Ekonomist Güldem Atabay, Artı Gerçek TV’nin YouTube kanalında yayınlanan “Canan Kaya ile Ya Sorulmasaydı?” programına konuk oldu. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın faiz kararını açıklayacağı toplantıdan önce Artı Gerçek TV aracılığıyla uyarılarda bulunan Atabay, şu ifadeleri kullandı:
“Türk lirasındaki değer kaybı hızlanarak devam edecek”
“Perşembe günü gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu toplantısı, artık belki de bir kırılma noktası olabilecek bir öneme sahip. Yüzde 21,3’lük bir enflasyonumuz var. Bu rakam gayriresmi rakamlara göre yüzde 58 seviyesinde. Politika faizi yüzde 15’te ve tekrar bir faiz indirimi bekleniyor. Şu anda piyasanın beklentisi 100 baz puan ama bu artık rasyonel bir beklenti değil. Artık ekonomik bir model üzerinden konuşmuyoruz, siyasi tutkular üzerinden bir deney yapılıyor Türkiye ekonomisinde. 100 baz puan da olsa, 300 baz puan da olsa TL’deki değer kaybı dıştan gelen dalganın da eklenmesiyle önümüzdeki dönem hızlanarak devam edecek gibi gözüküyor.” Atabay, dolar kurundaki yükselişle ilgili uzmanların dikkat çektiği 17 liralık kırılma rakamıyla ilgili tahminleri ise şöyle yorumladı:
“Faizi tek haneye düşürürlerse, dolar kuru 20 liranın üzerine çıkabilir”
“Benim bilgim ve aldığım eğitim kapsamında olan düzlemde alınan kararlar değil bunlar. Dolayısıyla ekonomistler senaryo kuruyorlar şu anda. Nedense bu rakam telaffuz ediliyor ama eğer faiz indirimleri yüzde 12’de kalırsa, dolar kuru 17-18 lira seviyesinde istikrar kazanır. Ama eğer faiz indirimleri korkulduğu gibi yüzde 9’lara kadar düşürülürse, korkarak telaffuz ediyorum: 20 liranın üzerini de görmek mümkün olabilir. Dolayısıyla bu durum nereye kadar gitmeyi göze alacaklarına bağlı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasa tasarılarını onaylayan hukukçu Prof. Dr. İzzet Özgenç’in geçtiğimiz günlerde Twitter’da paylaştığı ve büyük tepki çeken “Ekonomik OHAL” tweet’iyle ilgili de konuşan Atabay, şu görüşleri dile getirdi:
“OHAL tartışmalarında hedef bankalardaki döviz mevduatlarıydı”
“Bütün bu mantıksızlığın içinde bir istikrar arayacak olursak, son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ekonomik durum da ülkeyi tehdit eden faktörler arasına katıldı. Zaten o toplantıdan bu ifadelerin çıkmasının ardından korku, “Acaba bir OHAL ilanıyla seçim tarihi ertelenir mi” yönünde şekillenmişti. Ama bugün bu faiz indirimi, TL’nin değer kaybı, yaşanan enflasyon, bu işin bir boyutu. Bankalardaki toplam mevduatın yüzde 64’ü döviz mevduatlarında. Diğer taraftan Türkiye portföy yatırımlarını çekmekte zorlanıyor. Böyle bir ortamda seçimlere giderken doğal hedef olarak mevduatlar öne çıkıyor. Kaba tabirle iktidarın ‘ağzını sulandırmış’ oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu söyledi zaten. “Yastık altlarındaki dövizlerinizi bozdurun” dedi.
Ancak insanların hayatları etkilendi, raflar boş, insanlar ekmek kuyruklarında. Dolayısıyla buradan konu ekonomik OHAL’e çekildi. Bu zaten altyapısı hazırlanmış bir tartışmaydı. Hedefin döviz mevduatları olduğu gerçeği eşliğinde bir yoklamaydı. Isınılamadı, geri çekildi ama bu mesaj da alınmış oldu.”
Artı Gerçek / 17.12.21