AB’den 1 Eylül öncesi savaş çığırtkanlığı

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bir Fransız gazetesine makale yazarak Avrupalı emperyalistlerin yeni dönem savaş politikalarına dair mesajlar verdi.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 31 Ağustos 2020
  • 21:18

 

Haftalık Le Journal du Dimanche gazetesinde yayınlanan makalesinde Borrell, “geçmişin büyük imparatorluklarının anısını yeniden canlandırma niyetinde olanlar” diye tanımladığı Çin ve Türkiye'yi özel olarak işaret ederek buna karşı hazırlık yapmanın önemine vurgu yaptı.

"Yeni imparatorluklar" ile karşı karşıya kaldıklarını iddia eden ve "jeopolitik bir Avrupa’nın doğuşu" için çağrı yapan Borrell “Anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde müzakere edip çözebilmek için, biz de mutlaka gücün dilini konuşmayı öğrenmeliyiz” dedi.

"Yaz hiç de kolay olmadı" diyen Borrell, Beyrut limanındaki patlamadan Mali'deki ordu darbesine, Libya'daki savaştan Türkiye'nin doğu Akdeniz'de yarattığı gerilimlere ve Belarus'taki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar son dönemin gelişmelerine değindi. "Ama bu olaylar arasında nasıl bir ilişki var?" sorusunu soran Borrell, “tüm bunlar geçmişin büyük imparatorluklarının anısını canlandırma niyetinde olan güçlerin ortaya çıkışını ortaya koyuyor” diye yanıtladı.

Avrupa'daki devletleri birlik çatısı altında iktidarın dilini yani zor gücünü kullanmaya çağrı yapan Borrell, Avrupa'daki emperyalistlerin savaş çığırtkanı görevini üstelenmiş görünüyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü arifesinde anlaşmazlıkları barışçıl müzakerelerle çözmek gerektiğini söyleyen Borrell, aynı anda gücün diliyle konuşmanın şart olduğunu da vurgulayarak, emperyalistlere özgü ikiyüzlülüğü sergilemekten geri durmuyor.  

Borrell, Rusya'nın Belarus'taki politikaları ya da Çin'in Hong Kong ya da Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde yaptıkları söz konusu olunca hemen "egemen ülkelerin temel insan haklarına giderek daha fazla karşı çıktığını" ve "egemen ülkelerin uluslararası taahhütlerine aykırı olarak kendi vatandaşlarının özgürlüklerini ihlal etmekten çekinmediğini" tespit edebiliyor. Fakat Borrell bunları yazarken ne kendi halkını protesto eylemlerinde katleden ABD'den ne de mültecileri Akdeniz'e gömen Avrupa devletlerinden söz ediyor.

Birlik kurulduğundan beri AB şefleri ‘merkezi ordu hayalleri’ kuruyor. Birliği kendi işgal ve sömürü politikalarına askeri kaynak yapmak isteyen Fransa ve Almanya başta olmak üzere merkezdeki emperyalistler, Avrupa dışında da kullanabilecekleri bir güç yaratma peşindeler. Rusya, Çin ve Türkiye üzerinden kendi emperyalist politikalarına gerekçe yaratmak istiyorlar. Nasıl ki ABD emperyalizmi benzer gerekçeler öne sürüyorsa aynı şekilde AB şefleri de “barış/istikrar söylemi” ardına saklanarak “gücün diliyle konuşmaya” ne kadar hevesli olduklarını dile getiriyorlar.