Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonunu İsrail’in/MOSSAD’ın başarılı bir operasyonu olarak yorumlayanlar var. Bu yorumculara göre MOSSAD Hamas’ın bu sızmasına göz yumarak hatta bazılarına göre bizzat sızmayı istihbarat faaliyeti olarak planlayarak İsrail’in Gazze’nin tamamını ele geçirilebilmesine gerekçe üretmiş!
Bu görüş tamamen Hollywood’da inşa olunan “yenilmez MOSSAD” öykülerine dayanmaktadır. Zira tezin gerekçesi havadadır, çünkü İsrail’in bugüne kadar Filistin topraklarına saldırmak için bir gerekçeye ihtiyacı olmamıştır! Kaldı ki gerekçe oluşturmak için bir otobüs durağında patlayan bomba bile yeterlidir; İsrail’in Gazze’deki en üst düzey komutanının bile evinden esir alınarak götürülmesinin kurgulanmasına(!) gerek yoktur. Ayrıca İsrail 2005’te Gazze’den çekilmişti ve pek çok İsrail uzmanına göre yeniden geri dönmek istemiyor.
“İsrail’in yenilmezliği çöktü”
Gerçek şudur: İsrail gafil avlandı, Hamas planörlerle İsrail radarlarını alt eden başarılı bir sızma yaptı. Bu gerçeği görenlerin saptamaları önemlidir:
Örneğin eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Eran Etzion sosyal medya hesabından Aksa Tufan’ını “İsrail’e stratejik ve tarihi düzeyde acı bir darbe” olarak yorumladı ve “Uzun yıllar askeri okullarda okutulacak başarı” diye değerlendirdi. (yenisafak.com, 7.10.2023).
Örneğin Amos Harel, İsrail’in Haaretz gazetesinde şöyle yazdı: “Söylemek üzücü: İsrail’in savunma doktrininin yenilmez olduğu düşüncesi çöktü” (haber.sol.org.tr, 7.10.2023).
Örneğin İsrail Bilim ve Teknoloji Bakanı Ofir Akunis, kabine toplantısında çıkan tartışmada “İsrail istihbaratına ne olduğunu” sorguladı (cumhuriyet.com.tr, 8.10.2023).
Örneğin ABD’nin eski İsrail Büyükelçisi Martin Indyk, Foreign Affairs’te “İsrail kibri yüzünden Hamas’a gafil avlandı” dedi (harici.com.tr, 8.10.2023).
Savaşın ahlakı sorunu
Hamas’ın operasyonu sırasındaki kimi görüntüler, elbette vahim. Ancak Hamas’ın sivilleri hedef alan ve savaş ahlakıyla bağdaşmayan yöntemleri, İsrail’in arkasına dizilmenin gerekçesi olamaz.
Bu arada esir alınan sivillerin bir kısmının zaten asker olduğunu belirtelim, tıpkı İsrail’in Gazze komutanının sabah evinden iç çamaşırlarıyla alınması gibi, pek çok asker de evinden alındığı için sivilmiş gibi algılanmaktadır. Yine de esir alınanlara yapılan “savaş hukuku dışı” muamelenin Filistin’in aleyhine olduğunu vurgulayalım.
Ancak bu görüntülerin çok daha ağırını, hem de onlarca kez, İsrail’in Filistin saldırılarında gördük. Çünkü: Dincilikse en dincisi İsrail’dir, ırkçılıksa en ırkçısı İsrail’dir, terörse teröre en çok başvuranı İsrail’dir, savaşta en ahlak dışılıksa onda da şampiyon İsrail’dir.
Netanyahu’ya mı yaradı?
Hamas’ın saldırısının Netanyahu’ya yaradığı, aylardır Netanyahu’yu yargı reformu nedeniyle protesto edenlerin şimdi Hamas saldırısı karşısında tek vücut olacağı görüşü var.
Bir ölçüde haklı görünen değerlendirmedir ama açmazı şuradadır: İsrail’de hangi hükümetin olduğunun, Filistin’in bağımsızlık mücadelesine yararı yoktur. Netanyahu’dan öncekiler de sonuçta İsrail’in işgalci/yayılmacı devlet politikasını uygulamıştı. İsrail durdurulamazsa, Netanyahu’dan sonrakiler de bu yayılmacılığı sürdürecektir. Öte yandan bu başarısızlık nedeniyle Netanyahu’nun siyasi bedel ödemesi gerektiğini savunanlar da var İsrail’de...
Çözüm
Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonu, ağırlıklı olarak olası Suudi-İsrail anlaşmasını bozmayı amaçlıyor olabilir. Yine Hamas bu operasyonla, Batı Şeria’daki Mahmud Abbas yönetimini sıkıştırmak, onun önüne geçmek de istiyor da olabilir. Ancak...
Tüm ayrıntıların üstünde bir esas, tüm görüntülerin üstünde bir gerçek var: İsrail, Filistin topraklarını işgal etti, hâlâ da “Yahudi Yerleşim Bölgesi” adı altında yayılarak işgalini genişletiyor. Sorunların temel kaynağı İsrail’in bu yayılmacılığıdır. Çözümü de tektir: İsrail’in 1967 sınırlarına dönmesi ve bağımsız Filistin Devleti’ni kabulü...
Cumhuriyet / 09.10.23