Çin’in başkenti Pekin, geçen hafta önemli bir diplomasi hamlesine daha sahne oldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile çok önemli bir görüşme yaptı.
Şi, konuğunu, “Siz, bu yıl Çin’in ağırladığı ilk Arap ülkesi liderisiniz. Bu, Çin-Filistin ilişkilerinin yüksek seviyeli olduğunu yeterince yansıtıyor” diyerek karşıladı. (CRI Türk, 14.6.2023).
İki lider, stratejik ortaklık ilan ederek “Çin Halk Cumhuriyeti ve Filistin Devleti Arasında Stratejik Ortak İlişkilerinin Kurulmasına İlişkin Ortak Açıklama” yayımladılar.
Çin’in 3 maddelik barış planı
Bir diğer önemli konu ise Çin’in Ortadoğu’da izlediği barışçı rolü öven Abbas’ın Şi’den Filistin-İsrail meselesinde de arabuluculuk yapmasını istemesiydi. Filistin böylece, bugüne kadarki barış görüşmelerinin aracısı olan ABD’yi fiilen dışlamış oldu.
Çin daha önceki yıllarda da İsrail ile Filistin arasında arabuluculuk yapmak istemiş ama gerçekleşmemişti. Ancak 2023’te şartlar değişmiş durumda. Bir kere artık Çin’in İran ile Suudi Arabistan’ı barıştırdığı şartlar var Ortadoğu’da, ayrıca Küresel Güvenlik İnisiyatifi ilan ederek küresel sorunlarda barış arayan güçlü bir Çin var dünyada...
Şi, soruna “adil çözüm” için 3 öneri açıkladı:
1) Filistin sorununu çözecek tek yol, 1967 yılında belirlenen sınırlar temelinde, başkentin Doğu Kudüs olduğu ve tam egemenliğe sahip bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır.
2) Filistin’in ekonomik gereksinimleri ve halkın yaşamına ilişkin talepleri güvence altına alınmalı. Uluslararası toplum Filistin’e yönelik kalkınma destekleri ve insani yardımları artırmalıdır.
3) Barış görüşmelerinin doğru yönüne sadık kalınmalı.
Kuşak ve Yol’da barış
Filistin-İsrail sorununa çözüm getirmek kısa vadede mümkün değil. Ama bu meseleyi çözme yolunda en azından bir diyalog süreci başlatabilmek Çin açısından önemli.
Çünkü Çin’in temel Ortadoğu hedefi, Kuşak ve Yol kapsamında enerji kaynaklarının ve ticaret yollarının güvenliğidir. Çin bu nedenle sorunlara barış ya da en azından barışı arayan diyalog istemektedir.
Kuşak ve Yol-Büyük Avrasya Ortaklığı (Kırmızı Kedi, 2022) kitabımda ele aldığım üç tezden biri de buydu: “Kuşak ve Yol İnisiyatifi, ‘birlikte kalkınma’ eksenli olarak rotaları üzerindeki sorunları çözecek, komşuluk ilişkilerini geliştirecek ve bölgesel barış projelerini hayata geçirecektir.”
Suudi Arabistan ABD’ye kulak tıkadı
Konu bağlamında çok önemli bir tutuma da işaret edelim. 12 Haziran’da bu köşede “Çok kutupluluğun dönüştürdüğü Ortadoğu” başlığıyla ele aldığımız örneklere de eklenmelidir:
Geçen hafta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Çin-Arap İş Konferansı vardı. 10 milyar dolarlık 30 yatırım anlaşmasının imzalandığı konferansta, gazeteciler Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Salman’a, ABD’nin Çin-Suudi ilişkilerine dair yaptığı eleştirileri sordular. Prens bin Salman’ın yanıtı yeni dönemin daha iyi anlaşılmasını kolaylaştıracak netlikteydi: “ABD’nin eleştirilerini tamamen görmezden geliyorum.” (Harici, 13.6.2023).
Suudi bakanın gerekçesi önemliydi: “Bugün Çin’in liderliği ele geçirdiği ve liderliği sürdürmeye devam edecegˆi gerçegˆini anladık. Çin ile rekabet etmek zorunda degˆiliz, Çin ile işbirliği yapmak zorundayız. Suudi Arabistan, sıfır toplamlı oyun denilen seye girmek zorunda değil. Çok fazla küresel fırsat olduğuna inanıyoruz.”
Cumhuriyet / 24.06.23