Dünya ve Türkiye ekonomisinde temel eğilimler- Hayri Kozanoğlu

Ukrayna’da süren savaş, Filistin’de acımasız katliamlar, ABD ile Çin arasında Güney Çin Denizi’nde, özellikle Tayvan üzerinde yoğunlaşan gerginlik yıla damgasını vurdu. Yeni bir soğuk savaş tehlikesi telaffuz edilmeye başlandı.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 26 Aralık 2023
  • 12:30

2023’ün dünya için çatışmalar ve şiddet yılı olduğunu söyleyebiliriz. Ukrayna’da süren savaş, Filistin’de acımasız katliamlar, ABD ile Çin arasında Güney Çin Denizi’nde, özellikle Tayvan üzerinde yoğunlaşan gerginlik yıla damgasını vurdu. Yeni bir soğuk savaş tehlikesi telaffuz edilmeye başlandı. Ne var ki, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki soğuk savaştan farklı olarak, birbirleriyle kesin sınırlarla ayrılan, iki ayrı ekonomik bölgenin kendi içinde alışveriş yaptığı bir dünya manzarası yok karşımızda. Aksine, bütünleşmiş bir küresel ekonomi, hız kesmeyen ticari ilişkiler söz konusu. Örneğin tüm ticaret savaşları söylemine karşın ABD-Çin arasındaki ticaret 2022’de 2018’deki 658.8 milyar dolarlık zirveyi geride bırakarak 690.6 milyar doları buldu.

Küresel büyüme performansı düşük

Dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin geleceğe yönelik sağlıklı değerlendirmelerde bulunabilmek için temel eğilimleri yakından izlemek, karşılaştırmalı analizler yapmak zorundayız. Bu anlamda Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) geçen hafta yayımladığı İstatistikler El Kitabı zengin bir veri tabanı sunuyor. Türkiye’nin bu çalışmada yer almayan verilerini de TCMB ve TUİK kaynaklarından ben ekledim. İsterseniz bu olanaktan yararlanarak önemli göstergelere bir göz atalım.

2022’de dünyadaki ekonomik büyüme %3.1 oldu. Nüfus etmenini de göz önüne alırsak kişi başına büyüme %2.2’de kaldı. Dünya nüfusunun sadece %17’sini oluşturan zengin ekonomiler dünya ekonomik pastasının %63’üne el koydular. Türkiye ekonomisi de özel tüketim çekişli olarak 2022’de %5.5’luk bir büyüme kaydetti.

Gelir dağılımında düzeliş durdu

Son 10 yılda küresel gelir dağılımı özellikle Çin’de dolu dizgin büyüme kaynaklı  iyileşme gösterdi. Örneğin 2012’de dünyanın en yoksul %85’i küresel GSYH’nin %37’sini alırken, bu oran 2022’de %40’a yükseldi. Ancak son 5 yılda eşitsizliklerin azaltılması yolunda ek bir ilerleme kaydedilemedi.

2022’de dünya ölçeğinde kişi başına gelir 12.564 dolardı. Bu rakam gelişmiş ülkelerde 44.445 dolara kadar çıkarken, gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) 6.105 dolar, yoksul ülkelerde ise sadece 1.176 dolarda kaldı. Türkiye’de kişi başına gelir 2022’de 10.659 dolar, üyesi bulunduğumuz G-20 ülkeleri arasında ise 17.511 dolardı.

Türkiye ekonomisi hizmetler ağırlıklı ülkeler arasında

Harcamalar bazında GSYH’de dünya genelinde hanehalkı tüketimi %54.8, hükümet harcamaları %17.1, sabit sermaye yatırım %26.8, net ihracat %1 pay aldı. Gelişmiş ülkelerde hanehalkı tüketimi %58.5 ile daha yüksek, sabit sermaye yatırım %22.5 ile daha düşük gerçekleşti. Aynı oranlar GOÜ’lerde %49.2 ve %33.5. Gelgelelim tüketimi düşük yatırımı yüksek  gösteren bu veride Çin’in az tüketen, çok yatırım yapan bir ülke olmasının payı büyük. Çin’i aradan çekince GOÜ’lerin tüketim oranı da %58.6’yı buluyor. Türkiye ise 2022’de özel tüketimin ortalamalardan yüksek %60.8, sabit sermaye yatırımının %29.2 olduğu bir ülke profili çizdi. Net ihracatın -%4 oluşu da bu yüksek oranlarda etkindi.

