çekti. Böylece yaptırımlar, önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilebilir ve yürürlüğe girebilir. Komisyon başkanı Ursula von der Leyen, yaptırımların yolunun nihayet açılmasına duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Belarus kararı hakkında Merkel, “AB artık demokratik hareketlere karşı çıkanlara karşı harekete geçmelidir” gibi ikiyüzlü bir açıklamada bulundu. İngiltere ve Kanada ise, bu hafta başlarında Belarus’a yaptırım uygulamıştı.
Zirvede başka noktalarda da mutabakata varıldı. Devlet ve hükümet başkanları ayrıca Dağlık Karabağ’daki çatışan tarafları şiddetten vazgeçmeye çağırdı. AB aynı zamanda, Kremlin eleştirmeni Alexei Navalni’ye yapıldığı iddia edilen zehirli saldırıyı da kınadı ve Moskova’yı sorunun çözümüne yardım etmeye çağırdı. Çin ile ilgili olarak da AB, yıl sonuna kadar kapsamlı bir yatırım anlaşması müzakerelerini sonuçlandırma hedefini yeniden teyit etti.
Türkiye ile “koşullu diyalog”
AB için zor bir ortak olarak görülen Türkiye ile ilgili olarak AB zirvesi, koşullu diyalog konusunda anlaştı. Bir saat süren tartışma boyunca Kıbrıs, AB’yi Türkiye’ye yönelik sert bir tutum almaya davet etti. Kıbrıs’ın bu tutumu Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz tarafından da desteklendi. Fakat Almanya başta olmak üzere bazı devletlerin NATO üyesi olmasından hareketle Türkiye’ye çok anlayış gösterdikleri ve tutumlarında “daha cömert” davrandıkları kaydedildi.
“Koşulla” devam eden yaptırım tehdidinin yanı sıra AB, “İyi niyetli görüşmelere devam etmesi ve tek taraflı eylemlerden kaçınması’’ halinde Ankara ile daha yakın ve daha iyi ticari ilişkiler kurulabileceği mesajı da verdi.
Zirvede Türkiye’nin uyarılması kararından duyduğu memnuniyeti dile getiren Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis, “AB dün birlik, dayanışma kararlılık konusunda açık bir mesaj gönderdi’’ açıklamasını yaptı.
Ankara’nın bölgeye bir araştırma gemisi ve birkaç savaş gemisi göndermesinin ardından yazın ilişkiler tehlikeli bir şekilde alevlenmişti.
Navalni davası: AB liderleri sorumluları mahkemede görmek istiyor
Zirve, Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalni’ye yapılan zehirli saldırıyı Novitschok grubundan bir ajanla “cinayete teşebbüs” olarak kınadı. Devlet ve hükümet başkanları, Rusya’dan “tarafsız bir uluslararası soruşturma sağlamasını ve sorumluları adalete teslim etmesini” talep etti.
27 AB ülkesinin bildirgesinde “Kimyasal silah kullanımı, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini temsil ediyor” vurgusu yer aldı. Rusya yetkililerini, sorumluları adalete teslim etmek için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ile tam anlamıyla çalışmaya çağırdı.
OPCW tarafından yapılan nihai değerlendirme halen beklemede olduğundan, yaptırımlarla ilgili bir tartışma resmi olarak yürütülmedi. Ancak Polonya daha önce cezai tedbirler getireceğini ve bu bağlamda Kuzey Akım 2 konusunu gündeme getireceğini açıklamıştı. Ülke, Alman-Rus boru hattı projesinin sona ermesini talep ediyor.