Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moïse’in 7 Temmuz 2021’de evinde uğradığı suikastla bağlantılı olarak dokuz aydır Türkiye’de tutulan Filistinli işadamı Samir Handal, uzun bir hukuk savaşından sonra 3 Ağustos’ta sınırdışı edildi.
Filistin, Ürdün ve Haiti vatandaşı olup 22 yıldır ABD’de Green Card ile ikamet eden 64 yaşındaki Handal, hakkındaki Interpol yakalama emri askıya alındığı halde aylarca tutuklu kaldı. Göç İdaresi, mahkemenin Haiti’ye iade talebini reddedip tahliye kararını takiben sınırdışı işlemlerini başlattı ancak bürokratik engeller yüzünden Handal ülkeden çıkamadı.
Davanın avukatı Mahmut Barlas’ın Al-Monitor’a verdiği bilgilere göre Handal uçuşu ayarlandıktan sonra sınırdışı edilmek üzere 15 Temmuz’da jandarma eşliğinde İstanbul Havaalanı’na gönderildi. Ancak Adalet Bakanlığı’nın Interpol aramasına binaen tahdit kodunun (H-26) kaldırıldığına dair Emniyet ve Göç İdaresi’ne gerekli bildirimde bulunmadığı için Handal, Kocaeli Geri Gönderme Merkezi’nde gönderildi. Barlas müvekkilinin peşinen suçlu ilan edilip haksız şekilde alıkonularak maddi ve manevi zarara uğratıldığını, hukuk dışı bir sürecin yaşandığını ve bunun arkasında hukuki dayanağı olmayan siyasi kararlar olduğunu düşünüyor.
Barlas’a göre Haiti makamlarının talebiyle Interpol’den kırmızı bülten, Handal’ın 14 Kasım 2021’de ABD’den İstanbul’a hareketinden sonra uçağı havadayken çıkarıldı. İstanbul aktarmalı uçakla Filistin’deki annesini ziyarete gitmeyi planlayan Handal, geçici tutuklama kararıyla Maltepe Cezaevi’ne gönderildi. İade için 40 günlük sürenin bitimine bir gün kala Haiti’nin iade dosyası ulaştı. Devlet başkanına suikast suçlamasını içeren dosya alelacele bir günde iddianameye dönüştürüldü. Tutukluluk hâlinin devamına karar verildi ve Handal, Ankara Sincan Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildi.
1980’de eşiyle birlikte Haiti’ye göç eden, burada 20 yıl kaldıktan daha sonra ABD’ye yerleşen Handal, yılın birkaç ayını kızının yaşamını sürdürdüğü Haiti’de geçiriyordu. Suikast sırasında da Haiti’deydi. Ancak 27 Haziran’da ABD’deki kardiyoloğundan 13 Temmuz tarihi için randevu almıştı. Suikast sonrası havalimanının kapatılacağı korkusuyla 9 Temmuz’da Miami’ye uçtu.
Handal ile suikast arasında bağlantı kurulmasının nedeni şuydu: Haiti makamlarının suikastın planlayıcısı olarak gördüğü ABD’de doktorluk yapan Christian Emmanuel Sanon, suikasttan iki ay önce Handal’ın evini COVID-19 tanı merkezi olarak kullanma bahanesiyle üç aylığına kiralamıştı. Haiti medyasına göre siyasi nitelikli toplantılar bu evde yapıldı. Sanon’un suikasttan bir gün sonra bu evde yakalanması, kira ilişkisinin bulunması ve Handal’ın planladığı tarihten bir gün önce ABD’ye dönmesi onu şüpheli hâline getirdi. Suikasttan sonra havaalanının kapatılacağı Haiti basınında yer almıştı. Handal ifadesinde kiraya verdikten sonra eve gitmediğini söyledi. Sanon da ifadesinde Handal’ın olayla ilgisinin olmadığını belirtti. Haiti’nin kırmızı bülten ve iade talebi için gönderdiği dosyada devlet başkanını öldüren, eşini yaralayan, değerli eşya ve evrakı çalan saldırganlar arasında Handal’ın da olduğu iddia edildi. Handal’ın suç örgütü üyeliği, cinayet, cinayete teşebbüs ve silahlı soygun suçundan arandığı belirtildi. Yapılan itiraz sonucunda Interpol 20 Nisan 2022’de kırmızı bülteni askıya alarak kaldırdı. Ancak iade davası nedeniyle tutukluluk hâli de devam etti.
İade kararının verilebilmesi için ölüm cezası, işkence ve insan onuruna aykırı muamelenin olmadığına dair Haiti’den öngörülen suçlarla ilgili ceza kanunu ve resmi güvence (hükümet güvencesi) istendi. Gelen Türkçe metinde bu suçlar için öngörülen “ömür boyu çalışma” ve “muvakkat çalışma” cezalarının gizlendiği, bir ay sonra ulaşan Fransızca asıl metinle birlikte ortaya çıktı. Yargılamaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle mahkeme tarafından istenmediği hâlde Adalet Bakanlığı, Haiti makamlarından Türkçe ve Fransızca metinler arasındaki çelişkinin giderilmesini istedi. Haiti 60 yaş üzerindeki suçlulara kürek cezalarının uygulanmadığı, ayrıca ülkenin işkence ve insanlık dışı muameleyi yasaklayan uluslararası sözleşmelere taraf olduğu yanıtını verdi.
