DW'nin haberine göre, Almanya Savunma Bakanlığı Askeri İstihbarat Servisi (MAD) Başkanı Christof Gramm, Ekim ayı itibarıyla görevinden azledilecek. Alman basınında yer alan haberlere göre azil kararı, ordu içinde aşırı sağcı yapıların soruşturulması sırasında yaşanan “aksilikler”den dolayı alındı.
Savunma Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklamasında ise, MAD’ın Alman ordusu içinde aşırı sağcılıkla mücadelede önemli bir görev üstlendiği, aşırı eğilimleri erkenden belirleyip bu yönde davranan kişileri ve olası ağları tamamıyla ortaya çıkarma konusunda çalışmalar yürüttüğü iddia edildi. Son dönemlerde Alman ordusu içindeki aşırı sağcılardan kaynaklı sorunların arttığı kamuoyuna da yansımıştı. Der Spiegel dergisi, kısa süre önce, MAD’ın aşırı sağcılarla ilgili soruşturmaların kapsamını genişlettiğini aktarmış̧ ve Alman askeri gizli servisinin, ordu içinde 700’den fazla şüpheli aşırı sağcılık vakası tespit ettiğini duyurmuştu.
2019 yılında, MAD tarafından federal milletvekillerine sunulan raporun önsözünü yazan kurumun şefi Christof Gramm, Alman toplumunda artan radikalleşmeye karşı uyarmıştı. “Sağlam bir demokrasimiz olmasına rağmen açık toplum değerlerimizi hedef alan tehditler artıyor” ifadesini kullanan Gramm, “Alman ordusunun da bu eğilimlerin dışında olmadığını ve aynı gelişmelerden etkilendiğini” dile getirmişti.
Uzun bir süre Alman devleti tarafından gizlenen ve “münferit olaylar” şeklinde sunulan ordu, polis ve istihbarat kurumlarındaki ırkçı-faşist örgütlenmeler artık gizlenemiyor. Burjuva basının bile saklamakta güçlük çektiği ve belgeleriyle birlikte ortaya konan gerçekler devlet temsilcilerini açıklamalar yapmaya ve göstermelik de olsa adımlar atmaya zorlamıştır. Ortaya saçılan belgeler buzdağının görünen kısmıdır. Bu kadarı, başta Alman ordusu olmak üzere, polis ve istihbarat örgütleri içerisinde yıllardır örgütlenmiş olan ırkçı faşist çeteleri gün yüzüne çıkarmaya yetiyor. Özellikle, Alman ordusu bünyesinde görev yapan Komando Özel Kuvvetleri (KSK) içerisinde örgütlenmiş olan faşist çetelerle ilgili basına yansıyan belgeler ibret vericidir.
1996 yılında Alman ordusu bünyesinde kurulan ve 1600 kişiden oluşan KSK her türden denetime kapalı, Alman ordusu içerisindeki en karanlık örgütlenmelerden birisidir. Ruanda, Afganistan, Bosna, Mali ve daha birçok farklı ülkede ‘terörle mücadele’ söyleminin arkasına gizlenen adam kaçırma, işkence, cinayetler de dahil olmak bir çok karanlık operasyonlarda imzası olan bir kurumdur. Aynı zamanda bu karanlık kurum, ülke içinde olası toplumsal ayaklanmaların bastırılması, devrimci örgütlere karşı operasyonlar için de özel olarak eğitilmiştir. Bu yapısına uygun olarak kurulduğu günden beri faşist çeteler içinde cirit atıyor. Çetelerin kurumun üst kademelerine kadar kontrolü ellerinde bulundurduklarına dair haberler de gündeme gelmişti.
Irkçı-faşist örgütlenmeler sadece KSK ile sınırlı değil. Alman Die Zeit gazetesinde yayınlanan habere göre “olayları soruşturan Askeri İstihbarat Servisi (MAD) içerisinden KSK mensuplarına soruşturmalarla ilgili bilgi sızdırıldığının ortaya çıkması, askeri istihbaratın da mercek altına alınmasına neden oldu. Soruşturmalar sonucu elde edilen mevcut bilgilere göre, halihazırda ordu cephaneliğinden çalınan 85 bin mermi ile 62 kiloluk patlayıcı maddenin nerede olduğu hala açıklığa kavuşturulamadı”.
2019 yılında ırkçı-faşist örgütlenmelerle ilgi basına yansıyan bilgiler, MAD’ın bu çetelerle birlikte çalıştığını ortaya koymuştu. Aynı tarihlerde yayınlanan Der Spiegel dergisinin haberinde, "en az sekiz KSK askerinin, MAD çalışanları tarafından aşırı sağcı askerler hakkında yürütülmekte olan iç soruşturmalar konusunda düzenli olarak bilgilendirildikleri" belgeleriyle ortaya konmuştu. Yine aynı dönemde Süddeutsche Zeitung gazetesinin bir haberine göre "MAD çalışanı bir subay tarafından, Alman ordusu envanterinden çalınan silahların fotoğraflarının bulunduğu dosyayı bir KSK üyesine gösterdiği, Alman istihbarat örgütünün (BND) konuyu araştırdığı ve onunla ilgilenebileceği konusunda uyardığı" gündeme taşınmıştı.
Sadece günlük basında yer alan bilgilerle, Askeri istihbarat servisi (MAD) ile ordu içerisindeki örgütlü ırkçı-faşist çeteler arasındaki onlarca bağa ulaşmak mümkün. Kapitalist devletlerin bu tür ırkçı-faşist örgütlenmelere ihtiyaç duyduğu, onları finanse ettiği ve koruduğu bir sır değil. Aslında basının açıkladığı ırkçı-faşist çetelere dair haberler, sadece buz dağının görünen kısmıdır. Bu nedenle, Almanya Savunma Bakanlığı’nın MAD’ın şefi Christof Gramm’ın gelecek aydan itibaren görevinden azledileceğini açıklaması, görüntüyü kurtarmaktan, bu skandalların üstünü örtmeye çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.
Sınıflar mücadelesinin gelişme seyrine bağlı olarak devlet eliyle yaratılan bu tür faşist örgütlenmelerin ve onları koruyan kurumların gerçek yüzü daha çok açığa çıkacaktır. Çünkü bütün bu hazırlıkların esas olarak toplumsal mücadelelerin sertleşeceği ve sermaye düzenini sarsacağı günler için yapıldığı tarihsel deneyimlerden de biliniyor. Dolayısıyla, bütün bu karanlık çeteleri ortadan kaldıracak olan da sermaye devletleri değil ancak işçi sınıfının devrimci şiddeti olacaktır.