25 Mart günü tüm dünyada Onuncu Küresel İklim Grevi gerçekleşti. İklim koruma hareketi “Fridays for Future’un (FFF, Gelecek için Cumalar) çağrı yaptığı ve tüm dünyada yankı bulan iklim grevine yüzbinlerce kişi katıldı. Çoğunluğu gençlerden oluşan göstericiler iklimin korunması ve barış için eylem yaptılar. Gösterilerde küresel iklimin korunması için derhal gerekli önlemlerin alınması, iklim sözleşmelerindeki kararlara uyulması ve fosil yakıtlardan vazgeçilmesi talepleri yükseltildi. Göstericiler bunların yanı sıra kapitalizme, ayrımcılığa ve Ukrayna’daki savaşa karşı da tepkilerini gösterdiler.
Almanya’da 220 bin kişinin katıldığı, 300’ün üzerinde gösteri
FFF hareketinin yaptığı açıklamada yalnızca Almanya’daki eylemlere, aralarında derslere girmeyen öğrencilerin olduğu ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu yaklaşık 220 bin kişi katıldı. Aşağı Saksonya ve Schleswig-Holstein eyaletlerinde düzenlenen mitingler de dahil olmak üzere tüm ülkede 300’den fazla yerde #PeopleNotProfit “Kâr değil, insan” şiarı altında gösteriler düzenlendi.
Yapılan açıklamalarda “1,5 derece sınırına tutarlı bir şekilde uymak ve böylece bugünün ve her şeyden önce gelecek nesiller için yaşamaya değer bir geleceği korumak için mücadele ediyoruz.” dendi.
FFF hareketi başkent Berlin’de gerçekleşen iklim grevine 22 bin göstericinin katıldığını duyurdu. Taşınan dövizlerde “Gelecek ve barış için iklim adaleti” ve “trafik lambası koalisyonu” olarak adlandırılan hükümete atfen, “Hey trafik ışıkları, sonunda yeşil iklim politikasına geçin” yazıyordu.
Hamburg’da ki eylemlere yaklaşık 12 bin kişi katıldı. Kuzey Ren Vesfalya Eyaletinde ise gün boyunca yaklaşık 50 şehirde eylemler vardı. Münster’deki iklim grevi için 7 bin kişi bir araya geldi. Köln’de iklim grevine 3 bin katılımcı - başlangıçta beklenenden daha az – katıldı. Fosil hammaddelerin kullanımına son verilmesi talep edildi.
Yapılan konuşmalarda, atılan şiarlarda, taşınan dövizlerde eleştirilerin merkezinde kâr ve çıkarları uğruna kapitalist şirketlerin doğayı katletmesi ve buna göz yuman politikalar vardı. Göstericiler sermayenin hizmetinde hükümetlerin iklim krizi için yeterince bir şey yapmadıklarına dikkat çekerken, insan hayatının gaz şirketlerinden, ormanların kömür madenciliğinden ve adil yaşam koşullarının otomobil şirketlerinin kârlarından daha önemli olduğuna vurgu yaptılar. “Dünya insanlığı öfkeyle kaynıyor” şiarları atıldı. Ukrayna’daki savaşa yanıt olarak, defalarca fosil yakıtların daha hızlı bir şekilde durdurulması çağrısında bulundular. Rusya’dan gaz ve kömür ithalatı için fosil enerji kaynaklarının kullanılmasının bu çatışmada bir savaş çığırtkanlığı faktörü olduğu ifade edildi.
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, iklim grevinde merkezi bir rol oynadı. Fridays for Future, Rusya’nın Almanya’ya yaptığı petrol ve gaz ithalatının durdurulması çağrısında bulundu. Bunların “savaşı finanse etmeye” hizmet ettiği, barış ve iklimin yakından bağlantılı olduğu vurgulandı.
Dünya genelinde bin eylem
Dünya çapında da yaklaşık 1.000 iklim grevi gerçekleşti. Polonya’dan İtalya’ya, Nijerya’dan Hindistan’a kadar dünyanın birçok ülkesinde gerçekleşen gösterilerde barış şiarları yükseltilirken, kömür, petrol ve gaz kullanımına son verilmesi talep edildi.
Avustralya’da FFF hareketinin 10. Küresel İklim Grevi çağrısı Sydney’deki öğrencilerin protestoları ile başladı.
Sidney’in yanı sıra Melbourne’de ve Avustralya’nın üçüncü büyük şehri Brisbane’de de Başbakana ve onun fosil yakıt parasına odaklanmasına karşı protestolar düzenlendi. Organizatörlere göre, Avusturalya genelinde toplam 20 bin kişi gösterilere katıldı.
Dünyanın en önemli kömür üreticilerinden biri olan Avustralya, 2019 ve 2020 yazında rekor düzeyde orman yangınlarına sahne olmuştu. Yapılan konuşmalarda “Morrison hükümetine kızgınız. Orman yangınları ve sel kaynaklı iklim felaketine tanık oluyoruz” dedi. Genç göstericiler, Başbakan Scott Morrison’ı özellikle kömür çıkarmaya devam ederek iklim değişikliğine neden olmakla suçladı. Morrison, mali açıdan uygun olduğu sürece kömür madenciliğini destekleyeceğini açıklamıştı.
Avusturya’da da ülkenin birçok yerinde gösteriler düzenlendi. Sade ve Viyana’da 10 bin gösterici sokağa çıkarak gösteri yaptı.
Protestolar sadece Batılı sanayinin gelişmiş olduğu emperyalist kapitalist ülkelerle sınırlı değildi. Endonezya’nın başkenti Jakarta’da gençler iklim krizini protesto için sokaklara çıktılar.
Hindistan’da da iklim grevi için gençler gösteri düzenlediler. Doğu Hindistan’daki Kalküta’da göstericiler, milliyetçi faşist Başbakan Narendra Modi hükümetinin aksine, Ukrayna’da süren savaşı da eleştirdiler.
Protestoların barış yönü de Avrupa’da önemli bir rol oynadı. Örneğin İtalya’nın başkenti Roma’da göstericiler büyük bir barış bayrağıyla şehir merkezinde yürüdüler. Yükselen deniz seviyesinin bir sorun olduğu Milano’da “Okyanuslar yükseliyor ve biz de öyle” yazılı bir pankart taşıyan göstericiler, fosil yakıtlara bağımlılığın sona ermesi için çağrı yaptılar. Milano’da protesto yürüyüşünde kârın değil, halkın ön planda olması gerektiği talepleri dile getirildi.
***
İklim bilim insanları, mevcut sera gazı emisyon oranlarının, örneğin karbon salınımlarının azaltılmadığı veya durdurulmadığı taktirde çok ağır ve geri dönülemez sonuçların ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor. Kapitalist devletlerin bu konuda önlem almaması, ekolojik yıkım ve son yıllarda art arda yaşanan çevre felaketlerinin yıkıcı sonuçları, kitlelerin küresel iklim krizine karşı duyarlılığının artmasına ve harekete geçmelerine neden oluyor.
Kapitalist devletlerin iklimi koruma konusunda gereken adımları bugüne kadar atmamış olması kitlelerin tepkisini büyütüyor. Özellikle gençlerin harekete geçmesi ile FFF hareketinin küresel düzeyde gerçekleşen iklim grevleri dünyanın dört biryanında yankı buluyor.