Türkiye enflasyonunda beklenen kavşağa gelindi: aralık fiyat artış hızı, önceki aylardakinden benzer tempoda olmasa da yüzde 1,18’i bulurken yıllık tüketici enflasyonu yüzde 84,5 basamağından yüzde 64,3'e geriledi. Bu, bir ayda yıllık enflasyonda neredeyse 20 puan birden bir düşüş demek ve beklenen, aritmetiksel bir sonuç.
Bu sonuç bekleniyordu çünkü tüketici fiyatlarında yıllık artış, ilgili ayın endeks verisi ile önceki yılın aynı ayının endeksi oranlanarak bulunuyor. 2021 yılı aralık ayında endeks kasım ayına göre sert bir biçimde yüzde 13,6 oranında aylık artış göstererek yüksek bir baza çıkmıştı. 2022'nin aralık aylık artışı ise yüzde 1,2'de kaldı. Böyle olunca 2022 aralık ayı endeksinin 2021 aralık endeksine artış oranı yüzde 64,3'e indi. Oysa 2021 kasım ayının enflasyon endeksi daha düşük bir bazda olduğu için kasım yıllık enflasyonu yüzde 85'e yakın gerçekleşmişti. Aritmetik, kasım ayında yıllığı yüzde 102 görünen gıda enflasyonunu da 24 puan azalışla aralıkta yıllık yüzde 78'e inmiş gösteriyor.
Aritmetiğin bu azizliği ile TÜFE’nin yıllığı aylarca iniş hâlinde görünecek ve ocak ayında muhtemelen yüzde 50’ler, şubatta yüzde 40’lar basamağında görünecek.
İktidar ise fiyatlar her ay en az yüzde 2-3 tempo ile artsa bile yıllık aritmetiği öne çıkarmaya başladı. Erdoğan yönetimi "enflasyonun belini kırmaya" başladıklarını çok önceden konuşmaya başladı. Seçim gününe kadar bu söylem sürecek gibi.
2021’in son çeyreğinde ve 2022’nin tamamında ekonomi gündemine damgasına vuran yüksek enflasyon, 2023’e de yükselişle giriş yaptı ama görünüm değiştirerek. Aylık artış hızı, aralık ayında da pek hızlı değil ama yıllık görünüm beklendiği gibi değişti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aralık ayı tüketici fiyatları artışını yüzde 1,18 olarak açıkladı.
Aralık aylık fiyat artışında, gıda fiyatları artışı yüzde 1,8 yükselişle etkide bulunurken konut harcamalarındaki artış yüzde 2,8 oldu. Gıda fiyatları içinde en çok da süt ve süt ürünlerinin fiyatları tırmanış hâlinde. Bunun da arkasında hayvancılığın ihmali, özellikle devlet desteklerinin azalması, süt üretimine verilen desteklerin yetersizliği nedeniyle üreticilerin süt hayvancılığı yapmaktan vazgeçmeleri gerçeği yatıyor. Ayrıca un ve unlu mamullerin fiyatlarında da artış temposu düşmüyor. Patates fiyatı en çok artan ürünler içinde öne çıkıyor.
Gıdanın yanında fiyatı en çok artan konut harcamaları ve ulaşımda ise görece bir tempo düşüşü var. Konutta aylık fiyat artışı yüzde 3’e yaklaştı. Artışı sınırlayan müdahaleler var. Konutta, bir geçici kanunla kira sözleşmelerinde kira bedelinin artışına ilişkin anlaşmalara yüzde 25 oranında bir üst sınır getirilmişti. Ayrıca doğal gazın devlet tarafından sübvansiyonuna gidildi. Doğal gaz ile üretilen elektriğin ve konut ısıtmada kullanılan doğal gazın fiyatının artışı yavaşlatıldı. Merkezi bütçeden doğal gaz sübvansiyonu için yapılan harcamalar ocak-kasım döneminde 148 milyar TL’ye ulaştı. Bu sübvansiyon, ulusal güvenlik için merkezi bütçeden yapılan harcamalardan sadece 10 milyar TL az ve en büyük harcama kalemi olan faiz harcamalarının yarısına yakın.
Ulaşımda aralıkta fiyatlar yüzde 4 geriledi. Dünya enerji fiyatlarının hız kesmesi ve içeride de üç aydır dolar fiyatındaki artışın sadece yüzde 4’te kalması, akaryakıt fiyat artışının enflasyona etkisini hafifletti. Bütün bunlara rağmen, aylık tüketici fiyat artışı yıl biterken de hız kesmedi ve yüzde 1,2’yi buldu.
Aylık fiyat artış temposu azalmasa da yıllık hesap değişti, hem de hissedilir bir düşüş gösterdi. 2021’de aralık ayında yaşanan yüzde 13,6’lık sert tırmanış, yıllık hesaplamanın bazını yükseltince yıllık artış yüzde 64,3’e inmiş göründü. Yıllık artış, hesaplanan ayın bir önceki yılın ayı ile oranlaması sonucu bulunuyor. 2021 ekim, kasım ayı bazları düşük olduğu için yıllık TÜFE yüzde 85 basamağında görünüyordu ama aralık ayında hesap 2021’in yüksek bazıyla yapılınca yüzde 84’lük basamaktan yüzde 64’e kadar inildi. 20 puanlık bir düşüş. Bu devam edecek ve şubat ayında yüzde 45, martta yüzde 35 basamağına kadar inmesi olası, hem de aylık fiyat artışları yüzde 2-3 oranlarında artmaya devam ederken.
Yıllık enflasyonda yaşanmaya başlanan bu “aritmetiksel” düşüş, enflasyona aylardır seyirci kalan ve hiçbir anti-enflasyonist önlem geliştirmeyen iktidar tarafından “Enflasyonu geriletiyoruz” şeklinde bir algı üretiminde kullanılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aralık ayı ortalarında şöyle diyordu: “Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40’lı rakamlara ineceği ortada (…) Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20’ler seviyesine, 2024’te tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.”
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise bakanlığının 2023 bütçesi ile ilgili görüşmeler sırasında yaptığı sunumda enflasyonun her ay düşüşe geçeceğini açıklarken aylık değil, yıllık enflasyondan söz ediyor ve şöyle diyordu: “Önümüzdeki dönemde, küresel emtia fiyatları, döviz kuru gelişmeleri ve beklentilerde görülecek iyileşmelerle birlikte gerek tüketici gerek üretici enflasyonunda düşüşler devam edecektir. Her ay bu düşüşler gerçekleşecek.”
Aylık artışlar sürerken iniş gösteren yıllık enflasyonun yarattığı yanılsamanın aslında tüketici, girişimci herkes farkında. Herkes satın aldığı mal ve hizmetin fiyatının aylar itibarıyla temposu düşse de yükseldiğinin farkında.
Kira sözleşmelerinde kullanılan 12 aylık TÜFE artış ortalaması, yıllık enflasyonun yanılsamasını izale ediyor. 2022 nisan ayında TÜFE yıllık artış yüzde 70 iken 12 aylık ortalamalarla TÜFE yüzde 34,5 idi. On iki aylık ortalamalar istikrarlı artış gösterdi ve 2022 aralık ayında TÜFE yıllık artış yüzde 64’e inerken 12 aylık ortalama artış yüzde 72’yi gördü. Bunun önümüzdeki aylarda da sürmesi olası ve enflasyonun uzun vadeli temposunu göstermesi açısından 12 aylık ortalamalara bakmak daha sağlıklı bulunuyor.
Al-Monitor / 03.01.23