"Mevduatta kur farkı modeli nedir?"

AKP şefi T. Erdoğan'ın açıkladığı "mevduatta kur farkı" düzenlemesini ele alan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, "Rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak. Adaletsiz bir durum söz konusu" dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Aralık 2021
  • 10:49

İktisatçı BirGün yazarı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, AKP şefi Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı "finansal alternatif" üzerine paylaşımlar yaptı.

Öne sürülen düzenlemeyi örnekler üzerinden anlatan Kozanoğlu, “Rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak” dedi.

Ayrıca piyasada mevduatların 258 milyar dolarlık bölümünün zaten döviz olduğuna değinen Kozanoğlu, dünkü açıklanan düzenlemeyi "1934 milyar liralık TL kısmı da dövize endekslenince, al sana %100 dolarizasyon!" diye yorumladı.

AKP şefinin dünkü açıklamalarını "Sabah nur suresi akşam kumar masası" diye eleştiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yeni düzenlemeye dair şu paylaşımları yaptı:

“Mevduatta kur farkı modelini adım adım anlatacağım.

Bu teknik anlamda mevduat sahibine forward kur üzerinden bir satın alma opsiyonu hediye etmektir.

Opsiyon belli bir varlığı önceden belirlenmiş bir fiyat üzerinden alma veya satma hakkıdır.

Burada döviz bazında bir alım hakkı verilmektedir.

Peki hangi kur üzerinden?

Örneğin bankada 3 aylık mevduat nominal faiz oranı %20 olsun.

Bu mevduat sahibinin 100.000 bin lirasına %5, yani 5000 lira faiz kazanması anlamına gelir.

Aynı anda döviz kuru 1$=10 TL ise;

Forward kur 10x1.05= 10.50 lira olarak belirlenir.

Diğer bir ifadeyle 3 ay sonra piyasadaki dolar/TL döviz kuruna bakılır. Eğer 10.50 liranın altında ise mevduat sahibi %5 faiz kazancı ile yetinir.

Ancak 10.50’nin üzerinde, örneğin 11.50 ise aradaki 1 lira fark,100000 lira için 10.000 lira mevduat sahibine ödenir. Sonunda kazancı 15.000 lira olur.

100.000 lirası 115.000 liraya yükselir.

Özetle mevduat sahibi en az döviz artışı kadar bir getiri elde eder. Döviz artmazsa veya %5’in altında artarsa %5 getiriyi yine garantiler.

Burada mevduat sahibi avantajlı görünüyor.

Tabii ki farkı ödemeyi taahhüt eden Hazine’nin, yani devletin sözünde durması halinde.

Diğer bir ifadeyle rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak. Adaletsiz bir durum söz konusu.

İşin teknik kısmına dönersek opsiyonlar, yani bir varlığı alıp satma hakkı bir bedel karşılığı satılır.

Hâlbuki burada opsiyonu veren devlet bir para almıyor. Ama bir yükümlülük altına giriyor.

Peki o zaman bu opsiyon fiyatı kimin cebine giriyor?

Cevap: Bankaların.

Açıklayalım; tüm mevduat sahipleri dövize endeksli mevduatı seçmeyecekler.

Neden?

Çünkü piyasada iki mevduat faizi oluşacak. Örneğin düz faiz %24 ve dövize endeksli faiz %20 gibi.

İşte aradaki %4 opsiyonun fiyatıdır. Bu da Hazine’nin kesesinden bankalara aktarılan bir ranttır.

Niye iki faiz oluşur?

Çünkü bazı mevduat sahipleri döviz fazla oynamaz diyerek %24 yüksek faizi tercih eder.

Bazıları ise hem %20 kazanayım, hem de kur artışına karşı korunayım der.”