Washington-Londra-Brüksel üçgenindeki Goebbels’lerin son yıllarda Atlantik medyası üzerinden servis ettiği en büyük yalanlardan biri de Çin ve Rusya’nın Afrika’yı “sömürdüğüdür”.
Yüzyıllardır Afrika’yı sömüren, Afrika’nın madenlerini yağmalayan, Afrikalıları köleleştiren emperyalist “beyaz efendiler”, bu yalanı elbette Afrika’dan “kovuldukları” için dile getiriyorlar.
Kara tokat
Evet, ABD, İngiltere ve Fransa son yıllarda adım adım Afrika’dan çıkarılıyor; nüfuzu azaltılarak çıkartılıyor, siyasi ve ekonomik ayrıcalıkları alınarak çıkartılıyor, dili yasaklanarak çıkartılıyor, kalan son askerleri kovularak çıkartılıyor.
22 Haziran’da bu köşede “Kara tokat” başlığıyla incelemiştik: Çad askerleri, Fransız askerlerinin silahlarına el koyup diz çöktürmüştü. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun Fransa ile ters düşmemek için Cezayir milli marşından kaldırılan bölümün yeniden eklenmesine karar vermişti. Orta Afrika Cumhuriyeti, Fransız büyükelçilerine verilen “daimi duayen büyükelçi” unvanını kaldırmıştı. Orta Afrika Cumhuriyeti, topraklarındaki son Fransız askeri birliğini göndermişti. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa’ya “Afrika ülkelerinin yağmalanan servetini iade edin” diye seslenmişti. Ve son olarak Mali, Fransızcayı resmi dil olmaktan çıkarmıştı.
G20’de Afrika Birliği’nin ayak sesleri
Evet, ABD ve Avrupa, artık Afrika’yı sömüremedikleri için, başkalarının kara kıtayı sömürdüğünü iddia ediyorlar. Peki Çin ve Rusya nasıl sömürüyormuş Afrika’yı? Borçlandırarak, sonra borca karşılık kaynaklarına el koyarak.
Emperyalist iktisatçılar “borç tuzağı” diye hemen her gün yazıyor bu yalanı...
Oysa tersine Afrika, Çin ve Rusya’yla işbirliğini geliştirerek yükseliyor. Ekonomik olarak da yükseliyor, siyasal olarak da...
Ekonomik olarak yükseldiklerinin göstergesi zaten ekonomik tablolardır.
Siyasal olarak yükseldiklerinin göstergesi de başta Afrika Birliği’nin giderek artan etkisidir. İşte o etki nedeniyle Afrika Birliği’nin G20 üyeliği gündemde.
Öte yandan Afrikalı liderlerin ilk kez kıtanın dışındaki bir siyasal olayda inisiyatif alması da göstergelerden biri. Evet, Afrikalı liderler Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuğa soyundu ve Moskova ile Kiev’e barış planı sundu.
Emperyalizmin tahıl yalanı
Afrika, emperyalizmin “tahıl koridoru üzerinden NATO’yu Karadeniz’e sokma girişiminin” de konusu. Rusya anlaşmadan çekilince tıpkı geçen yıl olduğu gibi ABD ve Avrupa liderleri başladı “Afrika açlığı” edebiyatına...
Tam bir emperyalist ikiyüzlülük bu. Zira tahıl koridorundan bir yıldır geçen Ukrayna tahılı Afrika’ya değil, kendilerine akıyor. Resmi tabloya göre Afrika’ya giden tahıl oranı yüzde 10.
Oysa anlaşmanın ikinci bölümü olan Rus tahıllarının da satışının önü açılsa, yani emperyalistler yaptıkları anlaşmaya uysa, Ukrayna tahılı gitmese bile Rusya tahılı Afrika’ya gidecekti.
Nitekim konu Rusya-Afrika Zirvesi’nde de gündeme geldi ve Putin “gelecek 3-4 ay içerisinde Burkina Faso, Zimbabwe, Mali, Somali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Eritre’ye 25-50 bin ton tahılı ücretsiz sevk edeceklerini” açıkladı. Putin ayrıca Afrika ekonomisini rahatlatmak için yine borç sileceklerini duyurdu. Böylece Rusya’nın sildiği borç 23 milyar dolara ulaşmış oldu.
Evet, tablo bu...
Çin ve Rusya Afrika’yla kazan kazan işbirliği yapıyor, Afrikalılar bu işbirliğinden memnun hem ekonomileri büyüyor hem siyasi etkileri artıyor. Yüzyıllarca sömürdükleri Afrika’dan adım adım kovulan emperyalistler ise “Çin ve Rusya Afrika’yı sömürüyor” yalanını söylemeyi sürdürüyor.
Cumhuriyet / 29.07.23