Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile mevkidaşı Vladimir Putin arasında Soçi’de 5 Ağustos’ta yapılan görüşmede önemli kararlar alındı. Dış politikadan ekonomiye uzanan bu kararlardan biri de doğal gaz ödemelerinde rubleye geçilmesi. İki ülke arasında sık sık gündeme gelen bu konu nihayet anlaşmayla duyuruldu.
Rusya neden böyle bir talepte bulundu? Bu küresel ekonomi/enerji dengeleri açısından ne söylüyor? Ruble ile ödeme Türkiye ekonomisine nasıl yansıyacak? Bu hafta bu sorulara yanıt arayacağız.
Dengeler değişiyor: Doları geriletme adımı olarak yerel para birimleri
Rusya ile Türkiye arasında yerel para birimleriyle ticaret sık sık gündeme geliyor. Hatta Rusya bunu neredeyse her ticaret yaptığı ortağına öneriyor, ancak bugüne kadar bu politika hayata geçmiyor ya da aşırı temkinli davranılıyordu. Ancak bu talebi hızlandıran küresel siyasetteki gelişmeler Rusya’nın karar alma süreçlerini etkiliyor. Bu anlamda 2014’te Kırım’ın ilhakıyla Rusya’nın Batı tarafından yaptırımlara uğraması Rusya’nın Avrupa karşı yaptırımlarının (özellikle tarım ürünleri) yanında gündeme daha sık getirdiği bir konu. Bununla beraber, Rusya’nın ihracatında euro ve dolar önemli yer tuttuğu için bu kademli biçimde gidiyordu. Bu durumu hızlandıran iki faktör daha var.
İlki 2018’de ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırım. Rusya yaptırımların hedefinde olmasa da kuşkusuz ki Moskova uyarıyı almıştı. İran, ABD tarafından küresel ticaretinde dolar kullanımından mahrum bırakıldı. Yani İran’ın dolara erişimi de dolarla işlem yapması da engellendi. Moskova için Washington’ın Tahran’a dönük bu keyfi politikası, kenara not edildi, zira kendisini de benzer bir akıbet bekliyor olabilirdi. İkinci hızlandırıcı faktör, Ukrayna’nın işgali sonrasında Batı yaptırımlarında görüldü. Öncelikle Rusya, hızla yaptırımlara maruz kaldı, yaptırım gelmeyen başlıkları saymak gelenleri saymaktan kolay hale geldi.
Uygulanan yaptırım silsilesinde dikkat çeken keyfiyet, Rusya Merkez Bankası’nın yurtdışında değerlendirdiği rezervlerine el koymaya kadar uzandı. Buysa Rusya açısından ikinci uyarıcı oldu. Bu istikrarsız ve keyfi yaptırım silsilesinde ekonomiyi ayakta tutmak için ruble veya ulusal para birimlerinin kullanımı hız kazandı. Avrupa’dan Çin’e, Hindistan da Türkiye’ye uzanacak şekilde ruble, rupi, yuan gibi para birimlerinin gündeme gelmesi de ivmelendi çünkü petrol ve doğal gaz satışında bu yol kısmen izlenmeye başlandı. Peki Rusya bunu neden yapıyor?
Rusya: Kazanan olmasam da kaybedeni belirlerim
Rezerv para birimi, temelde küresel ticarette olduğu kadar merkez bankalarının stokları/portföyleri açısından kritik önemde. Yani eldeki para nasıl değerlendirilecek, hangi para biriminde tutulacak sorusu. Hali hazırda duruma bakıldığında 2021 verilerine göre Amerikan dolarının ağırlığı yüzde 58-60 aralığında. Onu yüzde 20 ile euro takip ediyor. Çin’in payı henüz yüzde 3’lerde. Rubleyse doğrusu pek gündemde değil.
Ukrayna Savaşı ve onu izleyen yaptırım silsilesi, Rusya’nın varlıklarına el koymaya varan stratejiler, tüm dünyada alternatif arayışlarını hızlandırıyor, merkez bankaları ve yatırımcılar dolardan henüz çıkmasa da alternatif para birimlerine, metalara yöneliyor. Rusya da bu durumun farkında. Bu anlamda Suudi Arabistan’ın Çin ile yuan üzerinden petrol satışına olur vermesi önemliydi. Bu küresel enerji alışverişinde petrodolar denkleminin değişmesi kadar güçlü bir hamle olmasa da işlerin renginin değiştiğine dönük bir sinyal. Nitekim kısa süre sonra Rusya’nın benzer hamleleri görüldü. Rusya küresel enerji tedarikinde önemli bir ülke, ancak onun kadar hatta ondan güçlü üreticiler de var. Örneğin petrolde Suudi Arabistan, doğal gazda ABD kritik. Bu anlamda rublenin rezerv para birimi olma iddiası yok, ancak rezerv para değişiminde hızlandırıcı olabilir.
Genel olarak ruble ile enerji tedariki Rusya’nın güncel koşullarında üç açıdan önemli. Rusya 24 Şubat’tan bu yana sert tedbirlerle (yavaş yavaş bunlar gevşetiliyor) rublenin değer kaybının önüne geçti. Öncelikle önlemleri gevşetip, rubleye olan talebi artırmak istiyor. Bu hem Rusya Merkez Bankası’nı hem de yönetimi rahatlatacak, çünkü ruble talebi dışarıdan geliyor.
