Koronavirüs, endüstriyel futbolu da hasta yatağında yakaladı. Son yıllarda artan ekonomik, finansal ve yönetsel sorunlar nedeniyle sportif başarısızlık ve finansal yetersizlik çekmekte olan Türkiye futbol endüstrisi, bağışıklık sistemi iyice zayıflamışken bir de pandemi ile sarsıldı. Birçok Avrupa ülkesinin ardından, 11 Mart'ta ara verilen endüstriyel futbolda, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 12 Haziran'da "işbaşı" kararı aldı ama tepkiler büyük. Özellikle kulüp antrenörleri, çoğu futbolcu, sahalara dönmenin zamanı olmadığı inancında ama ortada bir de “para sorunu"nun dayatması var.
Küresel futbol endüstrisinin beş büyük liginin, yıllık toplam geliri 18 milyar avroyu bulurken, yıllık 6 milyar avroluk geliriyle Premier Ligi zirvede yer alıyor. Hollanda, Fransa, pandemi karşısında son durumu tescil ettiler ve pandemiye girerken birinci sırada olan takımı şampiyon ilan etmekle işin içinden çıktılar. Almanya 16 Mayıs'ta maçlara yeniden seyircisiz başlarken futbolun beşiği İngiltere’nin yanı sıra İspanya ve İtalya’da da maçlara bu ay seyircisiz de olsa yeniden başlanacak.
Türkiye Futbol Federasyonu, basketbol ve voleybol federasyonlarının ligleri iptal kararlarına uymadı; devam kararı aldı. Buna gerekçe olarak da devasa bir sektör ve finansal çöküş riski gösteriliyor. Bazı futbolcular ve yardımcı personelde görülen vakalara rağmen, TFF Başkanı Nihat Özdemir 12 Haziran’dan itibaren Süper Lig’de kalan sekiz maçı oynatma kararında ısrar etti. Bir alt küme olan Birinci Lig’de de maçlar 19 Haziran’dan itibaren başlatılacak, irili ufaklı öteki kümelerle 200 futbol takımı “sosyal mesafe” kuralına aldırmadan, çok yakın temaslı futbolu yeşil sahalarda icra etmeye başlayacaklar.
Türkiye 10 Haziran tarihi itibarıyla 173 bini geçen vaka sayısıyla dünya pandemi sıralamasında 11'nci sıradaydı. COVID-19’dan toplam kayıp sayısı 4 bin 746 olarak açıklandı. Günlük verilere göre ise 10 Haziran’da 922 yeni vaka ve 17 yeni ölüm kaydedildi. Pandeminin büyük ölçüde kontrol altına alındığını savunan Erdoğan yönetimi, özellikle de büyük daralma yaşayan ekonominin durumunu göz önünde bulundurarak karantina önlemlerini gevşetmeye, 1 Haziran itibarıyla da birçok önlemi kaldırmaya karar verdi. İkinci bir salgın dalgası riskini çok da önemsemeyen bu adımlar, askıya alınmış futbol endüstrisine 12 Haziran’da dönüşü de içeriyor.
On sekiz takımla oynanan Süper Lig’in pandemi ile oynanamayan sekiz maçı, seyircisiz oynanacak, maçlar yayıncı kuruluş Katarlı Digitürk tarafından yayınlanmaya ve kanal üyelerinden paralar tahsil edilmeye devam edecek. Kuşkusuz bu kararda en önemli etken, futbol endüstrisinin zaten kırılgan olan durumunun pandemi ile iyice incelmesi, çöküşe yaklaşma riski.
Hizmet, kültür endüstrisi, eğlence kümesinin bir bileşeni olan futbol endüstrisi, tüm dünyada COVID-19’dan sert bir biçimde etkilendi. Salgının baş göstermesi ile tüm endüstri bir anda çakıldı, ligler ertelendi ve endüstri çarkı durduruldu. 2020 UEFA Kupası ertelendi. Pandemiden dolayı duran futbol endüstrisinin ekonomik kayıpları büyük. Futbol endüstrisi üstünden başta turizm olmak üzere, birçok hizmet sektörünün gördüğü zararlar da oldukça ağır.
