Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Almanya’daki casusluk faaliyetleri son yıllarda zaman zaman tartışmalara neden oluyor. Son birkaç haftadır Almanya parlamentosundaki siyasi partiler Federal Hükümete, ardı ardına MİT bağlantılı soru önergeleri yönelttiler.
Sol Parti’nin (Die Linke) ardından, Irkçı faşist Almanya İçin Alternatif (AfD) ve Hür Demokrat Parti’de (FDP) MİT’in casusluk faaliyetlerine ilişkin soru önergesi sundular. FDP Milletvekili Benjamin Strasser'in yönelttiği bir soru önergesine verilen cevapta, “Almanya'da casusluk, yabancı devletlerin etki altına alma faaliyetleri ve gizli istihbarat çalışmaları tehlikeli boyutlara ulaştı” deniliyor.
Federal hükümetin yanıtında, “Dünyanın farklı bölgelerindeki jeopolitik öneme sahip çatışmalar, Almanya ve Avrupa'ya da taşınmakta ve bunun sonucu olarak da pek çok devletin gizli haber alma servisleri faaliyetlerini artırmakta ve ‘ülkelerinin çıkarlarını koruma’ gerekçesiyle farklı yöntemlere ve araçlara başvurmaktalar” tespitine yer veriliyor.
Verilen cevapta “Son beş yılda casusluk faaliyetlerinin iç güvenliği tehlikeye attığı” vurgulanırken, muhaliflerin can güvenliğinin de güvende olmadığı belirtiliyor.
Soru önergelerine verilen cevapta, Almanya’nın Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) raporlarına atıf yapılarak, en çok Türkiye Rusya, Çin ve İran istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinde artış olduğu belirtildi.
MİT’in faaliyetleri
Soru önergesinde Türkiye’ye ve MİT’e ayrılan bölümde “Almanya MİT’in hedef alanlarından biridir” denilerek, MİT’in Almanya’da cirit attığı da itiraf edilmiş oldu.
Deutsche Welle’nin aktardığına göre, Sol Parti'nin Federal Hükümete yönelttiği ve Eylül başında cevap verilen başka bir soru önergesinde, Almanya'da son on yılda Federal Başsavcılığın Türk istihbarat birimleri bağlantılı casusluk faaliyeti şüphesiyle 35 kişiye 26 soruşturma açtığı belirtildi. Bu soruşturmalar kapsamında sadece iki kişi hakkında iddianame hazırlanabildi. 18 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, altı kişinin ise ikametleri tespit edilemedi.
MİT’in Almanya’daki casusluk faaliyetleri hep süregelmişti. 4 Haziran 2020’de Türkiye’nin Almanya’daki istihbarat faaliyetleriyle ilgili konuyu gündeme getiren Alman ZDF kanalı, Almanya’da MİT’e çalışan sekiz bin kişinin bulunduğunu öne sürmüştü. Bazı casuslara açılan soruşturmaların bir süre sonra kapatıldığına değinilmiş, federal hükümetin sessizliği eleştirilmişti.
Binlerce MİT ajanının Avrupa’da, özellikle Almanya’da faaliyet gösterdiği artık inkâr bile edilemiyor. MİT’in zaman zaman açığa çıkan ajanlık faaliyetleri konjonktürel duruma göre ele alınıyor. Türk devleti ile ‘alışverişte, hesap kitapta’ işler iyi gidiyorsa ya göz yumuluyor ya da en fazlasından “bu kadar da ileri gitmeyin” deniliyor. Doğu Akdeniz olduğu gibi “anlaşmazlıklar” çıkınca da bilinen gerçekler su yüzüne çıkarılarak sözde “sopa” gösteriliyor.
Erdoğan ve saray rejimi ancak yarattığı ‘korku imparatorluğu’ sayesinde ayakta kalabiliyor. MİT’in Avrupa ve Almanya’daki on binlere varan sayısı ve casusluk faaliyetleri, saray rejiminin kendisine olan güvenine değil korkusuna işarettir.