Alman hükümeti, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Saray rejiminin MİT ve diğer kurumlarla Almanya’daki faaliyetlerini güçlendirdiğini, dinci-milliyetçi dernekler üzerinden sürdürdüğü kamuoyu çalışmalarını da yoğunlaştırdığını belirtti.
Liberal Hür Demokrat Parti (FDP) Meclis grubunun soru önergesini yanıtlayan Federal hükmet, gazete ve gazetecileri fişleme faaliyetinin SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) tarafından yapıldığını, Saray rejiminin politikalarını “bilim ve araştırma” adı altında Almanca dilinde yaymak için SETA’yı kullanıldığını belirtti. SETA ile AKP hükümeti arasında bağlantılar bulunduğuna işaret edilen yanıtta, SETA’nın düzenlediği etkinlikler ve yayınlarla AKP’nin politikalarının Avrupa’daki toplumsal tartışma ortamlarının gündemine taşındığı kaydedildi.
Hükümet “Albayrak ailesi finanse ediyor” demişti
Bir buçuk yıl önce Sol Parti tarafından verilen soru önergesiyle de SETA gündeme gelmişti. Önergede SETA ile AKP arasındaki ilişki ve vakfın finansmanına dair sorular da yer almış, soruların çoğunu yanıtsız bırakan Alman hükümeti, vakfa ve mali kaynaklarına ilişkin soruya ise şu yanıtı vermişti: “Federal Hükümet’in bilgisine göre SETA bir devlet kuruluşu değildir. Merkezi Ankara’dadır, İstanbul, Brüksel, Washington, Kahire ve 2017’den beri de Berlin’de bir şubesi bulunmaktadır. Hükümete yakın olan kuruluş büyük ölçüde Albayrak ailesi tarafından finanse edilmektedir.”
O dönem Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın başında bulunduğu SETA’yla ilgili HDP ve CHP’nin meclise verdiği araştırma önergeleri ise AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedilmişti. Bakanlar Kurulu kararı ile 2013 yılında kurulan SETA’nın, kurulduğu günden itibaren vergiden muaf tutulduğunu belirten CHP milletvekili gazeteci Utku Çakırözer, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yönelttiği yazılı sorular çerçevesinde, SETA’ya kamu kurum ve kuruluşlarının ödeneklerinden ve gizli hizmet giderlerinden yardım yapılıp yapılmadığını sorduğunu ancak bu sorularına cevap alamadığını söylüyor.
SETA’nın 2019’un yaz aylarında kamuoyuna sunduğu “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporu, hem Avrupa hem Türkiye’de yoğun tepkilere neden olmuş, meslek örgütleri belgeyi, “gazetecilerin fişlenmesi” olarak nitelendirmişti.
SETA’nın Almanya’daki faaliyetleri kapsamında, “Almanya’da FETÖ yapılanması ve Almanya’nın FETÖ politikası”, “Almanya’da Türkiye ve 15 Temmuz darbe girişimi algısı” ile “Avrupa’da PKK yapılanması” adlı raporlar hazırlanmış, Ankara hakkında eleştirel açıklamalarda bulunan bazı Alman politikacılar ve medya kuruluşları da “terör örgütü yanlısı” olmak ve “Türkiye düşmanı yayınlar yapmakla” suçlanmıştı.
AKP hükümetine çalışan kurumlar ve örgütler
2017 yılında Berlin’de ofis açan SETA çalışmalarının başında, Alman devleti ve ırkçı-milliyetçilerin yakından tanıdığı Zafer Meşe bulunuyor. Daha önce federal hükümetin koalisyon ortaklarından ve Başbakan Merkel’in partisi Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Dışişleri Çalışma Grubu’nda kıdemli uzman olarak siyaset, ekonomi ve güvenlik politikaları alanında danışmanlık yapan Meşe, CDU’nun Alman-Türk Forumu’nun sözcülüğünü de yürütmüştü.
AKP’nin kontörlünde kurulan ve faaliyetlerini Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adı altında yürüten, sonra Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) adını alan bu oluşum SETA ile birlikte Saray rejimine destek yaratma çalışmalarını sürdürüyor.
AKP'ye yakın İslamcı ve milliyetçi çevrelerin özellikle de yerel siyaset düzleminde kültürlerarası diyalog için oluşturulmuş kökleşmiş formatlara dahil olmaya çalıştığına işaret eden federal hükümet, örnek olarak geçen Eylül ayında Kuzey Ren-Vestfalya (NRW) eyaletindeki yerel seçimler ve Uyum Konseyi seçimlerinde bu çevrelerden bazı isimlerin adaylığını koyduğu yönünde elde bilgiler olduğunu kaydetti. Hükümetin açıklamasında yerel düzlemde, eyaletlerde ve federal düzlemde partilerle kurulan temasların, “tanınma ve kabul görme” amacına da hizmet ettiği belirtildi.
Alman hükümetinin, Almanya’da saray rejimine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren paravan örgütlerle ilgili olarak yaptığı yeni açıklamaların arkasında AİHM kararlarını uygulamayan AKP-MHP koalisyonunun yarattığı rahatsızlık var. Soru önergelerine verdiği yanıtla “her şey bilgimiz dahilinde” mesajı veren Alman hükümeti, ihtiyaç duyulması durumunda diğer kirli bilgileri de açıklayabileceği imasıyla saray rejimi üzerindeki baskısını arttırıyor.
Kaynak: DW Türkçe