COVID-19 nedeniyle durdurulan liglerde, bilet başta olmak üzere maç günü gelirleri, reklam ve medya, sponsorluk gelirleri, logolu ürün satış gelirleri sıfırlandı. Ama en önemli kayıp naklen yayın gelirlerinden mahrumiyetle yaşandı. Bu kayıplar dünyanın beş büyük ligi olan İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa liglerinde 4 milyar avroya ulaştı. Bu ligler içinde en fazla zarar 1 milyar 250 milyon avroluk kayıp ile İngiliz Premier Lig’de gerçekleşirken, yine bu süreçte kulüplerin bonservis bedelleri üzerinden takım değerlerinde de önemli kayıplar yaşandı. Diğer Avrupa ligleri de dikkate alındığında oluşan zarar tutarı 5 milyar avroya yaklaştı. Bu zararın daha da büyümesi muhtemel. Pandemide korkulan ikinci dalga riski, endüstriye altından kalkamayacağı yükler bindirebilir.
Türkiye futbol endüstrisi, pandemi öncesinde zaten iyi durumda değildi. Türkiye ekonomisinin diğer sektörleri gibi futbol endüstrisi de ekonomik açıdan önemli zafiyetler içindeydi ve 2018 ile 2019’da yaşanan ağır döviz türbülansları futbol kulüplerini, şirketlerini iyice sarsmış, borç stoklarını çevrilemez hale getirmişti. Pandemi, bu kırılganlığı pekiştirdi.
Dövizin ucuz olduğu yıllarda, özellikle dört büyük futbol kulübü yıldız yabancı futbolcu transferlerinde tedbirsiz davrandılar. Kısa sürede yabancı futbolcu sınırlaması kaldırıldı, hatta yerli oyuncularla bile kontratlar döviz üstünden yapıldı. 2018’de Türkiye futbol endüstrisinin (Süper Lig’in) piyasa değeri 600 milyon doları buldu ve futbolun merkezi olan Avrupa’nın ilk yedisi arasına girdi. Yine de bu, piyasa değeri 8,3 milyar dolara yaklaşan İngiltere’nin, 5,2 milyar dolara ulaşan İspanya’nın yanında çok mütevazı bir büyüklüktü. Ancak bu piyasa değeri bile ucuz döviz dönemine ait bir değerdi ve Türkiye için “sürdürülebilir” değildi.
Türkiye’de 2018 ortalarından itibaren döviz fiyatları hızla yükselince, futbol sektörü de birçok sektör gibi döviz yükümlülüklerinin altında ezildi. Çünkü futbolun döviz kazançları oldukça sınırlıydı. Eldeki yıldız oyuncuların bazılarının satılmasına rağmen, kulüplerin döviz açıkları yönetilebilir boyuta inmedi. Dövizin artışını frenlemek için 2018 ortalarında yükseltilen TL faizleri, en büyük dört futbol kulübünü başka bir yönden sıkıştırdı. Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar’a göre kulüplerin borçları 2018’de 14.5 milyar TL’ye ulaşırken gelirleri ancak 3.5 milyar TL civarındaydı. Bu durum krizin sürdüğü 2019’da biraz daha derinleşti.
Türkiye futbol endüstrisi 4.5 milyar TL gelire karşın 15 milyar TL borç, 5 milyar TL birikimli zarar ve 6 milyar TL’ye yakın öz kaynak açığı profiline sahipken pandemiye yakalandı. Bu kırılganlığın üstüne bir anda kapanan sektörün zararları geldi. Türkiye futbol endüstrisinin omurgası olan Süper Lig’de kulüplerin kayıplarının 1.5 milyar TL’ye ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye futbol gelirlerinin büyüklüğünün 4.5 milyar TL olduğu dikkate alınırsa, futbol endüstrisinin koronavirüs nedeniyle kaybı ara verdiği üç ayda toplam gelirinin yüzde 30’u dolayında bir tutara ulaştı.
Futbol endüstrisinin kırılganlığına pandeminin ayrıca vurduğu darbenin, büyük kulüpleri, Finansal Fair Play kriterleri bakımından UEFA’ya karşı da sıkıntıya sokması bekleniyordu. Nitekim 3 Haziran’da ilk yaptırım geldi ve UEFA, finansal yükümlülüklerine uymadığı gerekçesiyle Trabzonspor’un Avrupa’dan bir yıl men edilmesine karar verdi.
Muhtemelen kulüpler, devletin finansal ve ekonomik yardımına daha çok muhtaç hâle gelecek. Ama bitmiyor; bu pandemi sezonu ite kalka geçiştirilse, ileride tıklım tıklım seyircili futbol yeniden mümkün mü? Yoksa sadece TV’den izlenen futbol "yeni normal" mi olacak? Sorunun cevabını herkes yaşayarak görecek.
Al Monitor / 10.06.20