Brezilya’da ne oluyor?- Ergin Yıldızoğlu

Brezilya’da İşçi Partisi’nin (PT) adayı Lula, iktidardaki faşist Bolsonaro karşısında başkanlık seçimlerini kazandı. Dünyanın her yerinde sol sevindi. Ancak gerçek çok daha karmaşık.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 03 Kasım 2022
  • 08:55

Brezilya’da İşçi Partisi’nin (PT) adayı Lula, iktidardaki faşist Bolsonaro karşısında başkanlık seçimlerini kazandı. Dünyanın her yerinde sol sevindi. Ancak gerçek çok daha karmaşık. 

“Lula seçimi kazandı ama yönetebilecek mi” sorusu ortada duruyor. Bolsonaro 44 saat sonra sessizliğini bozdu, iki dakikalık ama, anlam yüklü konuşmasında “yetki transferine yeşil ışık yaktı”; yetki transferini, başkanın değil de bir bakanın açıklaması Brezilya’nın bir siyasi kriz içine düşmek üzere olduğunu düşündürdü. 

İki Brezilya var

Yılbaşında kamuoyu yoklamaları Lula’nın ve Bolsonaro’nun toplumsal desteğini sırasıyla yüzde 55 ve yüzde 32 olarak gösteriyordu. Süreç boyunca aradaki fark giderek daraldı. 1. tur oylamasında Bolsonaro, beklenenden çok daha fazla oy alarak yüzde 43.23 ile II. tura kaldı. Lula’nın oyu yüzde 48.4’e gerilemişti. II. turda Lula yüzde 50.9 ile kıl payı kazandı. Bolsonaro’nun oyu da yüzde 49.1’e yükselmişti. Dahası, Brezilya nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı en büyük dört kentte Bolsonaro öndeydi. Valilikleri de örneğin Sao Paulo’da Bolsonaro’nun sadık destekçisi faşist tipler kazanmıştı. 

Lula zafer konuşmasında her ne kadar birleştirici olmaya çalıştıysa da karşımızda birbirinin “dünyasında” yaşamak istemeyen, nefretle bölünmüş iki Brezilya var. Lula bu bölünmüşlüğü, ekonomi hızla bozulurken hem de mecliste yalnızca iskemlelerin yüzde 24’üne sahip bir koalisyonla, azledilme riski altında, yönetmeye çalışacak. Siyasi kriz riskinin bir bileşeni bu.

Üç olasılık bir soru

Seçim süreci boyunca, Bolsonaro, taraftarlarına iki mesaj verdi. (1) Biz kazanmazsak hile yapılmış demektir. (2) Üç olasılık var: Ya beni tutuklarlar ya öldürürler ya da zafer. Siz 1. olasılığı unutun. Diğer bir deyişle “Ya zafer ya ölüm!”

Hakkında, özellikle 680 bin kişinin yaşamına mal olan Covid-19 pandemi, yönetimi (Pandemiyle ilgili yalan haber) ve ailesinin iş ilişkileri ile ilgili birçok soruşturma varken, 100 yıllığına kilit altına koyarak saklamaya çalıştığı belgeleri, Lula açıklamaya söz vermişken, kısacası tutuklanması gerçek bir olasılık iken Bolsonaro neden başkanlığı bıraksın? Siyasi kriz riskinin bir diğer bileşeni de bu soruyla ilgili. 

Bolsonaro ne dedi?

Seçim sonuçları belli olunca Bolsonaro ortadan kayboldu. Taraftarları Brezilya’nın en önemli yollarını kamyonlarla kapatmaya başladılar; otobüs, uçak seferleri iptal edildi. Polis, asker bu barikatları kaldırma konusunda isteksiz davranıyor, başsavcı, isteksiz yerel polis şeflerini 20 bin dolara ulaşan para cezalarıyla tehdit etmeye başlıyordu. Bolsonaro konuşurken 267 noktada barikat eylemleri devam ediyordu.

Bolsonaro konuşmasında Lula’yı tebrik etmedi, seçim sonuçlarını kabul ettiğini açıklamadı, aksine, bu protesto eylemlerinin “seçimlerde yapılan adaletsizliklere karşı yükselen öfkenin sonucu” olduğunu vurguladı. Bolsonaro, “solcular gibi mülkiyet hedef alan değil, barışçı olan eylemlere” olumlu bakıyordu. “Cumhurbaşkanı olduğum sürece anayasaya bağlı kalacağım” derken sonrasını açık bırakıyordu. Dahası, bu, 142. maddesiyle, “toplumsal güvenliği güvence alma sorumluluğunu” askere veren, 1964 darbesini meşrulaştırmış bir anayasaydı. Bolsonaro seçim sürecinde 142. maddeye birçok kez gönderme yapmıştı. Seçim süreci boyunca ordu üst kademesi Bolsonaro’yu desteklemişti. Birçok fabrikada patronlar, işçileri Bolsonaro’ya oy vermeye zorlamıştı. Nihayet, yetki transfer sürecinin başladığını kendisinin değil de bir bakana açıklatmış olması, iktidarda kalmanın bir yolunu bulmak için zaman kazandığına yönelik yorumlara yol açtı. Bolsonaro’nun konuşması hem taraftarlarını protestolara devam etmeye çağırıyor hem de gerçek niyetini açıklamıyordu. Siyasi kriz riskinin bir bileşeni de buydu. 

Lula kazandı ama şimdi işi çok zor!

Cumhuriyet / 03.11.22