Savunma avukatları sadece Ocak-Nisan 2022 arasında Haiti hapishanelerinde kötü koşullardan dolayı 54 kişinin öldüğüne dair BM Güvenlik Konseyi raporlarını sunup epilepsi hastası olan Handal’ın öldürülme, kaçırılma ve işkence görme ihtimalinin yüksek olduğunu bildirdi. Ayrıca avukatlar suikastla bağlantılı olarak ABD’de yakalanan kişilerle ilgili soruşturma çerçevesinde Handal’ın FBI tarafından birkaç kez sorgulandığını, hakkında herhangi soruşturma açılmadığını ve yaklaşık dört ay boyunca seyahat engeli dâhil hiçbir adli tedbir konulmadığını hatırlattı.
Belgeler ve yazışmalarla dava dosyası 3 bin sayfayı aştı. Bu arada ABD makamları ile çeşitli adli görüşmeler oldu ama süreç devam ettiği için bu konuda yorum yapılmadı.
Davayı gören İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Temmuz’daki dördüncü duruşmada Haiti’nin gönderdiği iade gerekçelerini ve iade taahhütnamesini yeterli bulmayarak Handal’ın adli kontrol olmaksızın tahliyesine karar verdi. Ancak Handal serbest bırakılmayıp Ankara’daki Akyurt Geri Gönderme Merkezi’ne alındı. Handal, Göç İdaresi’nin 6 Temmuz’da verdiği sınırdışı kararını takiben 15 Temmuz’da jandarma eşliğinde İstanbul Havaalanı’na götürüldü. Ancak Interpol aramasıyla bağlantılı yasadışı örgüt faaliyetleri kapsamında tahdit kodları bulunduğu gerekçesiyle Handal'ın çıkışına izin verilmedi. Adalet Bakanlığı tahdit kodlarını kaldırdığına dair yazıyı emniyete göndermemişti. Bakanlık yetkilisi resmi belgeler hilafına şifahen Handal hakkında tahdit bulunmadığını söyledi. Fakat polis bakanlıktan talimat gelmeden Handal’ın bırakılamayacağı konusunda ısrarlıydı. Handal Kocaeli Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Avukatların Adalet Bakanlığı, Interpol, Emniyet ve Göç İdaresi ile yazışma ve temaslarından sonuç çıkmadı. Barlas’ın şahsen giderek görüştüğü Adalet Bakanlığı’ndaki yetkili tahdidin bulunmadığını yineleyip havaalanındaki yazının kendilerine ait olmadığını savundu.
Bu arada Haiti basınında Handal’ın ailesinin Türkiye’yi “adam kaçırmak” ile suçlayan ifadelerinin yer aldığı haberler çıktı. Avukat Barlas Twitter’dan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a seslenerek, Dış İlişkiler ve AB Daire Başkanı Emrah Özkan’ın kırmızı bültenin kaldırıldığını Emniyet ve mahkemeye bildirmediğini, bu yüzden Göç İdaresi’nin sınırdışı kararının uygulanamadığını, müvekkilinin Kocaeli Geri Gönderme Merkezi’nde haksızca hürriyet hakkından mahrum bırakıldığını belirtip destek istedi. Bu tweet yüzünden Barlas, Bakanlık yetkililerinden dolaylı tepki topladı.
Barlas işlemin bu şekilde geciktirilmesini bürokrasideki ciddiyetsizliğe bağlıyor. Ayrıca saldırı sırasında yaralanan eski First Lady Martine Moïse’in 11-13 Mart 2022’de Antalya Diplomasi Forumu’nda tutuklama kararından dolayı Türkiye’ye teşekkür ettiği konuşmasını Türk adalet sistemini etkileme çabası olarak niteliyor. Moïse Anadolu Ajansı’na demecinde de adaletin yerini bulacağına inandığını söylemişti.
Nihayetinde sorun çözüldü. ABD’deki oturum kartı altı aydan fazla Türkiye’de tutulduğu için geçerliliğini yitirmiş olabileceği ve Türkiye ya da Haiti’ye iade edilebileceği şüphesiyle başka bir ülkenin seçilmesi istendi. Kanada tercih edildi. 3 Ağustos’ta Türkiye’den ayrılan Handal, Kanada üzerinden Miami’deki ailesinin yanına uçtu.
Barlas, Interpol’ü de yanıltan suçlamaların olduğu gibi iddianameye dönüştürülerek müvekkilinin kişilik haklarına zarar verildiğini, Haiti’nin iade talepnamesinin asla kabul edilmemesi gerektiğini, 40 günü aşan tutukluluk süresinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, iki ayda sonuçlanması gereken iade sürecinin hukuksuzca yaklaşık dokuz aya uzatılmasıyla müvekkilinin mağdur edildiğini, bu yüzden ilgili makamlar aleyhine her türlü hukuki yollara başvuracaklarını söyledi.
Al-Monitor / 05.08.22