Biden, ABD’yi Afganistan’dan apar topar çıkarıyor; medyanın konuyla ilgili sorularını cevaplamak istemiyor. Taliban, hızla ilerlerken ülkenin yüzde 85’inin elinde olduğunu iddia ediyor. ABD kuklası Afgan rejiminin çöküşü hızlanıyor. Bu resmin iki boyutu var.
Birincisi, “11 Eylül olayının” ertesinde, Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan ABD hegemonyasını restore etme projesi (o projenin belgesi olarak yayımlanan QDR 2001 -dört yıllık savunma- raporunu değerlendirirken öngördüğümüz gibi) başarılı olamadı. ABD merkezli hegemonya düzeni çözülmeye devam ediyor.
İkincisi, büyük güçler arası, yeni düzeni şekillendirme, dünyanın kaynaklarını paylaşma rekabetinin merkezi, emperyalist sistemin tarihinde Avrasya kara parçasının “Büyük Oyun” olarak adlandırılan coğrafyasına kayıyor.
Bu ikisini bir araya koyunca, spekülatif bir yaklaşımla sorabiliriz. Sakın, Biden yönetimi, bir taraftan “Batı Bloku”nu canlandırmaya, NATO’yu küreselleştirmeye, diğer taraftan stratejik rakip olarak gördüğü Çin ve Rusya’yı büyük ekonomik ve askeri kaynak harcamaya zorlayacak jeopolitik istikrarsızlıklara yatırım yapıyor olmasın?
BOP’tan KYİ’ye
Dün, QDR 2001 yayımlandığında hegemonya restorasyon projesinin merkezinde, hidrokarbon kaynaklarıyla, huzursuz genç nüfusuyla “Avrasya kara-parçası” karşısında stratejik konumuyla “Büyük Ortadoğu” (BOP) vardı. Afganistan ikincil bir hedefti. Esas hedef Irak, daha da önemlisi İran’dı. Sonra jeopolitiğin kaleydoskopu 2008 finans krizi, 2011 Arap isyanları, Suriye iç savaşı da olmak üzere birkaç kez döndü, bu sırada teknolojik atılımlar birbirini izledi. Bugün karşımıza 2001’den çok farklı bir manzara var.
Rusya, Ortadoğu’ya indi. Çin, uzay çalışmaları, quantum bilgisayarları, yapay zekâ teknolojileri gibi alanlarda dünya liderliğine oynuyor. ABD hegemonyasının ifadesi olan neo-liberal küreselleşme çözülmeye devam ediyor. Buna karşılık, Çin Kemer ve Yol İnisiyatifi (KYİ) adını verdiği bir proje bağlamında, kara ve demiryolları, deniz ulaşım hatlarıyla yaklaşık 60 ülkeyi kaplayan bir ağ üzerinden Asya’yı Avrupa’ya ve Afrika’ya bağlayarak kendi ekonomik jeopolitik gereksinimlerine uygun bir alternatif küreselleşme inşa etmeye başladı.
KYİ projesinin jeopolitiği, jeo-ekonomisi, BOP’tan farklı olarak, altın, gümüş, platin, demir, bakır gibi stratejik madenleri, iletişim ve savaş teknolojilerinin stratejik girdisi ender mineralleri kaynak paylaşımı paradigmasının merkezine koyuyor. Mekân düzenlenmesi açısından da ekonomik ve askeri kaynakların ulaşım yolları, elektronik iletişim ağları, ülkeler arası bağımlılık ilişkileri stratejik öneme sahip.
Bu değişimin merceğinden bakınca da Afganistan’ın stratejik önemi, özellikle Çin açısından daha bir belirginleşmeye başlıyor. KYİ projesi bağlamında Çin 62 milyar dolarlık bir yatırımla “Çin Pakistan Ekonomik Koridoru” (CPEK) olarak adlandırdığı bir projeyi yaşama geçirmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra geçen yıllarda, Hindistan’ın ve ABD’nin basıncıyla engellenen Peşaver-Kâbil karayolu projesi var.
ABD, Afganistan’dan çıkışını tamamlamaya çalışırken Taliban ilerlemeye devam ediyor ve Çin’i madenciliğe ve yol projelerine yatırım yapmaya davet ediyor. Böylece Peşaver-Kâbil projesinin gerçekleşme, Afganistan’ın, yaklaşık 1-3 trilyon dolar değerinde olduğu hesaplanan doğal kaynaklarını Çin’in küreselleşme projesine ekleme olasılığı artıyor.
Bu söz konusu doğal kaynaklar içinde, dünyanın henüz işletime açılmamış, 88 milyar dolar değerinde olduğu hesaplanan en büyük bakır rezervlerinin yanı sıra, demir, platin, altın (Taliban altından, yılda yarım miyar dolar gelir elde ediyormuş), krom, uranyum ve alüminyum, cıva, çinko, lityum rezervleri, emeral, rubi, safir, turkuaz, lapis lazuli gibi değerli taş kaynakları ve belki de stratejik olarak hepsinden önemli, ender mineraller olarak anılan lantan, seryum, neodimyum rezervleri var. Ek olarak Afganistan’ın henüz işletilemeyen, 1.6 milyar varil petrol, 500 milyar metreküp kapasiteli gaz rezervleri var.
Kısacası, büyük güçler arası yeniden-paylaşım rekabeti bağlamında Afganistan’ın kaynaklarına ulaşmak, çok büyük bir avantaj elde etmek anlamına geliyor; ABD çıkarken Çin girmeye hazırlanıyor. Ancaaak… (Perşembeye devam ediyorum)
Cumhuriyet / 12.07.21