İkincisi, dolardan çıkışa katkı. Evet Rusya rublenin rezerv para birimi olmasını sağlamakta çok zorlanır, hatta bu neredeyse imkansız. Ancak doların gücünün eritilmesine katkı sunabilir. Tam da öyle yapıyor, işlemlerinde yavaş yavaş doları çıkarma, bunun yerine ülkelerin kendi para birimlerine yönlendirme, Çin gibi ülkelerle yuan üstünden anlaşmalar yapma, doların payının azaltılmasına katkı sunar. Dolar küresel ticari işlemlerde yüzde 70 gibi bir ağırlığa sahip, bunun yüzde 5 geriletilmesi bile önemli. Üçüncüsü ve uzun vadeli adım, küresel hegemonik mücadelede ABD’nin elini zayıflatma. Doların küresel olarak zayıflatılması ABD ekonomisinin zayıflamasına katkı sunar. Buysa orta vadede askeri ve siyasi dengelerde değişim demek. Rusya kazanan olmaktan bağımsız, kimin kaybedeceğini belirleyecek adımlar atıyor ve bu konuda ruble önemli. Peki Türkiye ile yapılan anlaşma ne anlama geliyor?
Ruble kullanımı ve Türkiye’ye etkisi
Türkiye ile Rusya arasında enerji ödemelerinde ulusal paraların kullanımı aslında sık sık gündeme geliyor. Özellikle 2015’teki uçak krizi sonrasında iki ülke ilişkilerinde görülen yumuşama ve toparlama sürecinde bu konu yeniden gündeme gelmişti, ancak bugüne kadar bu gerçekleşmedi. İşin ilginç yanı bu uygulama Çin haricinden neredeyse hiçbir ülkeyle yapılmıyordu. Rusya, Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkeye doğal gaz ve petrol satışı yapıyor, ancak rubleyle satış gündemde değildi. Yukarıda özetlenen içsel ve dışsal koşullar Rusya’nın tedarik ilişkisi içinde olduğu ülkelere bu formülü sunmasının temel nedeni.
Genel olarak duruma bakarsak 2021’de Türkiye- Rusya dış ticaret hacmi, 32 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı 5,5 milyar dolar, Rusya’dan ithalatıysa 26,5 milyar. İki ülke arasındaki ihracat farkında enerji en önemli kalem, tam da bu nedenle Türkiye-Rusya ticaretinde ithalat ile ihracat farkı 20 milyar dolardan fazla.
Enerji açısından Türkiye ile Rusya’nın gaz tedarik ilişkisinde anlaşmalardan kaynaklanan zorunlu alım 24 milyar metreküp (bcm) düzeyinde. Zorunlu alımlar dışında toplam alınabilecek gaz miktarıysa 30 bcm civarında. Burada dikkat çekici olan Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz alışverişinde yeni formüllerin gündeme gelmesi. Sözleşmesi yenilenen gaz tedarikinde eskiden farklı olarak gaz alımında TTF fiyatları yani Avrupa spot piyasası belirleyici kalan yüzde 30 eski formüle dayanıyor. Avrupa’da 1 bcm gaz 2000 dolar civarından işlem görüyor. Buysa göreli olarak makbul olan Rusya’dan tedarikin artırılması demek. Türkiye son dönemde spot piyasadan dikkat çekici oranda alım yapıyor, ancak fiyatlar can yakıcı. Peki Ruble ile ödeme?
Öncelikle Türkiye’nin Rusya’dan aldığı gazın tamamında ruble kullanılmayacak, bu yüzde 10-15 arasında olacak. Bu durum ödemeler için doların kullanımında az da alsa bir gerileme demek, ancak eldeki ruble miktarı yetmediğinde serbest piyasadan dolar karşılığı ruble almak gerekebilir. Türkiye’nin ekonomik koşulları dolar talebinin az da olsa gerilemesi durumunda olumlu bir adım gibi algılıyor. Ancak normal bir ekonomide bu sadece doların geriletilmesinde küçük bir katkı olurdu. Bu koşullar altında dolar talebinin Rusya ödemelerinde yüzde 10 bile azalması önemli. Ancak kullanılan para birimi kadar gazı aldığınız formül de önemli. Geçtiğimiz yıl Rusya ile anlaşma yenilenmesinde çıkan sorunların temelinde de formülün şekli vardı. Bu noktada Rusya’nın lehine bir formül var gibi görünüyor.
Sonuç olarak iki ülke arasında ruble/lira kullanımı küresel dengeler ve doların geriletilmesi açısından bu daha çok Moskova’nın önceliği önemli. Ancak dikkat edilmesi gereken bu başlık kadar alım formülünün tartılmaması. Rusya’nın pragmatik dış politikasında ruble kullanımına yeni bir adresin eklenmesi önemli, zaten Türkiye de ilk değil. Türkiye içinse amaç burada en azından gaz alım formülü veya ücretinde lehine olacak bir taviz alabilmekti, bu olmadığında günü kurmaya dönük bu adım aslında sanıldığı gibi büyük bir etki yaratmıyor. Bu nedenle keşke para biriminden ziyade (lira olsaydı biraz daha iyi olurdu) gaz alım fiyatını belirleyen formül tartışılsa. Nihayetinde dış ticaret açığını azaltacak olan ruble ya da dolar yönlü döneme değil, formülün lehte olması.
Kısa Dalga / 11.08.22