Almanya’da federal, eyalet ve yerel düzeydeki kamu işletmelerinde 2,3 milyon kamu çalışanını ilgilendiren toplu sözleşmelerin ikinci turunda kapitalistler cephesinden hiçbir teklifte bulunulmaması üzerine 22 Eylül’de başlayan uyarı grevleri yaygınlaşarak sürüyor.
“Uyarı grevi” nedeniyle kreşlerde, hastanelerde, bankalarda, çöp ve temizlik işletmelerinde, polis ve itfaiye teşkilatlarında, okullarda, belediyede, devlet dairelerinde, toplu taşımacılıkta çalışan binlerce kamu emekçisi farklı eyaletlerde, farklı sürelerde iş bırakma eyleminde bulundu. Kent merkezlerinde yürüyüş ve mitingler gerçekleştirdi.
Büyük Berlin hastaneleri Charité ve Vivantes'te de Korona salgınının başlangıcında balkondan gelen alkışla yetinmeyen sağlık emekçileri Ekim ayının ilk haftası iki gün greve gitti.
Uyarı grevleri sürüyor
Birleşmiş Hizmet İşleri Sendikası (Ver.di) daha önce ilan edilmiş olan uyarı grevlerini genişletileceğini açıklamıştı. Bu kapsamda, 6 Ekim’de Hessen'de greve çıkılırken, Aşağı Saksonya ve Bremen'de 7 Ekim, Kuzey Ren-Vestfalya ve Baden-Württemberg'de 8 Ekim, Bavyera'da 9 Ekim, Berlin ve Brandenburg'daki yerel toplu taşıma şirketlerinin çalışanları için de 9 Ekim Cuma günü uyarı grevi ilan edildi.
Ver.di, uyarı grevleriyle toplu sözleşme görüşmelerinde eyalet hükümetleri üzerinde baskıyı artırmak istiyor.
Birleşik Hizmet İşleri Sendikası (Ver.di) ve Memurlar Memurlar Birliği (DBB), kamu çalışanları için, yüzde 4,8 oranında ücret zammı, çırak ve stajyerlere yapılan aylık ödemeye 100 avro zam istiyor. Ayrıca Almanya'nın doğu ve batısında çalışma sürelerinin eşit hale getirilmesini talep ediyor.
Kamu taşımacılığında uyarı grevleri
Kamusal toplu taşımacılıkta da 29 Eylül 2020'de ülke çapında uyarı grevi vardı. Kamuya ait 130 toplu taşıma şirketinde 24 saatlik iş bırakma eyleminde, otobüs ve metro seferleri yapılmadı, ulaşım büyük ölçüde aksadı.
Grevler, kamusal ulaşım ve toplu taşımacılık alanında 87 bin kamu çalışanı için çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik toplu sözleşme görüşmelerinde bir sonuç alınamaması üzerine gerçekleştiriliyor.
Ayrıca Ver.di kamu taşımacılığında tüm ülke çapında geçerli olacak bir toplu sözleşme çerçevesi üzerine görüşmek istiyor. Kamu işvereni (VKA) ise böyle bir toplu sözleşmeyi kategorik olarak reddediyor.
Çağrılan şirketlerde greve katılım yüzde 90'ın üzerindeydi. Kamu ulaşım ve toplu taşımacılık alanında uyarı grevine katılımın geniş olması giderek kötüleşen çalışma koşullarına duyulan tepkiden kaynaklanıyor. 2000 yılına göre çalışanların sayısı yüzde 18 azalırken, yolcu sayısı aynı dönemde dörtte bir arttı.
Ver.di’nin müzakerelerin sürüp sürmeyeceğinin 2 Ekim'e kadar bildirilmesi istemine karşılık VKA müzakereyi reddettiği için uyarı grevleri Ekim’in ikinci haftasında da devam etti.
Tekeller kurtarılıyor, işçiler köleliğe mahkûm ediliyor
İlkbaharda hastanelerde ve yaşlıların bakım evinde çalışan hemşireleri “kahramanlar” diyerek alkışlayan Alman sermaye devletinin sözcüleri, “sistem için önemli” diye tanımladıkları, kreşlerdeki eğitmenleri, okullardaki öğretmenleri, sosyal hizmet görevlilerini, aşırı kalabalık otobüs ve metro sürücülerini, greve gitmeleri konusunda sorumsuzlukla suçluyor, yüzde 4,8 ücret artışı talebini “tamamen aşırı” olarak reddediyor, uyarı grevini “halka yönelik bir saldırı” olarak nitelendiriyor.
Kapitalist tekellerin kurtarılması için, milyarlarca avroluk yardım paketleri açan sermaye iktidarı, boşalan kasaların doldurulması için işçi ve emekçilere kölelik koşulları dayatıyor. Kazanılmış hakları gasp edilen işçi ve emekçilere düşük ücret, sıfır zam reva görüyor. Hatta, bazı yerlerde işçilerin haklı taleplerine karşı saldırılarla cevap veriyor. Örneğin Mittelbaden-Nordschwarzwald'ın kamusal taşıma şirketleri, müzakerelerin ikinci turunda, teklif verme yerine, iki sayfalık bir liste sunarak, haftalık çalışma süresinin 40 saate çıkarılması, Noel Arifesi ve yılbaşı gecesinin tatil günlerinden çıkarılması, Noel ikramiyesinin yüzde 70'e indirilmesi, tatil ücretinin kaldırılması ve işyerinin durumu gibi nedenlerle işten çıkarmaların gelecekte izin verilebilirliğini talep ediyorlar.
Sermayenin bahanesi hazır: Koronavirüsün sebep olduğu ekonomik krizin vergi gelirlerini azalttığı ve özellikle belediyelerde kamu sektörü finansmanını sıkıntıya soktuğu.
Kapitalist tekellerin ve sermaye iktidarının istemleri doğrultusunda işçi-emekçilerin haklarını gasp etmeye dönük saldırılar karşısında işçi sınıfıyla emekçilerin ortaya koyacakları direniş, gündemdeki toplu sözleşmelerin seyrini belirleyecektir.