Gelire katma değerin sektörel dağılımı temelinde bakılınca, 2022’de tarımın ağırlığı %4.3, sanayinin %29.8, hizmetlerin %66. Bilindiği gibi gelişmiş ülkeler hizmetler ağırlıklı bir ekonomik yapıya sahip. Bu oran gelişmiş ekonomilerde %73.8 iken; GOÜ’lerde hizmetler %50.9, sanayi %36.2, tarım %9.4 yer tutuyor. Türkiye’nin ise, vergi ve sübvansiyonlar hariç, hizmetlerin %56.6, sanayinin %26.4, tarımın %6.5 payıyla, her bir kalemi biraz yukarı çekince, hizmetler ağırlıklı gelişmiş ülkelere benzer bir görünüm söz konusu.

Türkiye cari açığı en yüksek ülkelerden

Cari denge istatistiklerine gelince, GOÜ’lerin  675 milyar dolar cari fazlalarına karşın gelişmiş ülkelerin 336 milyar dolar açık vermeleri dikkat çekiyor. Bazı istatistiki aksaklıklar nedeniyle net bakiye bekleneceği gibi sıfır değil, artı 339 milyar dolar.

GSYH’ye oranlayınca petrol zengini Norveç, Kuveyt, Azerbaycan %30’un üzerinde fazla sağlayan ülkeler. Dolar bazında ABD 944 milyar dolar, Birleşik Krallık 121 milyar dolar, Hindistan 80 milyar dolarla en yüksek cari açık veren ekonomiler. Çin 402 milyar dolarla, Rusya 233 milyar dolarla, Norveç 175 milyar dolarla en büyük cari fazla elde eden ülkeler. Türkiye’nin 2022 cari açığı GSYH’nin %5.4’ü gibi çok yüksek bir oran ile 48,9 milyar dolar. ABD’nin cari açığı dahi GSYH’nin %3.7’si oranı ile Türkiye’den göreceli daha düşük.

Doğrudan yatırımlar geriliyor

2022’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları, dünya çapında %12.4 gerileme sergileyerek, 1.295 milyar dolara düşmüş. Bunda gelişmiş ülkelere girişin %36.7’lik, bu ülkelerden çıkışın %17.1 keskin inişi etkili olmuş. Jeopolitik gerginliklerin şu ana kadar dış ticarete yansımasının sınırlı kaldığını, uzun vadeli bir ufka sahip olması beklenen doğrudan yatırımlara etkisinin ise belirgin biçimde ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Dolar bazında en fazla yatırım çeken üç ülke 285 milyar dolarla ABD, 189 milyar dolarla Çin ve 141 milyar dolarla Singapur. Stok anlamında da, özel statülü Singapur ve Hong Kong’u bir yana bırakırsak, GSYH’nin oranı olarak %85.1 ile Şili ve %67.7 ile Kanada en fazla yatırım çeken ülkeler.

2022’de ABD 373 milyar dolar, Japonya 161 milyar dolar ve Çin 147 milyar dolarla en fazla yurtdışı doğrudan yatırım yapan ülkeler olmuşlar. GSYH’nin oranı kriteri ile bakınca da, %116.3 ile Belçika, %95.6 ile Kanada, %71.8 ile Birleşik Krallık en yüksek yabancı sermaye yatırımı stokuna sahip ülkeler.

Türkiye 2022’de 13.6 milyar dolarla sınırlı bir doğrudan yabancı sermaye çekerken, yurtdışına da 4.9 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapmış. 2022 sonu itibarıyla Türkiye’nin 56,0 milyar dolar doğrudan yatırımı bulunurken, 204.5 milyar dolarlık da yabancı yatırım çektiği görülüyor.

21’inci yüzyılın en yüksek enflasyonu

2022’de küresel anlamda 21’inci yüzyılın en yüksek enflasyonu yaşandı. Venezuela, Zimbabwe, Lübnan ve Sudan’da enflasyon %100’ü aştı. Türkiye’nin %72.3 tüketici enflasyonu ile üst sıralarda yer aldığı 44 ülkede de enflasyon %12’yi geçti.

2022’de ABD doları Japon Yenine %17, Avroya %11, Pounda %10, Çin Yuanına %4 olmak üzere önde gelen paralara karşı değer kazandı. Bu gelişme tüm kategorilerde hesaplamalar dolar bazında yapıldığı için parasal istatistikleri aşağı çekti.

2022’de emtia fiyatları %40 arttı. Ancak akaryakıt fiyatları bir yana bırakılırsa, fiyat artışları %8.5’luk küresel enflasyonun çok altında sadece %1.6 yükseldi. Özellikle gıda fiyatları 2022’nin ilk yarısında keskin bir artış gösterdikten sonra, kademeli olarak geriledi, 2023 Mart’ında ise %15’lik düşüşle negatif bölgeye geçti. Buna karşın madenler ve metallerde Temmuz 2022’den Temmuz 2023’e kadar yıllık anlamda önce %16 gerileme, sonra +%9’a varan bir artış kaydedildi.

BirGün/ 26.12.23