ABD’nin hedefi: Avustralya-Japonya hattı- Mehmet Ali Güller

Bölgeyi birkaç yüzyıl boyunca sömüren “beyaz efendiler”, yeni yalanlarıyla yeniden bölgede etkinlik kurmaya çalışıyorlar.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 31 Temmuz 2023
  • 13:30

Blinken-Austin ikilisi, geçen haftayı “Hint-Pasifik NATO’su” inşası hazırlığıyla geçirdi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve ABD Savunma Bakanı Austin, ABD’nin Çin’e kuşatma stratejisine uygun olarak Avustralya’dan Japonya’ya bir askeri hat inşa etmeye çalışıyor.

ABD hem bu iki merkezi birbirine bağlamak ama hem de kendi bölgesinden desteklemek için iki anlaşmaya yöneldi:

1) Japonya’nın Ogasawara Adaları ile ABD’nin Guam bölgesini birbirini bağlayan zincirin güney ucundaki Papua Yeni Gine ile bir anlaşma imzaladı.

ABD’nin Papua Yeni Gine’yle yaptığı anlaşma şöyle: “ABD ordusuna deniz üssü, havaalanı ile limanlar da dahil olmak üzere altı bölgeye 15 yıl süreyle erişim izni verecek. Anlaşma, Amerikan kuvvetlerinin gemilere ve uçaklara yakıt ikmali yapmasına ve erzak stoklamasına izin verecek” (http://harici.com.tr, 28.7.2023).

2) ABD diğer yandan eylülde sona erecek Marshall Adaları ile anlaşmayı yenilemeye çalışıyor. Zira ABD füze testlerini buradaki üste yapıyor. Marshall Adaları da Hawaii le Papua Yeni Gine arasında...

AUKUS+QUAD

Japonya, bir süredir ABD’nin “onayıyla” silahlanıyor ve yeniden “gerçek ordu” kuruyor. Japonya başbakanı iki yıldır NATO zirvelerine davet ediliyor. NATO ayrıca Japonya’da ofis açmaya hazırlanıyor.

ABD öte yandan Avustralya ve İngiltere ile “AUKUS”u inşa etti. AUKUS özetle ABD-İngiltere’nin Avustralya’yı Çin’e karşı “nükleer üs” haline getirme anlaşmasıydı.

Blinken Hint-Pasifik turu sırasında Yeni Zelanda’yı da AUKUS’a davet etti ancak Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Mahuta, ülkesinin “nükleersizlik” duruşunda bir değişiklik olmayacağını belirtti (http://cumhuriyet.com.tr, 27.7.2023).

ABD işte bu tablo içerisinde AUKUS’u genişleterek ve Japonya-Güney Kore bölgesine uzatarak, ardından içinde Hindistan’ın da olduğu QUAD’la birleştirerek, bir nevi “Hint-Pasifik NATO’su” kurmak istiyor. Ancak Hindistan Başbakanı Modi’nin geçen ayki ABD ziyaretinden, Washington istediği “oluru” alamadı.

ABD’nin bir araya getirmeye çalıştığı Japonya ile Avustralya arasında henüz bir karşılıklı savunma anlaşması yok. Ancak iki ülke ABD’nin sponsorluğunda geçen yıl bir “güç anlaşması” yaptılar. Anlaşma şimdilik sadece eğitimi kapsıyor ancak ABD genişletilmesine uğraşıyor. Nitekim ABD, Japonya ve Avustralya savunma bakanları iki ay önce imzaladıkları anlaşmayla, ortak F-35 eğitimi düzenleme ve üst düzey üçlü tatbikatları artırma konusunda mutabık kaldırlar.

Asya’nın yükselmesini önleme çabası

ABD, Çin’e karşı kuşatma stratejisini iki argüman üzerinden yürütüyor: 1) Özgür ve Açık bir Hint-Pasifik. 2) Küresel kurallara dayalı düzen.

Bu iki kavramın da ne denli aldatıcı olduğu ortada. Zira ABD Hint-Pasifik’in kendisine “özgür ve açık” olmasını istiyor ve kendi yazdığı küresel düzen kurallarının geçerli olmasını istiyor.

ABD bu aldatmacayı sürdürebilmek için de Çin’in Hint-Pasifik’i “tehdit ettiği” algısını üretiyor.

Sadece ABD mi? Avustralya’yla yaptığı anlaşmadan ABD-İngiltere tarafından kovulan Fransa bile, NATO’nun daha doğuya genişleme vizyonunu kabul etmesiyle birlikte, aynı argümana sarılmaya başladı.

Pasifik’teki Vanuatu adasını ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Çin’i hedef alarak “yeni emperyalizme karşı bölge ülkeleriyle işbirliği yapacağını” açıkladı. Macron, Fransa’nın önceliğinin bölgede işbirliği yaptığı ülkelerin “bağımsızlığını ve egemenliğini” korumak olduğunu söyledi (http://cumhuriyet.com.tr, 27.7.2023).

Özetle, bölgeyi birkaç yüzyıl boyunca sömüren “beyaz efendiler”, yeni yalanlarıyla yeniden bölgede etkinlik kurmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar ne için peki? Çin’in gelişmesini ve Asya’nın yükselmesini önlemek için. Ya da şöyle ifade edelim: Atlantik sisteminin çöküşünü geciktirebilmek için...

Cumhuriyet / 31.07.23